Güllüce, organize edilen toplantıda yaptığı konuşmada, iklim ve ekonomik şartların yeterince gelişmemesi sebebiyle ülkede bir dengesizlik olduğunu ifade ederek, "Dengesizliğin giderilmesi için çareler arayacağız. Teşvik uygulamaları bir nevi pozitif ayrımcılıktır. Bayburt, Ardahan, Iğdır, Kars ve Sivas'tan yukarı olan bütün illerimizin pozitif ayrımcılığa ihtiyacı var. Bu Türkiye'nin, devletin bekası, milletin huzuru için de gerekli olan teknik bir şeydir. Bu bir ikram değildir. Bu birisine kıyak geçilmiş bir durum değildir. Bunu böyle gerektiği ve milletimizi sevdiğimiz için yapıyoruz" diye konuştu.

Türkiye'nin köysel dönüşüme ihtiyacı olduğunu vurgulayan Güllüce, şöyle devam etti: "Ekonomi geliştikçe köylerde binalar yapılmaya başlandı. Çarpık ve uygun olmayan yapılar ortaya çıkıyor. Biz gelişmiş ülkelerdeki köyler gibi her türlü imkanı, doğru dürüst caddeleri olan yerler istiyoruz. Birbirine girmiş yapılar istemiyoruz. Köylerdeki vatandaşlarımızın gelişmiş ülkelerdeki kadar güzel mekanlarda yaşama hakkı var. Kentsel dönüşümün hemen arkasından köysel dönüşüme başlanması gerektiğini düşünüyoruz. Bununla ilgili hazırlıkları bakanlık olarak başlattık. Süre veremem ama bunun yapılmasını düşünüyoruz."

Güllüce, "Türkiye'de bizim mimarlarımız yerel mimariyi yaşatmayan bir zihniyete sahip" diyerek, şunları kaydetti: "Bir kere medeniyeti kaybettiğiniz zaman, mağlup olduğunuz zaman her alanda kaybediyorsunuz. Amerika kıt'asının yeri bilinmediği zaman biz Süleymaniye'yi, Fatih Cami'sini yapmışız ama şimdi kendimize has bir mimarimiz yok. Son 200-250 yıllık mağlup oluşumuz bizi mimaride de geriye götürmüş, başkalarının mimarisini birebir taklit eder hale gelmişiz. Kendi mimarimizi bir an önce oluşturmamız lazım.

200-300 yıldır hep kaybeden, yokluklar çeken, savaşlar kaybeden hatta istila gören toprakların çocuklarıyız. Bizler ölümden çok, zulüm gören ailelerin çocuklarıyız. Ne zulümler gördüklerimizi babalarımızdan ya da dedelerimizden dinledik. Bu millet, Anadolu'nun tümü asırlardır annelerin cepheye asker gönderen, şehit fabrikası gibi çalışan, sadece şehit analığı, gazi analığı yapan ve dönüşü beklenmeyen, mutlaka gideni dönmez olan toprakların çocuklarıyız."

Türkiye'nin birçok zorluğu aşıp Lider Ülke konumuna geldiğine dikkati çeken Güllüce, konuşmasını şöyle sürdürdü: "180 yıldır bu topraklar, Türkiye, devlet kendi silahının olamamasının acısını çekti. Her savaşta biz kendi silahımızın olmaması yüzünden çok acı ve kayıp vermişiz. İngilizler parasını verdiğimiz gemiyi vermeyip, üstüne yatmış.O kadar zor duruma düşmüşüz ki Edirne-İstanbul arası köprüleri yıkmak zorunda kalmışız. Bugün ki Türkiye nasıl? Özellikle gençler için söylüyorum. Bizden önceki kuşakların ezikliği artık sizde olmasın. Artık senin devletin 'ALTAY' adında tank yapar konuma geldi. Tüfeği falan aştık artık. Senin ülkenin devleti, hükumeti artık helikopter yapıyor ve satıyor. Süngüsünü bileyecek taş bulamayan bir milletten, devletten bugün kendi savaş gemisini yapan devlete doğru geldik."

Güllüce, gençlerin gelecekten ümit var olmasını isteyerek, "Biz 76 milyonluk dev bir ülkeyiz. Yunanistan nüfusundan fazla bizim ilköğretim okulu öğrencimiz var.  Avrupa'nın birçok ülkesi var ki sayıları bizim öğrenci sayımız kadar. Nüfus tek başına yetmez. Bizim coğrafyamız da çok büyük. En güzel coğrafyadayız" dedi.


Güllüce, muhalefetin, 30 Mart seçimlerinin referandum gibi bir seçim olacağını söylediğini dile getirerek, şunları söyledi: “Türkiye’de 2023 yılı hedeflerinin ortaya konulup projelerin konuşulmasına karşın birilerinin de "Başbakanın anası" şeklinde ifadeler kullandığını belirten Bakan Güllüce, "Böyle bir siyaset olabilir mi? Başbakanı bırak hiç kimsenin anasına hiç kimsenin bir şey dememesi lazım. Ayıp bir şeydir bu. Bu ülkede seviye bu kadar düştü. Siz hiç televizyonlarda Türkiye'de ne yapacağını söyleyen bir siyasetçiyle  muhatap oluyor musunuz? Sadece tarzları " çamur atmak, karşı tarafa hakaret etmek ve kötülemek". Onlar" Biz gelince boğaz köprüsünü engelleyeceğim, hava alanını yaptırtma yacağız" diyor. Projesi , projeleri engellemek olan bir siyasetin bu ülkeye ne kadar hayrı olur, bunu siz değerlendirin" şeklinde konuştu.

Bütün ülkelerde muhalefetin proje yaptığını anlatan Güllüce, "Keşke 'ben daha iyisini, çoğunu, mükemmelini yapacağım' diyen bir muhalefet olsa ama bunlar, 'sizin yaptığınız projeleri yaptırmayacağız' diyor. Türkiye'de yapılması gerekenleri yaptırmama projesi yapıyorlar. Millet de yaptırmamak üzerine, engel olmak üzerine proje yapanlara nasıl 50-60 senedir engel olmuşsa bu seçimde de engel olacaktır" dedi.

Güllüce, konuşmasının ardından Ak Parti'ye üye olan Akbulut sülalesi adına Ömer Akbulut'a rozet taktı.

Bayburt'ta kaldıkları yurttan atıldıklarını iddia edilen beş üniversite öğrencisi, Bakan Güllüce'ye çiçek takdim etti.

Bakan Güllüce daha sonra Esnaf ziyaretlerinde esnaflarla sohbet ederek seçimlerde Bayburt adayı Mete Memiş’i desteklemelerini istedi. Esnaf ziyareti sonrası Bayburt Belediye Başkanı Hacı Ali Polat'ı makamında ziyaret ederek Bayburt'taki çalışmalar hakkında Polat’tan bilgi aldı.

Başkan Polat Bakan Güllüce’ye Bayburt İhramından yapılmış hediyeler sundu. Bakan Güllüce Bayburt ziyaretlerini tamamlayarak Erzurum'a hareket etti