Ülkemizde eğitimli insan yetiştirmekteki maksat şudur: Milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren bireyler olarak ülkemize ve insanlığa karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getiren fertler yetiştirmek.

Bir eğitim yılını daha geride bırakmak üzere olduğumuz bugünlerde, çocuğunun okuduğu kitap içeriklerini merak edip inceleyen oldu mu? Müfredatın ağırlığı çocuklarımızın yükünü artırdığına dikkat ettiniz mi?

Okullarımızda verilen eğitimin varlık sebebi, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı yetiştirmek olduğuna göre, öğrencilerin kabiliyetleri köreltilmemelidir. Milli Eğitim Kanununda da denildiği gibi; “Öğrenciler yeteneklerine ve kabiliyetlerine göre yetiştirilmelidir.” Büyük önderin dediği gibi, “Öğretmenler; Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.”

Okullarımızda bu ideali nasıl gerçekleştirebiliriz? Eğitimi ideal edinmiş bir komisyon kurulup çağın gerekleri ve ülkenin ihtiyaçları düşünülerek müfredat programları ona göre hazırlanmalıdır. Her Milli Eğitim Bakanı değişiminde sistem değişmemelidir. Okutulacak kitaplar iyi tetkik edilip titizlikle hazırlanmalı ve sık sık kitap değişimine gidilmemelidir. Yalnız bilimsel içerikli kitap müfredatları çağın gereklerine göre zenginleştirilebilir.

Vereceğimiz eğitimle yetiştireceğimiz nesilleri ahlak çöküntüsünden uzak tutmayı hedeflemeliyiz. Milletimizin erdemli değerleri yok edilmemeli. Eğitimde idealimiz erdemli insanlar yetiştirmek olmalıdır. Günümüzdeki ahlak çöküntüsünün bariz örneği: “en yakın dostunu, arkadaşını, yakınını, memleketini, milletini, aldat dolandır, köşe dön, altta kalanın canı çıksın,” zihniyetidir. Bu düşünce bugüne kadar verilen yanlış eğitimin neticesidir. Mustafa Kemal Atatürk ne diyordu tekrar hatırlayalım: “Muallimler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.”  İşte eser ortada, her gün kap kaç.  Bu tip ahlaki çöküntüler ancak iyi bir eğitimle ortadan kaldırıla bilinir.