HALK ŞAİRİ BAYBURTLU ZİHNİ İÇİN

Bayburt Belediyesi Şair için güzel bir Türbe yaptırıyor.Maçka, (Hususi) — Erzurum ve havalisinin en kıymetli halk şairi olan Bayburtlu Zihni Maçka’nın Olasa köyünde yatar. Bir çok eserleri mektep kitaplarına dahi alınan ve herkesin zevkle okuduğu bir çok şiirler yazmış olan Şairin mezarındaki kemiklerini Baydur’da götürmek üzere Bayburt belediye azasından Nuri Uçaklının başkanlığında dört kişilik bir hey’et gelmiştir. Bir gece burada misafir kalan hey ‘et Olas’a gitmiş, oradan Trabzon’a geçmişlerdir.

Bayburt belediyesi bu değerli halk şairine yakışacak bir türbe yaptırmağa karar vermiştir. Türbenin inşasından sonra kemikler buraya konacak ve merasimle ölümünün yıldönümü yapılacaktır.

Bu dört kişilik hey ‘et Trabzon’da şaire ait tarihi kitabe ve eserleri topladıktan sonra Baydur’da dönecektir.

Bayburtlu Zihni..

Bayburtlu Zihni hem Divan hem de halk şiiri türündeki yapıtlarıyla tanınmış bir şairdir. Asıl adı Mehmed Emin’dir. Zihni onun takma adıdır ve Bayburt’ta doğduğu için Bayburtlu Zihni olarak anılır. Erzurum ve Trabzon medreselerinde okumuştur. Ardından İstanbul'a gidip ve çeşitli yerlerde kâtiplik yapan Zihni, Divan şiiri türünde yazdığı şiirler ve kasidelerle tanınmıştır.

Yaşadığı dönem Türk edebiyatının en büyük şairlerindendir. Bu, edebiyat tarihçilerinin etrafında ittifak ettikleri bir görüştür. İsmi, şehriyle özdeşleşmiş, birlikte anılmış, kendisinden sonraki şairleri etkilemiş, şehri için bir büyük bir şahsiyet olarak tarihteki yerini almıştır.

Bayburt Akkoyunlu beyi “Kutlu bey”kimdir?
Bayburt Akkoyunlu beyi “Kutlu bey”kimdir?
İçeriği Görüntüle

Zihni, Bayburt’ta sözlü geleneğin ürünü olan Dede Korkut’u, halk hikâyelerini, efsane, türkü, ağıt gibi halk şiirinin birçok türünün seçkin örneklerini dinleyerek çocukluk dönemini tamamlamış, buradan aldığı kültür ile medreseye başlamıştır. Orada klasik edebiyatımızı yakından tanımış, Fuzuli gibi büyük ustaları bilerek inceleme, anlama fırsatı bulmuştur.

Zihni yeniliklerin şairidir. Daha önce denenmemiş bir şeyi büyük bir cesaretle denemeye karar verip, klasik şiiri ve halk şiirini bir noktada buluşturur.

Zihninin yaşadığı 19. yy, divan şiiri geleneğinin son dönemidir. Şairler, artık birbirini tekrar, hatta taklit eder duruma düşmüşlerdir. Zihni, divan düzenine uyarken yazdığı şiirlerle başka şairleri taklide karşı çıkmış, sanatkârın ancak kendini taklit edebileceğini göstermek istercesine aynı şiiri kelime, mısra, dörtlük hatta dörtlükler değiştirerek yeniden yazmıştır.

Bayburtlu Şair Zihni’nin “Kitab-ı Hikâyey-i Garibe” adlı eseri Şemsettin Sami’nin “Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat” adlı eserinden önce yazılmıştır. Ancak geç bir tarihte keşfedildiği için edebiyat tarihinde ilk yerli roman olarak Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat kabul edilmiştir.

“Ölümü ise 1859 yılında, Trabzon’dan Bayburt’a dönerken Ulasa(Olasa) köyü civarında gerçekleşmiş ve oraya defnedilmiştir. İstanbul’da kurulan “Bayburt Kültür ve Yardım Cemiyeti” ve belediyenin de yardımı ile Zihni’nin mezarını Bayburt’a nakletmek istemiştir. 1936 yılında, yazısız mezartaşı ile Ulasa(Olasa) köyündeki kabrinden alınıp bir sanduka içine konulan kemikleri doğum yerine getirilmiş ve İmaret Tepesi’nde hazırlanan mezara defnedilmiştir. Eserleri: Divan, Sergüzeşt-name, Kitab-ı Hikaye-i Garibe”