Bu dünyada insanlara verilmiş en büyük servet zamandır. Zamanın her saniyesini satın alacak dünyada bir değer ölçüsü yoktur. Bu zamanın her zerresini iyi doldurmak insanın iradesindedir.  İnsan dünyaya gelirken en büyük servetle donatılmış olarak gelir. Bu serveti insan istediği gibi harcar. İster zengin ister fakir fark etmez, herkese bu servet yeterince verilmiştir. Büyük ozan, Âşık Veysel ne diyor? “ Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece…” Gündüz gece, harcadığımız zamanı iyi kullanmamız gerekir, çünkü bunun geri dönüşü yok.
Bu dünyaya niye geldiğimizi bilmek ve o doğrultuda zamanımızı kullanmak kadar, hiçbir şey bizi mutlu edemez. Dünyaya geliş amacımızı bilmemek, üzüntü, korku, kaygı ve doyumsuzluk verir. Dünya üzerinde, size özgü amacın ne olduğunu bulun ve amaca doğru yürüyün. Hedefe kilitlenin. Bu hedefi bulduğunuzda neşenizi bulmuş olacaksınız! İş programlarınız bu hedefe doğru olmalı. Amacınıza göre yaşamazsanız, bu size sıkıntı verir. Amacın için çalışmak, ona göre yaşamak, tatmin duygusu ve mutluluk verir.
Çocuklar gibi mutluluğu, neşeyi unutmayın. Gülmek sizin hakkınız. Gülmek yaşam tadını çıkarmanın en iyi yoludur. İnsan küçük şeylerde mutluluğu aramalı. Küçük şeylerle büyükler elde edilir. Neşe sizin olması için onu arayın. Peşinden gidin ve tadını çıkarın.
Erzurumlu İbrahim Hakkı diyorki ; “Görelim Mevla neyler. Neylerse güzel eyler…” Hayatımızdaki her şey, bizim umduğumuz gibi gitmese de, ondan güzel sonuçlar çıkarmak elinizde. Birlikte olmaktan hoşlandığınız kişileri çevrenize alın, onlarla zaman geçirin. Allah bize dünyaya gelirken verdiği serveti dolu dolu kullanalım, diye verdi.
İnsanoğlunun en büyük, icadı yazıdır. Zihniniz her şeyi her zaman hatırlamayabilir. Bunun için bir not tutma alışkanlığı edinmemiz gerekir. Sevdiklerinizin, doğum günlerini, sizce önemli olan anları kaydedin. Düşünün hayal edin ve yazın. Büyük düşünürlerin sözlerini ve atasözlerini kaydedin. Bunlar yaşamınızda size yol gösterir, hayat yolunda yol haritası, ışığı olurlar.
Yaptığınız işten zevk almalısınız. İşinizde anlam bulmak için ne yapmalısınız? Yaptığınız iş, kişiliğinizle uyuşmalı. İşinde mutsuz olan insanlar, becerilerine ve tutkularına uygun olmayan meslekler seçtikleri için mutsuzdurlar. İnsan yaşamında yaptığı işin bir anlamı olmalıdır. Otuz yıl çalışıp emekli olduğunda, geriye dönüp bakıp boşa geçen bir ömür dememeli, insan! Yaptığımız işlerin bir anlamı olmalı. Arkamızda güzel izler bırakmalı. Arkamızda kalan insanların, hakkımızda iyi konuşmaları alacağımız en iyi ödüldür.
Bu ömür sizin, nasıl istiyorsanız öyle harcayın. Harcama yaparken suçluluk duygusuna düşmeyin. Bazıları toplumsal baskılarla kendini cenderede hissederler. Kendinize karşı dürüst olun, suçluluk duygusuna kapılmayın. Suçluluk duygusu insanı içten içe kemirir. Sağlığını bozar. Kendinize olan öz saygınızın ve öz güvenizin azalmasına sebep olur. Yapmak istediklerinizle başkalarının sizden yapmanızı istedikleri arasında seçim yapmalısınız. Başkalarının hakkınızda ne düşündükleri konusunda kaygılanmaktan vazgeçtiğinizde, suçluluk duygusu yok olacak ve kendinizi daha huzurlu hissedeceksiniz. Gerçek benliğiniz ve kendiniz için ne istediğiniz önemli, evet, önemli olan bu.
Hayatı, bazıları “ anlamsız” diye yorumlarlar. Bu hayatı anlamlı kılmak elinizde, etrafımızda ki şeyler ne kadar anlamsız da olsa, hayatımızı anlamlı hale getirmek elimizde. Yaşarken yaşam yolculuğunun tadını çıkarmalı. Her insan farklı olduğuna göre herkesin dolu dolu yaşam tanımı da değişebilir. O zaman gerçekten bizi biz yapan şeyler için çaba harcamamız gerekir.
Bazı insan şöyle düşünebilir; “Ben neden daha başarılı olamıyorum?”  Ben de diyorum ki, hedeflerin belli mi? Neyi, niçin istiyorsun? Kendine bir yol haritası çıkardın mı? Tüm enerjini, hedeflerin doğrultusunda harca. Eğer hedefiniz olmazsa oradan oraya sürüklenir gidersiniz. Hedeflerinizi gerçekleştirirseniz öz güveniniz artar. Gayretle atacağınız her adım sizi hedefinize ulaştırır.
Sanılır ki, en feci olaydır ölüm. Ne münasebet; asıl zulüm ölü yaşamaktır.