Sevgili okuyucular, bu köşemden 12.08.2011 tarihinde, “BİLGİSAYAR OYUNLARI” başlıklı bir yazı yazmış ve yazımın içeriğinde: Şiddet içerikli bilgisayar oyunlarının çocuklarımızı kötü etkileyip zarar görebilecekleri konusunda sizleri uyarmak istemiş; İnternet üzerinden çevrimiçi(online) oynanan oyunların, oyunu oynayan çocuklarımıza zarar verip bağımlılık yaptığını anlatmaya çalışmıştım. Özellikle bilgisayar başında uzun saatler boyu şiddet içerikli oyunların çocuklarımızın psikolojisini bozduğunu anlatmaya sizleri tedbir almaya çağırmıştım. Bu çağrıya duyarlı bir seste İngiltere’den katıldı. İngiltere’nin en saygın üniversitelerinden Oxford ve London of Economics’den akademisyenler, öğretim üyeleri, yazarlar ve hayır derneklerinin liderlerinden oluşan 228 kişilik uzmanlar grubu modern hayatın çocukluğu yok ettiğini söyleyip harekete geçmişler.

Oxford ve London of Economics’den akademisyenler, öğretim üyeleri, yazarlar ve hayır derneklerinden oluşan 228 kişilik bu uzmanlardan oluşan grup,  İngiltere’deki aileleri bilinçlendirmeye, hükümeti eğitim politikasını değiştirmeye ikna etmeyi amaçlayan uzmanlar, çok geç olmadan modern hayatın zararlı etkilerine dur deme çağrısında bulunuyorlar. Elektronik medya ve bilgisayar oyunlarına olan bağımlılığın, çocukluk dönemine özgü keşfetme ve risk alma özelliklerini yok ediyor, bu problemi her kesimden herkesin görmesini sağlamayı amaçlıyorlar. Modern hayatın çocukluğu yok ettiğini söyleyip, basın-yayın kuruluşlarında çıkan reklamların, bağımlılık yapan bilgisayar oyunlarının, deneme testi gibi sunulan yeni müfredatları çocuk çağını mahvetmek üzere olduğunu vurguluyorlar.

Peki, çocuklarımızın çocukluğunun mahvolmasını engellemek için ne yapılmalı? 10.08 2011 tarihli “Bilgisayar Oyunları” başlıklı yazımın içeriğinde yazmıştım:

 *Çocuklarımıza bilgisayarı ve interneti,  bağımlı olmadan bilinçli bir şekilde bilgiye ulaşım amaçlı kullanılmasını öğretmemiz gerekir.

*Ailelerin çocuklarını teknolojik aletlerle oyalamak, marka oyuncaklarla şımartmak yerine onlarla kaliteli zaman geçirmesi gerekir. 

*Çocuklarımızı, spor yapmaya, bir müzik aleti çalmaya ve var olan bir yeteneğini geliştirmeye yönlendirmeliyiz.

*Tüketim türünden korunmak için çocuklar televizyon izlemeye ne kadar geç başlarsa o kadar iyi olur. Bunun yanı sıra televizyon izlemenin asla bir alışkanlığa dönüşmesine de izin verilmemelidir.

*Dikkat ettiyseniz aynı partiye mensup olmalarına rağmen, her Milli Eğitim Bakanı değişiminde bakanlıkta birçok şey değişir. Ama ne yazık ki, okullarımızın spor tesisleri geliştirilmez. Müfredatta değişiklik yapılır 16 milyon gencimizin doğru dürüst spor yapabileceği spor alanları, ders müfredatları değiştirilmez. Sağlıklı nesiller yetiştirmek istiyorsak çocuklarımızın bol oyun oynayacakları, hayallerini geliştirecekleri, yaratıcılıklarını artıracakları müfredat değişikliğini bizi yönetenlerden talep etmemiz gerekir. Örneğin İngiltere’deki grup eğitim sisteminin de değişmesini önermiş; “ 1’nci sınıf öğrencilerine resmi program yerine oyun ve spor üzerine formüle edilen bir müfredat uygulanmalı” demişler. Bizim çocuklarımızın okuduğu ders müfredatları da bu şekilde yeniden düzenlenmelidir…