uş Milli Bilincin Uyandırılması mı?
      Tarih boyunca hür ve bağımsız yaşamış Türk Milleti işgal ve esarete alışık olmayan asil ve büyük bir millettir. Bu asil millet, hür ve bağımsız yaşamak için çok büyük mücadeleler vermiştir. İşte buna bir örnek de 1916-1918 yılları arasında işgal edilip esir alınan ve 21 Şubat 1918’de kurtuluşa eren Bayburt’un 2. Plevne savunması olarak tarif edilen Bayburt savunmasıdır. Başta Devletimizin kurucusu Büyük Önder Atatürk olmak üzere Kurtuluş Savaşının isimli ve isimsiz bütün kahramanlarını hatırlamak, onların aziz hatıralarını anmak ve21 Şubat Kurtuluş günümüzü şanına uygun kutlamak, ecdadımızın verdiği mücadeleyi gelecek kuşaklara anlatmak, Milli Birliğimizin güçlenmesini sağlayacaktır. Ancak, Belediye Başkanımız Sayın Hacı Ali Polat Bey’in de izahını yapmaya çalıştığı gibi, törenler artık eskiden olduğu gibi kutlanmayacak. Nedeni de yöneticilerin elini kolunu bağlayan 5 Mayıs 2012 tarih ve 2012 / 3073 sayılı Resmi gazetede yayınlanan bir yönetmelik var. İştebu yönetmeliğe göre törenleri yapmak mecburiyetleri var...
      Yine bir 21 Şubat’ta kutladığımız kurtuluş günümüze sevindik(!) Salonlarda hamaset nutukları attı devlet büyüklerimiz. Etkinlikler düzenlendi 21Şubat’ı anmak için. Peki, kurtuluş günümüzü anlamak için böyle mi yapmalıydık? Ne konuştuğumuzu, neyi anlattığımızı, neden bu kurtuluş şenliklerini yaptığımızı kaç kişi bilecek, anlayıp gelecek kuşaklara anlatacak?
      Her şeye rağmen,  ortak ve uzun bir geçmişi paylaşma Milletimizin gelecekte var olma mücadelesinde başarılı olabilmesinde önem arz eden Mahalli Kurtuluş Günlerimizden biri olan, 21 Şubat gününü yurdumuzun her köşesinde ki Bayburtlu hemşerilerimiz salonlarda coşku ile kutlanmasına önem verdiler.
      İnsanımızın bütün dikkati eğlenceler üzerindeydi. Konuşulan sözler, 21Şubat’ların mana ve önemi, ruhu değil, şarkıcının ve türkücünün performansı oldu ne yazık ki! 
      Konuşanlar yaptıkları konuşmanın mükemmelliğinden ve güzelliğinden aldığı alkıştan, etkinlikleri düzenleyenler yaptıkları etkinliğin veya şenliğin güzelliği ile övünüyorlar, getirdikleri sözüm ona sanatçının kalitesi ile övünüyorlar.
      21Şubat’ın ertesi günü yani 22Şubat günü ise her şey unutuldu, herkes 2o Şubat’taki işine gücüne döndü, dönmeyip de ne yapmalıydı ki zaten?...Ne şehitler nede gaziler. Hepsi unutulup gidecek ta ki, seneye yeni bir 21 Şubat günü gelene kadar.
      Peki, bu 21Şubatların manası ne ki, her sene kutlanıyor? Bu 21 Şubattan önceleri ne olmuş ki, insanlarımız 21 Şubat’ta şenlikler düzenliyordu? Neden, Devletin büyükleri hamaset nutukları atıyor? Bunun bir sebebi olmalı değil mi? 
Düşünebiliyor musunuz; Dünya ile ilgili bütün nimetlerden ve varlıklarından vaz geçerek. O yüce insanlarımız evini, eşini, çocuklarını ve dünyanın bütün nimetlerini bırakıp düşmanın kurşunlarının karşısına göğsünü siper etmişlerdi!..  Bu duygu öyle bir duygu olmalı ki, bütün zenginliklerin üzerinde olsun ve de bütün sevgi ve duyguları bastırsın! İşte bütün bu sorulara cevap niteliğinde Belediye Başkanımız Sayın Hacı Ali Polat Bey tarihe not düşmek maksadı ile 3 bin adet Kitap ve CD hazırlatıp bütün vatandaşlara dağıttırmış. Lütfedip bana da göndermişler, Sayın Polat’a buradan teşekkür ediyorum.
Büyüklerimiz, bu kurtuluş ve zafer günlerimizde gereğini yerine getiriyorlar. Gereklilik yerine geliyor gelmesine de ancak bizler ne o işin önemini anlıyoruz nede ruhunu… Dün olduğu gibi bugünde düşmanlarımız gerek içten gerekse dıştan aziz vatanımızı parçalamaya, bağımsızlığımızı yok etmek istemektedirler. Gelecek nesillerimizin  uyanık olması ve  milli bilincin uyandırılması için hep birlikte çaba harcamamız gerekmez mi?...