“ 2021 yılında faaliyete geçen, Elisa Bayburt Kitap Sahaf, Bayburt’un ilk sahaf yeri olarak bir ilke imza atmıştır.” açıklamasını yapan Elisa Bayburt Kitap Sahaf işyeri sahibi Ruhlar Çetin;

“ Faaliyete geçtiği günden itibaren, Bayburt halkına ve Bayburt da bulunan öğrencilere kapılarını ardına kadar açmıştır. Kültür, tarih ve edebiyat anlamında başlatmış olduğu farklı disiplinler arası sohbetlerle de, yalnızca bir sahaftan ziyade, bir kültür evi görevini gönüllü olarak üstlenmiştir.

                  2021 yılında ilk sahaf etkinliğini Pendname kitabının tahlili ile başlayan ve 4 kişi ile katılımın gerçekleştiği etkinlik, bugün farklı disiplinler arası eserlerin işlediği konularla ve sohbetlerle devam etmiş ve katılım sayısı her geçen gün artmıştır.

                   Öğrenci etkinlikleri kapsamında, Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı, Oğuz Atay, Tahsin Yücel, II. Osman, Eses Orduları, Osmanlı Devletinin Kuzey Avrupa Politikası, Kitle Psikoloji gibi konular öğrencilerin sunumu ile katılımcılara anlatılmıştır. Bunlara ek olarak Bayburt Üniversitesinde bulunan Yüksek Lisans Öğrencilerinin katılımı ile lisans ve önlisans öğrencilerine, yüksek lisans hakkında bilgiler verilmiştir. Sahaf konuşmaları kapsamında aktif olarak, her cumartesi ve pazar etkinliklerimiz hızla devam etmektedir.”dedi

              Etkinlik sunumunu gerçekleştiren Sıla Navruz, Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Erzurum Şube Başkanı ve ‘Dil ve Edebiyat’ dergisinin yayın kurulu üyesi olan Murat Ertaş’ı kürsüye davet etti.

            “Dilimiz kimliğimizdir” açıklaması ile söyleşiye başlayan Murat Ertaş; Bayrak ruhun elbisesi, bedeni; kelimeler de… Kavimlerin, halkların dili var; devletin, milletin ve medeniyetin dili var. O halde dil ve din birliği olmalıdır. Dilini kaybeden millet tarih sahnesinde yok olur: Sümerler(yazıyı bulmuş), Hititler, Firigler şu an maalesef yok olmuşlardır.

          Devletlerin savaşı DİL SAVAŞI’dır. İşgalciler milletin dilini değiştirir, dilini kaybeden dinini ve kimliğini kaybeder. Dilini kaybeden Macarlar, Bulgarlar, Gagavuzlar dinini kaybetmiştir.

                1937-1938 yıllarında Stalin başta Türk devletlerinin olmak üzere işgali altındaki devletlerin şairlerini, münevverlerini kurşuna dizdi. Neden?

              Günümüzde yaşanan Ukrayna Savaşı’nda Rusya'nın başta dile getirdiği üç ana talep:

 "Nazilerden arındırılma" ve "Silahsızlanma" ve "Ukrayna'da Rusça için yasal koruma" yer alıyor.

Hepimiz tüm imkânlarımızı İngilizce öğrenmeye seferber ediyoruz. Yabancı dil denince aklımıza İngilizce geliyor. Asrın başında Fransızca idi. ABD’nin dünya hakimiyetiyle İngilizce dünyada hakim dil oldu. Irak hükümeti Arapça ve Kürtçeyi resmi dil tanıdı kamu kurumlarında.Türkiye müdahale etti.Türkçede resmi dil oldu. Önümüzdeki asır da, yani Türkiye Yüzyılı da “TÜRKÇE “yüzyılı olacak inşallah.

          İş yeri tabelaları kimliktir, Menüler ve büyük iş merkezlerindeki iş yerlerinde çalınan müzik kimliktir. Ama maalesef hepsi yabancı kelimeler ve yabancı müziklerdir.

          Dil dışarıdan kelime alır; ama o kelimeyi kendileştirir. Gol, Farsça (çiçek türlerinin tamamı) gül: Çiçeklerden hoş kokulu katmerli olan (Türkçe)

Ser: baş, best: bağlı (Farsça) Serbest: Özgürlük (Türkçe)dir. Ketebe yektübü Arabındır, Kitap ve Mektup Türkçedir.

         Dil ideolojinin esiri olmuştur Türkiye’de.  Sağcılar vatandaş derkensolcular yurttaş demiştir. Sağcılar imkân, solcular olanak;sağcılar kent, solcular şehirdemiştir.

         Arapça kökenli kelimeye direnç gösterenler İngilizce kelimeleri kasıla kasıla kullanır. Navigasyon, lokasyon, lansman (tanıtım) Duble yol (bölünmüş yol)…

Türkçeye saldırı var.

