Ağlar Baba 1879 yılında Bayburt merkeze bağlı Oruçbeyli (Siptoros) Köyünde doğmuştur. Âşığın mahlasında bulunan ‘baba’ bütün silsilesinde vardır.

Sufi bir aileden gelen Ağlar Baha'nın şeceresini peygambere bağlayanlar varsa da bu konuda herhangi bir kaynak gösterilmemiştir. Dedelerinin Konya'dan Erzincan’a, oradan da Bayburt’a Şeydi Yakup Yaylası ve Gümüşdamla Köyü’ne, daha sonraları da Oruçbeyli Köyü’ne yerleştikleri an¬laşılmaktadır. Aile, bu köyde ikamet etmektedir. Ağlar Baba nın asıl adı İrşâdî’dir. Küçük İrşâdî diye bilinir.

Ağlar Baha’nın babası Ahmet İrşâdi Baba, dedesi Büyük İrşâdî Baba, büyük dedesi de Selim Baha'dır. Dedesi Büyük İrşâdî Baba, eser sahibi bir mürşittir. Babası Ahmet Baba ise dede ve torununa göre ünlü biri değildir. Ağlar Baba, eserlerinde şeceresinden pek az söz eder.

Âşık, şiirlerinde Baki, Bâki Baba, Ağlar, Ağlar Gülmez. ve Ağlar Baba şeklinde beş mahlas kullanmış ise de, asıl yaygın olan mahlası Ağlar Baha’dır. Ağlar Baba, iki defa evlenmiştir, ilk eşi Sakine Hanım’dır. Bayburt’un işgal edilmesiyle başlayan seferberlik yıllarında eşi ile birlikte Ağlar Baba, Niksar’a kadar gider. Bakmakla ] yükümlü olduğu on yedi nüfus vardır. Bayburt’tan] düşman çekilmesinden sonra tekrar Bayburt’a dönerler. Ağlar Baba, dört nüfusla köyüne döner. Eşi vefat etmiştir.

İkinci eşi Sona Hanım’dır. Birinci eşinden üç evladı hayattadır. İkinci eşinden de dört çocuğu dünyaya gelir. Erkekler Ahmet, Selim ve Halil Baha’dır, oğlu Selim Baba 2001 yılında vefat etmiş, diğerleri hayattadır. Ağlar Baha’nın ikinci eşi Sona Hanım ise 1955’de vefatı eder. Çocuklarından büyük oğlu Ahmet Baba ve torunu Tevhit âşıklık geleneğini devam ettirmektedirler.

Âşık Ağlar Baba, 18 Temmuz 1958 tarihinde, doğduğu ve hayatını geçirdiği Oruçbeyli Köyü’nde 79 yaşında vefat eder. Ailesinden edinilen bilgilere göre; ölümünden üç ay önce hastalanmış ve görme duygusu zayıflamıştır.

Ölümünden on beş gün önce bayram namazına camiye gitmek ister.

Çocukları Ağlar Baha’yı camiye götürürler. Otuz senedir imamlık yaptığı caminin kürsüsüne çıkar, son vaazım verdikten sonra komşularından helallik diler, kendi hakkını da herkese helal ettiğini söyler.

Ölümünden sekiz gün önce üç oğlunu yanına çağırarak, onlara şu vasiyette bulunur. Komşu haklarını gözetmeleri, onlarla iyi geçinmeleri, çocuklarını mutlaka okutmalarını ve devletin emrine riayet etmelerini ister. 18 Temmuz günü kuşluk vakti vefat eder. Ağlar Baba, Oruçbeyli kabristanına, dedesi Büyük irşâdî Baha’nın yanına defnedilir. Mezarının başucunda doğum ve ölüm tarihleri bulunan bir mezar taşı bulunmaktadır. Türbe yapılmaması vasiyetinde bulunur. Sıradan, sade bir mezarda yatmaktadır.

Sanatı

Bayburt yöresinin en ünlü mutasavvıf halk şairlerinden biri de Ağlar Baha’dır. Onun mutasavvıf lığı şairliğinden daha ön plandadır. İrşâdî’nin tasavvuf vadisindeki bir devamı torunu Ağlar Baha’dır. O’da dedesinin izinden gitmiş, bir gönül ehli, gönül adamıdır.

Ağlar Baba muhitinde çok sevilmiş; Erzurum, Erzincan ve komşu vilayetlerinden ve ilçelerinden gelen ziyaretçileri hiç eksik olmamıştır. İlâhi aşk, onun gözlerinde daima yaş bulundurduğundan, hep Allah’a bir yalvarış ve ya-karış içinde olduğundan ona Ağlar Baba adı verilmiştir.

O, şairliğini tasavvuf! Düşüncelerine bir vasıta olarak kullanmıştır. Ağlar Baba, âşıklığı Hak yolu için, kesin ve güzel bir söyleyiş olarak kabul etmiştir.