Başlarken :

Değerli Bayburt Gündem gazetesi okuyucuları:Bundan böyle Bayburt Gündem gazetesin’de yazmaya başlıyorum. Gazetecilik denince; mukaddes bir görev akla gelir. Gazeteci; vatandaş ile devlet arasında bir köprüdür. Gazeteciliği doğru İlke edinen her gazeteci için mukaddes bir görev olduğu bilinir.

Biz gazetecilikte doğruları İlke edinen biri olarak, yıllarca yazdıklarımızla vatandaşların dertlerini, dileklerini, yetkililere duyurmuş ve çözümlenmesine vesile olabilmiş isek, ne mutlu bize .

Şimdi bu köşemde öncelikle konumuz Bayburt olacak. Ancak; Bayburt’u İstanbul'dan yönetmek değildir amacımız.

Biz Bayburt'ta yapılan hizmetleri kamuoyuyla paylaşmak ve Bayburt’a yapılmayan hizmetleri öne çıkarmak ,gerektiği zaman, öneri sunmak, eleştiri yapmaktır. Ancak genel olarak da ülke gündemindeki konulara da zamanla değinmeyeceğim anlamına da gelmez.

Okuyucular olarak Sizden isteğim; doğru dürüst nesiller yetişmesini istiyorsak, doğrulardan ayrılmamız gereklidir. O zaman sizlerden her konuda bilgi ve belgeler bekliyorum.

E-Mailime atılan her bilgi ve belgeleri değerlendireceğim. Bu köşeyeyi hep beraber yazacağız…

Köşemizin  adı açık ve nettir. Anlayana!... Gider… Yazılan her yazının ve satırın muhatapları kendilerini bilirler .İlk yazımda kendimi sizlere tanıtma gereği duyuyorum.

BEN KİMİM?

Ben Yıl 1965 ,Mayıs ayı’nın yirmidördü ;Bayburt ili Tuzcuzade Mahallesinde dünyaya gelmişim; nüfus Müdürlüğünde yazmışlar… Adımı; “Mürsel den olma Tevhide’den doğuma Yüksel Gider” diye. Kendimi bildim bileli Tuzcuzade mahallesinde otururuz. 3 erkek ,3 kız olmak üzere sırasıyla: Veysel, Köksal, Nilgün, Esengül, Yüklel,Gülseren olarak 6 kardeşin beşincisiyim. Lise mezunuyum. Evli olup, Mürsel isminde bir erkek çocuk babasıyım. İstanbul Bahçelievler'de ikamet etmekteyim.

1983 yılında Gölge Adam Gazetesinde Muhabirliğe başladım. Sırası ile; Karadeniz haberler ajansı (İstanbul), Bayburt Hasret Gazetesi (İstanbul ),Gazi Bayburt dergisi (Bayburt) Haber 69 dergisi( İstanbul), Bayburt'un Sesi gazetesi (Bayburt) Bayburt Postası gazetesi (Bayburt) Karadeniz Gazetesi (Trabzon) ,Sabah gazetesi (genel) cumhuriyet gazetesi (genel) Milliyet gazetesi (genel) Akşam gazetesi (genel) Karadeniz Olay gazetesi (Trabzon) Yeşil Bayburt gazetesi (Bayburt), Ortadoğu gazetesi  (genel), Hür haber gazetesi (İstanbul) ,Bayburt Sıla gazetesi (Bayburt), Yeniçağ Gazetesi (genel) Gündem Bayburt Gazetesi (Bayburt) ,öte yandan internet gazeteleri ;Kent haber.com, sitesinde ve diğer bazı sitelerde de haber muhabiri olarak Bazılarında da birçok makalelerin yayınlanmıştır.

Şehit torunuyum

 Baba tarafım Kafkasya kökenli “Kars muhaciri” bir Aileyiz. Karst'a bizlere “yerliler” denilmektedir. Kurtdedem olan gozenhanım oğlu Hüseyin'in oğlu Cafer Efendi, Kars'ın en zenginlerindendir. Bir Ağa. Kendisi Arpaşen den Kars'a bağlı olan Hacıveli Köyüne gelmiş. Sırasıyla Mevlüt dedim, Ferhat dedim burada yaşamışlar… 1293 (1877-1878) Osmanlı Rus Savaşı'nın en şiddetli geçtiği günlerde sınıra yakın olan Hacıveli Köyü Ruslar'ın eline geçince, Aynı köyde oturan Osmanlı döneminde önemli bir aile olan; Kurt İsmail Paşa'nın ,Ahmet Paşa'nın, Yusuf Paşa'nın diğer çok sayıdaki devlet adamlarının yetip çıktığı “Hatunoğlu” Ailesi. Şu anda Bayburt'ta bulunan “Alp” ailesinin diğer çok sayıda ailenin Erzurum'a doğru göç ettiklerini biliyoruz. Köyün en zengini olan Dedem Ferhat efendi; “Osmanlı yine gelip bizi kurtaracak” diye, hem amcasının oğlu ,hem de üvey babası olan Kahriman dedemle köyden dışarı çıkmamışlar.

