<p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt"><span style="font-size: 12px"><font face="Calibri">Bayburt Üniversitesi’nde, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Baki tarafından “Bilimin Serüveni” adlı bir seminer verildi. İlkçağlardan günümüze bilimin gelişim sürecinin anlatıldığı seminerde, geçmişten bugüne filozof ve bilim adamlarının bilime katkıları, bilimsel bilginin doğruluk ve kesinliğinin sorgulanması, bilim - felsefe ilişkisi, bilimin toplumla ilişkisi, Batı ve Doğu toplumlarının bilim serüveni ve bilim dünyasındaki yerleri çarpıcı örneklerle ele alındı. Bilimsel bilginin doğruluğunun ve kesinliğinin tartışılabilir olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Baki, “Üçgenin iç açılarının toplamı 180 derece değil, 180 dereceden küçük veya büyük de olabilir. Matematikte yaşanan bu pür uygulama konusu diğer bilimlerde de yaşandı, ama bugün artık görülüyor ki salt teorik olarak ortaya çıkan çalışmalar gün geliyor tahmin edilmeyecek bir şekilde uygulama alanları buluyor. Matematikte de fizik gibi diğer bütün bilimlerde de bilginin mutlak kesinliği yoktur. Bilimsel bilgilerin tarihsel süreç boyunca sürekli olarak değiştiğini, geliştiğini görüyoruz. Bu nedenle, Avusturyalı deha Gödel’in ortaya koyduğu gibi, matematikte de diğer bilimlerde de kesin, tutarlı, tam bir bilime ulaşamazsınız. Gödel’e göre, Matematikte en basit aksiyomatik yapı hem tutarlı hem de tamlık ilkesini aynı anda sağlayamaz; Matematiği ne kadar kısıtlarsanız kısıtlayın sahip olacağı aksiyonlarla doğruluğu ispatlanamayan, fakat doğru olan matematik ifadeleri her zaman içerebilir. Russell’a göre de ‘Matematik, ne hakkında konuştuğumuzu hiçbir zaman bilemediğimiz ve konuştuğumuz şeyin doğru olup olmadığını bilemediğimiz bir konudur’. Bu durum, eksiklik ve belirsizlik teoremleriyle açıklanır. Dolayısıyla bilim tamlıktan, tutarlılıktan ve kesinlikten uzaktır ve dolayısıyla bilimadamı kesin konuşamaz” dedi. Matematikte olduğu gibi estetik ve sanatsal yönleri bulunan bilimin her zaman doğrusal bir süreç izlemediğini, tarihsel olarak bakıldığında zaman zaman yükselişleri olduğu gibi gerilediği dönemlerin de olduğunu ifade eden Prof. Dr. Baki, bilimsel gelişimin yönünün Doğudan Batıya doğru kaydığını belirterek şöyle konuştu: “İlkçağlarda önemli buluşlarla belli bir ilerleme kaydeden bilim, daha sonra bir çöküş dönemi yaşamış ve sonra İslamiyetin doğuşuyla birlikte tekrar bir aydınlanma çağı yaşamıştır ve Bağdat önemli bir bilim merkezi haline gelmiştir. Bu yükselişi sağlayan Harizmi ve Hayyam gibi büyük dehalardır. Ortaçağ’da Batı toplumu karanlık bir dönem yaşarken, Doğu toplumu bilimsel gelişmelerde en parlak dönemini yaşamıştır. Daha sonra ise bilimin gelişimi Doğu’dan Batı’ya doğru kayarken, bu kez Doğu karanlığa gömülmüş ve bilimsel gelişmelerde Batı toplumlarının gerisinde kalmıştır.” Matematiğin ve ona bağlı olarak fiziğin serüveninin bitmediğini, devam edeceğini kaydeden Prof. Dr. Baki, “Bütün bu serüvenden görebiliyoruz ki, bu yüzyılın bilimsel bilgisi daha soyut, daha kuramsal ve daha yapısaldır; kesinlikten vazgeçmiştir. Gelecek yüzyılın bilimi de bu yüzyılın biliminden çok daha farklı olacaktır” diyerek sözlerini tamamladı. Seminerin sonunda Rektör Prof. Dr. Murat Mollamahmutoğlu tarafından Prof. Dr. Adnan Baki’ye teşekkür plaketi sunuldu. Rektör Prof. Dr. Mollamahmutoğlu’nun yanı sıra Genel Sekreter Vekili Aras Ünsal, daire başkanları, akademisyenler ve öğrencilerin katıldığı seminer ilgiyle karşılandı.<br /> <br /> <img width="500" height="333" alt="" src="/images/upload/IMG_2919.jpg" /><br /> <br /> <img width="500" height="333" alt="" src="/images/upload/IMG_2927.jpg" /><br /> <br /> <img width="233" height="350" alt="" src="/images/upload/IMG_2925.jpg" /></font></span></p>