         Dili güzel kullanmak gerekir açıklamasını yapan Ertaş;  “Kişi dış görünüşüyle karşılanır diliyle, sözüyle ağırlanır, uğurlanır. Üslub-u beyan aynıyla insandır. Kişinin aynası dilidir.Söz ola kese savaşı söz ola kestire başı derken Yunus, boş konuşmamıştır.Ya hayır söyle ya sus, manasında hadis-i şerifler vardır.

İnsanları yüzüstü cehenneme sürükleyen dillerinden başka nedir ki? Kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa ya hayırlı söz söylesin veya sussun, zararlı söz söylemesin. Sizler hayırlı söz söyleyerek kazançlı çıkınız; zararlı söz söylemeyerek rahat ve huzura kavuşunuz. (Hadisi Şerif),Kötü söz Hucurât 11-12 ayetle yasaklanmıştır.

             Sözün müspet ya da menfi anlamda tesirine dair örnekleri çoğaltmak mümkün. Örneğin; “Kullarıma söyle, (birbirlerine) sözün en güzelini söylesinler. Yoksa şeytan aralarını bozar…” (İsrasüresi)  âyetiyle özetlemek ve Yunus Emre’nin “Söz ola kese savaşı/Söz ola kestire başı/Söz ola ağılı aşı/Yağ ile bal ede bir söz.” 

         ‘’Sözcüklerin gücünü anlamadan insanların gücünü anlayamazsınız’’ Konfüçyüs

         ‘’Söz büyüdür’’, yazı ‘’Evrenle yapılan sözleşme’’ der bazı uzmanlar. Her iki cümle de kullandığımız kelimelerin gücünü ve niyetinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

            ‘’ New York' da ki Brooklyn köprüsünde bir ilkbahar günü kör bir adam dilencilik yapıyormuş. Dizlerinin üzerindeki tabelada ise büyük harflerle "DOĞUŞTAN KÖR" yazılı imiş.
           Birçok insan bu acıklı manzaraya rağmen dilenciye para vermeden köprüden geçip giderken, bir reklamcı durumu görmüş. Dilencinin dizleri üzerindeki "DOĞUŞTAN KÖR" yazılı tabelayı eline almış, arkasını çevirip bir şeyler yazdıktan sonra tekrar dilencinin dizlerine bırakmış.
          Ve ne olduysa o yazıdan sonra olmuş: Köprüden geçen ve tabeladaki yeni yazıyı okuyan herkes, dilencinin önündeki mendile para atmaya başlamış.
          Reklamcının yazdığı o tek cümle dilencinin önündeki mendilin para ile dolup taşmasını sağlamış. Reklamcı adam tabelaya şöyle yazmış: "GÜZEL BİR BAHAR GÜNÜ AMA BEN BAHARI GÖREMİYORUM."

            İşte bu örneklemede “Dil”in gücünü çok açık göstermektedir.

            Söyleşi sonunda söyleşiye katılanlara Bayburt Yöresel tatlarından “Fırında Patates” ve çay ikramı yapıldı.

Murat Ertaş Bibliyografisi;

            Murat Ertaş Ocak 1973’te Erzurum’da doğdu. Lisans öğrenimini Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde, yüksek lisans öğrenimini Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yeni Türk Edebiyatı bilim dalında tamamladı.2001’de Yeni Türk Edebiyatı bilim dalında başladığı ve ara verdiği doktora öğrenimine aftan yararlanarak 2022’de yeniden başladı ve halen devam etmektedir.

           1995’ten itibaren özel öğretim kurumlarında öğretmen, kurucu, yönetici, danışmanlık ve müdürlük gibi birçok görevde bulundu. Aile, eğitim ve başarı, sınavlar, halkla ilişkiler, çocuk ve öğrenci psikolojisi, dil bilinci gibi konularda çok sayıda konferans verdi,

             Murat Ertaş halen “Dil ve Edebiyat” dergisinin yayın kurulu üyesi ve Şehir ve Kültür Araştırmaları Derneği (ŞEHİRDER), kurucu başkanlığı, Erzurum Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Başkan yardımcılığı, Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Erzurum Şube Başkanı olarak Sosyal Platformlarda görev yapmakta olup, Yeni Dünya Vakfı Erzurum Şubesi, kurucu yönetim kurulu üyesi, görevine devam etmektedir.

KİTAPLARI:

Şebnemler Düştü Deli Kanıma (şiir) 1996 

Necip Fazıl’da Tenkitler Polemikler Kavgalar (inceleme) Birey Yay., 2008 

Kırk Yama (şiir) Arı Yay., 2013

Ermeni Meselesi Erzurum Kronolojisi, Şehirder Yay., 2015

Kendi Kentimi Yazdım, Şehirder Yay., 2016

Akasyalar Düş Oldu Kavakta (Mahalle Sosyolojisi ve Tarihi), Şehirder Yay., 2017

Ötede Öbür Yarım (şiir), Şehirder Yay., 2023

Murat Ertaş evli ve üç çocuk babasıdır.