Okullar açıldı, çocuklarımız sınıfları doldurdular, amaçları bilgi birikimlerini artırmanın yollarını öğrenmek, tecrübe kazanmak ve hayat mücadelesinde kendilerine rahat yön vermek. Öğrenme nedir? Öğrenme, insanın doğumundan ölünceye kadar edindiği bilgi ve tecrübedir, şeklinde tanımlana bilinir. İnsan, öğrenme becerisiyle diğer canlılardan ayrılır ve öğrendikleriyle yaşamını kolaylaştırır. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’in Alak Suresinde mealen ; “Yaratan Rabbinin adıyla oku!”  diyor ve bizlere okumayı, ilim öğrenmeyi emrediyor. Düşünen insan için, ilim öğrenmek insanın hayatını kolaylaştırır. Eğer okumaz, ilim tahsil etmez ve öğrendiklerimizle hayatımızı kolaylaştırmaz isek, diğer yaratılmış olan canlı varlıklardan bir farkımız olmaz.
Arkeolojik kazılardan anlaşıldığına göre, ilk insandan beri bilgi birikimini artıran, davranışlarını geliştiren ve icatlar geliştirip, medeniyetler kurabilen tek varlık insandır. Günümüzde ise, ilim baş döndüren bir hızla gelişmektedir. Bir gün önce öğrendiklerimiz, çok kısa bir zamanda değişmekte ve gelişmektedir. Bu hıza ayak uydurmak için ilim öğrenmenin ve yaşıtlarımızla rekabet edebilmenin yolunu çok daha iyi öğrenmemiz gerekir. Aksi takdirde, ilmin ve gelişmenin gerisinde kalmamız hiç içten bile değildir. İşte o zaman, Alak Suresinde bize yol gösteren ayetin emrini de uymamış ve emri yerine getirmemiş oluruz.
Francis Bacon diyor ki; “Bilgi güçtür.” Bilgi çağında olduğumuz şu zaman diliminde öğrenmenin önemi, kendini açıkça ortaya koymaktadır. Mademki bilgi güçtür, öyleyse bilgi gücüyle teknolojisini geliştiren, gücü eline alan her şeye sahip olabilir… Dünyadaki 193 devlete baktığımızda şunu açıkça görmek mümkündür: Ülkeleri birbirinden ayıran en önemli faktör, bilgi birikimleriyle elde edilmiş teknolojik güçleridir. Bu güç de o ülkeye refahı getirmektedir…
Biz de çocuklarımıza şunu öğretmemiz gerekir, eğer güçlü bir ülke olup, itibarlı olmak istiyorsak, dost ve müttefik ülkelere karşısında itibarlı olmak istiyorsak, bilgili, bilgi birikimiyle yeni teknolojiler geliştirebilen ve kullanan bir nesil yetiştirmeliyiz. Bunu da ancak milli ve manevi bir ruhla verebiliriz…
Günümüz dünyasında bilginin sürekli yenilenmesi, eski bilgilerin geçerliliğinin çabuk bitmesine sebep olmaktadır. Öyleyse sürekli okumalı, bilgi birikimimizi yenilememiz gerekir. İşte bunun için de öğrenmeyi iyi öğrenmemiz gerekir. Yüce Allah Kur’an-ı Keriminin Zümer Suresinde;
        “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” diye soruyor. Bu farkı anlayabileceğimiz aklıda Allah her kuluna vermiştir. Yeter ki düşünelim.
 İlim de, bilim de, bilgi birikimiyle teknolojiyi geliştiren ülkeler içinde yerimizin sağlam olmasını, onlarla rekabet edebilecek gençlerimizi yetiştirmek istiyorsak çocuklarımıza öğrenmeyi öğretmemiz gerekir…