93 Savaşı'nda Rus tarafında Hacıveli deki bilgileri, Gazi Ahmet Muhtar Paşa ya ileten Cafer oğullarının “bu hizmetleri Ahmet Muhtar Paşa tarafından da dile getirilmiştir”. 1330 (1914)lerde Dedemgilin Osmanlıya sadakatları anlaşılınca işler karışıyor. Kahraman dedeme oyun yapıp, Hapishaneye “Kalede” atıp, zehirli iğne ile onu Şehit ediyorlar…

Dedemgilin ekmekleri ile büyüyen Ruslarca kandırılmış bulunan Ermeniler köyün kilisesinde birbirlerine verdikleri sözler gereği olarak, bütün Cafer oğulları (:Cefo) ailesini ortadan kaldırmak. Yine de denerim beslemesi olup,Rum Kilisesi olmadığından ibadet  için köydeki Ermeni kilisesine giden bir rum durumu altından Dedemgile ulaşınca, iki gözüde ama olan dedem Ferhat efendi, kendisi köyde mallarının başında durmuş. Ailesini bacısının erde olduğu Pazarcık nahiyesine gönderir. Yolda yaşlı bir yengesini Ruslar ateş ederek vurup Şehit ederler.

Uzun bir çile dönemi geçiren Dedem Ferhat efendi Ağrı'nın Türk Yekmal’a  gelir .Babam Mürsel Efendi Burada Doğar. Bayburt'ta öğrendiği Bayburtlu öğrendiği bacısının peşine gitmek üzere babamın “kırkı”nın çıkmasını beklediler. Peşine yola çıkıp 1918'de Bayburt’a gelirler .Bayburt'ta ilk durağımız Zahid Efendi Mahallesi Camisi'nin yanındaki türbenin hemen yan tarafıdır. Daha sonra babam Mürsel Efendi Bayburt'ta; Abdulkadir, Belkiye, İhsan, Kenan, Necat diye beş kardeşi daha olur. Ailemiz Bayburt'ta “Giderler” diye bilinmektedir.

Gazi torunuyum

Ana tarafım Bayburt'un en eski yerlirindendir diyebiliriz. Elimizdeki baktığımız belgelere göre baktığımız ailenin kökünün hazreti Ali'ye dayandığı anlaşılmaktadır. Ailenin giriş yolu şöyle, Mekke ,Mısır ,Niğde ,Kayseri, Karaman, Pirahmet, Gümüşhane, Hart Aydıntepe. Uzungazi Bayburt… en ileri geleni Hz Ali'nin peşine Mekke delili Hacı İbrahim Efendi, Karacaahmet mezarlığında, inadiye dergahında bulunan Şeyh İslam yardımcısı yangın Efendi… Pir Ahmet'in de aynı aileden olduğu söylenmektedir. Gümüşhane'de pirahmet’te bulunduklarında “Eskicioğlu” adıyla anıldıklarını aynı ailenin bir kolunun bugün de Gümüşhane'de Bağlarbaşı Mahallesi'nde var olduğunu, Şecereninde bu ailenin elinde bulunduğu, eski bakanlarımızdan Mahmut Oltan Sungurlunun da bu aile ile yakınlığı bilinmektedir. Öte yandan Aydın Doğan'ın eşinin, Namık Kemal zeybek'in eşinin, Eskicioğlu ailesinden oldukları bilinmektedir.

İstanbul Gümüşhaneliler eski dernek başkanı Doç. Dr .Metin Akagünde  Eskicioğlu ailesindendir. Bayburt'ta geldiklerinde “Hartlıoğulları” adıyla anıldıkları ,Anam Tevhide Hanımın babası Kalaycı Fevzi (Döyer) Usta :Onun babası; Eskicioğlu Mahmut ,Onun babası da Salih Oğlu Şaban olarak Şecere uzayıp hazreti Ali'ye kadar gidiyor… Anamın dedesi Dursun selik de işgal döneminde gözü dönmüş Ermenilerce Bayburt “Taşhan”a Müslümanları toplayarak, toplu bir şekilde yakılmışlardır.Ana Dedem ise ağır yanıklarla Gazi olarak ancak biryıl yaşayabilmiştir. Annem Tevhide hanımın İlhan, Nemide, Gönül, Gülseren, Dursun “Döyer” diye ikisi erkek olarak hepsi 6 kardeşlerdir. Öte yandan uzun Gazi'deki “Gazioğlu” ailesinin de aynı aileden olduğu Cumhuriyet Döneminde ise bu ailenin “Döyer-Gazioğlu” soyadlarını aldıkları bilinmektedir.

Sevgi ve saygılar sunuyorum