Partililerin katıldığı basın açıklamasında konuşan Burç, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yandaş medya aracılığıyla erken seçimi dile getirdiklerini belirterek "Parti liderimiz hiçbir ön şart olmadan Davutoğlu’yla görüşse AKP’nin emanetçi Genel Başkanı, aldığı emir üzere mutlaka koalisyon ihtimalini boşa çıkaracak bir bahane bulacaktı" dedi.
"Türk milliyetçileri BOP planına engel"
Pusuda bekleyen havuz medyasının koalisyon görüşmeleri tamamlanır tamamlanmaz seçim stratejisi doğrultusunda MHP tabanına yönelik algı operasyonlarına başladığını anlatan Burç,CIA Başkanı Brennan’ın "Şu MHP öğretisi başlı başına bir vaka. Türk milliyetçileri BOP planına engel. MHP ve ülkücü öğretmenin kontrol edilmesi gerekli. Ülkücüler tasfiye edilmelidir’ sözünü hatırlatarak Brennan bile zehrini böyle akıtmıştır" ifadelerini kullandı.
"Olayı belgelerle ispat etmeye hazırım"
İktidardan beslenen bürokratların MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi eleştirdiğini anlatan Burç, şunları söyledi:
"Doğrudan hakaret kastıyla seçilmiş aşağılayıcı ifadeler kullanmaya başlamışlardır. Kurum müdürleri, amirleri resmi araçlarla seçimlerde AKP’li milletvekili adaylarını karşılamış birlikte seçim çalışmalarına katılmışlardır. Bizim MHP olarak basında suç duyurusu yapmamıza rağmen hiçbir adli ve idari soruşturma başlatılmamıştır. Biz MHP olarak particilik değil her zaman doğrunun, haklının, adaletlinin yanında olduk, olmaya devam edeceğiz."
"Çözüm süreci safsatasıyla PKK güçlendirilmiştir"
Burç, 7 Haziran seçimlerinde iktidarı kaybeden AKP’nin yenilgiyi kabullenemediğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Çözüm süresince Barzani Türkiye’ye geldiğinde AKP’liler ’Türkiye seninle gurur duyuyor’ diye slogan atmışlarıdır. Bakın gurur duyduğunuz Barzani’nin hava durumu bülteninde Sivas’a kadar bizim diyorlar. Türk Milletinin iradesine karşı gelinmiş çözüm süreci safsatasıyla PKK güçlendirilmiştir."
"Erken seçimi ortaya atan Davutoğlu’dur"
Yandaş medyayla bir erken seçim tercihinin ortaya atıldığını anlatan Burç, şunları söyledi: "Erken seçim tercihini ilk önce ortaya atan seçim akşamı balkon konuşmasında Sayın Davutoğlu’dur. Bütün kamuoyunun malumudur ki erken seçim tercihi, Türkiye’yi bir erken veya yeniden seçime götürme stratejisi Tayyip Erdoğan’ın sevk idaresinde 7 Haziran gecesinden itibaren erken seçime yönlendirilmiş ve odaklanmıştır."
Sayın Ahmet Davutoğlu’nun mecburen bu stratejiyi adım adım uyguladığını anlatan Burç, "Davutoğlu, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile son koalisyon görüşmesinin ardından, ’Erken seçim tek ihtimal haline gelmiştir diyebiliriz’ tarzında açıklama yapmıştır. Daha MHP Lideri Devlet Bahçeli ile bir araya gelmeden yapılan bu açıklama, AKP Genel Başkanının asıl niyetini ve misyonunu ortaya koymaktadır. Yani Davutoğlu’nun MHP lideri ile yaptığı görüşme, halk tabiriyle Vatandaşın sakalının altından geçmektir. Dostlar alışverişte görsün diye gerçekleştirilmiş ve tamamen seçmenin algısına dönüktür. Yandaş yazar ve televizyon programcılarının bu konudaki yorumları bu algıyı pekiştirme, bütün vebali MHP’nin sırtına yükleyerek kararsız seçmeni AKP’ye yönlendirme amaçlıdır" dedi.
"TRT, AKP’ye hizmetkar olmuştur"
Hükümetin borazanı TRT’nin bile haberlerinde MHP’nin bütün koalisyon seçeneklerine kapıyı kapattığını belirterek büyük bir rezalete imza attığını anlatan Burç, sözlerine şöyle devam etti: "TRT’de Erdoğan’ın erken seçim stratejisini uygulamaya amade ve AKP’ye hizmetkar olmuştur. TRT’yi yönetenler, bunları bir kenara yazdığımızı unutmamalıdır. AKP’nin fiili lideri Tayyip Erdoğan, yenilen pehlivan güreşe doymaz misali bir kez daha çoğunluğu sağlar mıyım düşüncesiyle hareket etmektedir."
