Basın açıklamasını Genç İHH adına Rükeyna Okur yaptı, Okur açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

20 Kasım, 1989 yılından bu yana Birleşmiş Milletler (BM) tarafından dünya genelinde çocukların karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerini gündeme taşımak amacıyla “Dünya Çocuk Hakları Günü” olarak kutlanmaktadır.

Özellikle savaş ve yoksulluğun hüküm sürdüğü coğrafyalarda yaşam mücadelesi veren çocukları korumak ve koşullarını iyileştirmek için 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu “Çocuk Haklarına Dair Sözleşme”yi imzalamıştır.

Çocukların yetişkinlerden daha farklı ihtiyaçlara ve haklara sahip olması gereğinden yola çıkan BM, bu sözleşme ile çocuk haklarını güvence altına almayı hedeflemiş ve taraf devletleri 54 maddeden oluşan sözleşme maddeleri gereğince kendi iç hukuklarında değişim yapmaya zorlamıştır.Toplam 193 ülke tarafından imzalanan sözleşme en fazla sayıda ülke tarafından imzalanan ve en kısa zamanda yürürlüğe giren uluslararası belge olma özelliğine sahiptir. Cinsiyet, din, dil, ırk ve sosyal statüye bakılmaksızın çocukların güvenli ve sağlıklı koşullarda barınması ilkeleri üzerine kurulmuştur.

Ben bir çocuğum, haklarım şunlardır;

Her şeyden önce benim yaşamaya hakkım var. Ben bir bireyim ve nasıl büyükler yasalarla korunuyorsa bende yasalarla korunuyorum. Bu da bana güvenilir bir ortamda hayatımı sürdürme imkanı veriyor. Aslında Allah beni bu dünyaya göndererek bana bu hakkı vermiş, yasalar sadece bu hakkımı koruyor.

Doğuştan itibaren ismimin olması ve ailem tarafından bakılmak da benim hakkım.

Eğitim görme hakkım da vardır. Bunun içinde devlet baa ücretsiz eğitim imkanı sağlarken aileminde bu eğitimi almam için bana yardımcı olması lazım BU şekilde bende hayata ve dünyaya dair birçok şeyi öğrenebilir ve yapmak istediğim şeyler için gereken bilgileri edinebilirim.

Bir diğer hakkımda sağlık imkanlarından faydalanmak.

Düşündüklerimi ve istediklerimi söylemeye hakkım var! Belki bu dünyaya dair çok fazla şey bilmiyorum ama her geçen gün daha fazla şey öğreniyorum. Büyüklerin bildiklerini, düşündüklerini ve isteklerini söylemeye hakkı olduğu gibi benim de bunları söylemeye hakkım vardır.

Oyun hakkım da vardır! Her şey benim için oyuncak olabilir. Bir seccadeyi uçan halı veya bir tarağı mikrofonum yapabilirim. Çünkü hayatı oyunla öğreniyorum.

Korunmaya hakkım vardır! Çevremde gelişen olayları takip etmekte zorlanabilirim. Kimin iyi ya da kimin kötü yaklaştığını fark edemeyebilirim. Bu yüzden ailem olarak sizin de bazı konularda tedbirli ve dikkatli olmanız gerekiyor. Bana yaşıma uygun bir şekilde nasıl kendimi koruyabileceğimi ve sizlere her şeyi anlatabilmekte ve rahat olabileceğimi göstermeniz gerekiyor.

Sevgi ve sabırla yaklaşılmaya hakkım var! Bu yaşlarda çok meraklı ve öğrenmek için sabırszı olabiliyorum. hatta bazen sizi sorularımla bunaltabilirim. Ne olursa olsun siz beni dinleyin, geçiştirmeyin.

Helalinden ve doğalından beslenmeye hakkım var.

Diğer tüm çocuklarla aynı haklara sahibim.Bu dünyayı hep birilikte paylaşıyoruz ve bazen hayat şartlarımızı belirleyemiyoruz. Bunun zorluğunu en çok biz çocuklar yaşıyoruz. Müslüman ülkelerdeki çocukların haklarınıngasp edilmesine de tahammül edemeyiz. Filistin’de, Suriye’de, Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Somali’de ve diğer müslüman coğrafyalardaki çocuklarda çiçektir. Çocukların hakları kötülerin kötülüklerine bırakılmamalı. Farklı ülkelerde, farklı koşullarda doğmuş olabiliriz, konuştuğumuz diller bambaşka olabilir hatta telerimiz bile aynı olmayabilir ama hepimiz çocuğuz ve tüm çocuklar aynı haklara sahip olmalı.

Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin asıl amacı çocuk haklarının yetişkinlere nazaran daha önemli olduğunu beyan ederek devlet yönetimi tarafından genel bir korunmaya alınmasıdır. Fakat son zamanlarda bu hakları hem anlatırken hem de uygularken aile gibi temel bir yapıyı zedeleyici tutumlar sergilenmektedir. Bu yüzden hem çocuğa kendi haklarının neler olduğunu aktarmak hem de ailelere bu hakların neler olduğunu hatırlatmak amacıyla basın açıklamasını yaptık.

Hepinize teşekkür ediyorum.