Bayburt halkı "zamanı bütün yaşantılarının ayrılmaz bir parçası olduğu bilincine vararak Bayburt’ta bir saat hane "muvakkithane" yapma girişimlerini, Türkün Milli Mücadele Savaşı sonunda kurulan Cumhuriyet idaresinin bir sembolü olacak biçimde gerçekleştirmişlerdir.
1923 yılma kadar Bayburt'ta bir saat hane yoktur. O nedenle zamanı ölçen bir saatin Bayburt'ta var olması milli bir arzu olarak ele alınmış ve sonunda şehir meydanında 21 metre yükseklikte zarif, san ‘at değeri üstün bir saat kulesi yapılmıştır. Bu eser eşsiz bir tarihi değer taşımaktadır.
Birinci Dünya Sav aşı (1914-1918) bilindiği üzere, Kuzey Doğu ve Doğu Anadolu hemen, hemen bütünü ile, Rus işgaline uğramıştı. 1916 yılının yaz mevsiminin başlarında, Bayburt halkının yansından çoğu, düşman zulmünden kurtulmak için evlerini ve yurtlarını terk ederek Orta Anadolu da Sivas, Çorum, Tokat, Amasya V.B. illere göç etmişlerdir. Kafile, yollara dökülerek çeşitli sıkıntılar ve acılar içinde bir çok kayıplar- vererek yerleşecekleri illere yorgun ve gözleri yaşlı gelen Bayburtlular kurtuluş günlerinin ağaracak ufuklarını bir an önce görebilmek için, beş vakit namaz ve niyazlarındaki yalvarışları ile Allaha sığınmışlar ve bu yalvarışları herhalde Allah katında da makbul görülmüş olacak ki iki yıl gibi kısa bir ayrılıktan sonra tekrar Bayburt'a dönmüşlerdir.
Çorum ilinde oturan Bayburtlulardan ileri gelenler." Eğer bir gün Bayburt’a dönmek nasip olursa, buradaki saat kulesinin bir benzerini Bayburt'ta yapmak bizim için bir farz olsun" diyerek aralarında ant içmişler .
Nihayet düşman çekilip gidince, Bayburt'ta işgalden kurtulmuştur.
Bayburt'a dönen halk bütün şehri harabeler içinde görünce derin bir acı ile yoğun bir imar faaliyetine girişilmiş ve kısa sürede şehir eski görkemli durumuna gelmemiş olsa dahi, yeniden ortaya çıkmıştır. Bu arada yukarıda da bahsedildiği gibi, Çorum'daki saat Kulesi’nin bir benzerinin yapımına sıra gelmiştir.
Cumhuriyet'in ilanı, 29 ekim 1923 günü atılan 101 pare topla, Serhat boylarına kadar duyurulurken, Bayburtlular da bu büyük günün şerefine şölenler düzenlemiş, tarihi cirit müsabakaları, pehlivan güreşleri ve türlü türlü gösterilerle Cumhuriyeti kutlamışlardı.
O günün akşamı, bayram onuruna verilen yemekte, konuşmalar yapılmış, günün anısına ithaf edilmek üzere görkemli bir eserin yapılması uygun görülmüştü.
30 Ekim 1923 günü toplanan Belediye Meclisine, üç imzadan oluşan bir takrir sunulmuştu. Tarihte bir eşine daha rastlanmayacak, beyaz taşlarla örülü bir Saat kulesinin, şehrin merkezi bir yerine yaptırılması teklif ediliyordu, belediye Başkam Kamil Bey (Alp), Meclis Üyesi Tevfik Bey (Çoruh) ve Hami t Bey (Dönmez) tarafından Belediye Meclisine sunulan takrir, kabul görerek, ayakta alkışlanmıştı. Ertesi günü belediyeye davet edilen, Minare yapımında eşsiz usta olarak tanınan Muhyeddin Usta, "Ecdadım, dedelerim (Taç Mahal’i nasıl itina ile yapıp, oraya hediye eylemişlerse, ben de saat kulesini Bayburt’uma hediye edeceğim." diyerek, yapımına başlamıştı.
Bayburt'un Taşçılar köyünden olan Muhyeddin Usta, yetiştirdiği on kadar usta ile, kış boyu verilen ölçülere göre, taşlan yontmuş, 18 Mart 1924 günü düzenlenen törenle, eserin temeli atılmıştı. Bir taraf tanda saatin konulacağı yerin maketi ölçüleri ile Almanya'ya gönderilerek, dört adet saati çalıştıracak makina ısmarlanmıştı.
İnşaatı Belediye tarafından üstlenilen saat kulesi tam 7 ay 11 günde bitirilerek 1924 yılı Cumhuriyet Bayramına yetiştirilmiştir.
29 ekim 1924'te düzenlenen Cumhuriyetimizin 1. yıldönümü kutlamaları, saat kulesinden 10 gonk vurmasıyla başlatılmıştı. Daha sonra saat kulesi halkın görüşüne Arz edildi. Saat kulesinin batıya bakan kapısından girildiğinde, dört tarafından akan çeşmelere su veren şadırvan görülmektedir. Daha sonra merdivenlerle (41 basamak) dönerek kuleye çıkılmakta, şerefeye Doğudan açılan bir kapıdan girilmektedir. Şerefenin etrafında dönülürken, güzel manzaralarla karşılaşılır. Tarihi Kale, îmaret tepe, Şehit Osman, Burhan dede tepelerinin seyrine doyum olmaz.
Şerefe hizası ile, kubbe altında kalan dört pencerenin altına 2.30 metre boyunda dört demir ayağa oturtulmuş, ağırlık sistemiyle çalışan makine monte edilmiştir. Bu ağırlık 17 kg. dır. Uzunca ve ağır bir sarkacı vardır. Bu makineden yukarı çıkan bir mil Doğu, Batı, Güney ve Kuzey'e bakan dört kadranı taksimat çarklarıyla çalıştırmaktadır. Akrep ve yelkovanları, içerden her kadrana açılan küçük kapaklardan ayar edilir. Bu kısmın üzerinde, dört yöne bakan pencereler vardır. Bu pencereler hizasında, kubbeye yakın aşağı yukarı 60-70 cm. çapındaki Çan'a makineden gelen bir telin çekip bırakmasıyla saat başlarında saatin gösterdiği sayı adedi kadar, yarım saatlerde de bir defa vuran bir çekiç bulunmaktadır.
21 metre yüksekliğindeki bu tarihi eserin bakımı da Bayburt Belediyesi tarafından üstlenilmiş olup halen bakımı bu şekilde yürütülmektedir. Kitabesi ve makineleri üzerinde herhangi bir yazıya rastlanmamıştır. Kulenin alt kısmında, eskiden akan dört çeşme ve etrafını çeviren demir parmaklıklı bir bahçe vardı. Bu, sonradan kaldırılmıştır.
Alman teknisyen tarafından monte edilen saat, uzun yıllar elektrikçi Mustafa Yılmaz Efendi, daha sonra sırası ile Saatçi Abdullah Efendi, İsmail Saatçi tarafından çalıştırılmış olup, halen saatin bakımı Tahir Kahvecioğlu tarafından devamlı olarak yapılmaktadır.
Bayburt’un simgesi haline gelen bir eser olmuştur Saat Kulesi..