AKP’nin sözde terörle mücadelesinin göz boyamaya yönelik olduğunu anlatan Burç, şöyle konuştu:
"Erdoğan ve emrindeki AKP terörle mücadeleye çözüm sürecine verdikleri kadar önem vermemektedir. Çözüm sürecini hayata geçirmek için kapsamlı bir proje uygulanmış, yasalar kararnameler çıkarılmış, yasa değişiklikleri yapılmış, sosyal projeler hayata geçirilmiş, hepsinden de dikkat çekici olarak canavar kuzu postuna sarılarak pazara çıkarılmıştır. Buna karşılık son günlerdeki göstermelik terörle mücadelede sadece güvenlik güçlerimiz plansız, programsız ve istihbaratsız şekilde teröristlerin üzerine sevk edilmiştir. Çok fazla şehit verilmesinin başta gelen sebebi de hükümetin bu affedilmez hovardalığıdır."
"MHP şartsız da görüşse olmayacaktı"
Sorunun çok açık ve durumun çok acı olduğunu anlatan Burç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Amaçları erken seçimde daha fazla oy avlayabilmektir. Erdoğan’ın, güvenlik güçlerimizin kanı, halkın canı pahasına bu yolu denemeyi aklına koyduğu ortadadır. Millet, sandıkta bunun hesabını soracaktır. Çözüm sürecinin hikâyesi, eşeği boyayarak pazarda satan sahtekâr tüccarın hikâyesidir."
Terörle mücadelenin sosyal, ekonomik, siyasi, kültürel ve askeri boyutlarıyla çok kapsamlı bir şekilde ele alınması gereken bir hayati konu olduğunu anlatan Burç, sözlerine şöyle devam etti: "Yandaş yazarlar ’MHP koalisyon seçeneğinin kapısını hiç aralamadı’ iddiasını tekrarlayıp durmakta, olmayacak duaya amin demedi diye Genel Başkanımızı suçlamaktadır. Hatta MHP’nin koalisyondan kaçtığı iddia edilmektedir. Şimdi bunlara soruyoruz: Koalisyon seçenekleri, bizzat Genel Başkanımızın ağzından defalarca dile getirilmedi mi? Artık erken seçimin öncelikli olmadığını, bir koalisyon hükümeti kurulmasının, olağanüstü ülke şartlarının gereği olduğunu vurgulamadı mı? Ayrıca MHP lideri hiçbir ön şart olmadan da Davutoğlu’yla görüşse AKP’nin emanetçi Genel Başkanı, aldığı emir üzere mutlaka koalisyon ihtimalini boşa çıkaracak bir bahane bulacaktı. AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, hem CHP ile hem de MHP ile görüşmelerinde ipe un sermiştir. Çünkü amaç koalisyon kurmak değil, yeniden seçime gidip ya tutarsa misali yeniden tek başına iktidarı aramaktır."
MHP’nin şartları
Burç, MHP’nin koalisyon için ortaya koyduğu dört önemli maddeyi yeniden kamuoyuyla paylaşmakta fayda gördüklerini belirterek bunları şöyle sıraladı:
Anayasa’nın ilk dört maddesi değiştirilemez. Çözüm süreci eksiksiz ve bahanesiz olarak ortadan kaldırılmalıdır. 17-25 Aralık kapsamındaki rüşvet ve yolsuzluk iddialarının üzerine gidilmelidir. Cumhurbaşkanı anayasal sınırlarına çekilmelidir. Nedir bunlar? Anayasanın ilk dört maddesi, Madde 1. Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. Madde 2. Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Madde 3. Türkiye devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı bayraktır. Milli Marşı İstiklal Marşı’dır. Başkenti Ankara’dır. Madde 4. Anayasanın birinci maddesindeki devletin şeklinin cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile ikinci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve üçüncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez."
"Bu toprakları ihaleyle elde etmedik"
Anadolu’yu vatanlaştırma konusunda kimseden icazet alınmadığını anlatan Burç, sözlerini şöyle tamamladı: "İhaleyle elde etmedik. Bağışla sahip olmadık, kimsenin himmetine müracaat etmedik, aman dilemedik, kan döktük, can verdik, yetim kaldık, gazi olduk ve bir çakıl taşının dahi pazarlık konusu yapılmayacağını asırlar öncesinden muhataplarına ilan ettik. Burasını kader bildik ve yurt yaptık. Vatanımızın her karışını, her insanını aziz bildik. Kanlarıyla destanı, cesaretiyle tarih yazarak bize vatan bırakan tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet niyaz eder, ailelerine baş sağlığı dilerim. Ruhları şad, mekânları cennet olsun. Ne mutlu Türküm diyene."