"Özellikle 2 yıldır yaz aylarında Bayburt’a geliyorum. Çevreyi gözlemledim. Bizim de bir belediyeci olarak Bayburt’a kazandıracağımız şeyler var. Birikimlerimi memleketimde değerlendirmek gerektiğini düşündüm. Bizim mesleğimiz Belediyecilik. Bu işi yıllardan beridir yapıyorum. Biz de bir belediyeci olarak Bayburt’taki sorunları görüyor ve biliyoruz. Bayburt’un bütçesiyle olacak işler çok azdır tahmin edersiniz. Oradaki imkânların da buraya aktarılması noktasında elimizden bazı şeylerin gelebileceğini düşünüyoruz. Gerek buranın bütçesi, gerek İstanbul’dan getirebileceğimiz ya da bakanlıklar ve hükümetimizin yapmış olduğu proje destekleriyle Bayburt’un önünün açılabileceğini düşünüyorum. Gelişebileceğini görüyorum ve bunu da başarabileceğimi düşünüyorum.

Bu kadar yıllık tecrübelerimizden kaynaklanan bir sorumluluğumuzun olduğunu düşünüyorum. Burası benim doğduğum yer. Ben umutlarımı, heveslerimi hep Bayburt’a erteleyen birisiyim. Bayburt’a gidip şunları yapacağım diye hep bir şeyleri erteledim. Derdimiz burada Bayburt’un insanlarıyla , esnafıyla beraber bir şekilde önünün açılmasını sağlamak. Sanki bir şeylerde bir noksanlık görüyorum. Kimseyi itham etmek istemiyorum. Bugüne kadar kim bir çivi çakmışsa ona teşekkür etmek lazım. Fakat Bayburt neden sıçrama yapamıyor? Bir belediyeci olarak kurumsal anlamda baktığımız zaman bunu görebiliyoruz. İçimizi de sızlatıyor. Yardım etmek istemiyoruz, o da olmuyor. Gözümüz makamda değil. Mesele oradaki ufku, oradaki düşüncelerin yoğunluğunu, yüksekliğini Bayburt’a yansıtabilmek. Bayburt neden olmasın, neden gelişmesin, neden istihdamda bazı merhaleler aşmasın. Neden neden bir sürü sorun var. İnşallah bunların cevaplarını birlikte bulmak istiyorum.

Niye Bayburt o halde? Ben 13 yaşından beri Bayburt’u tanıyorum. İşte Çoruh nehrimizi görüyoruz. Kentsel yapı olarak çok fazla bir ilerleme maalesef kaydedemedik.  Bir şekilde bunları aşmamız lazım.  Kent mobilyalarına baktığımız zaman altyapı olsun, su şebekeleri ve kanalizasyon olsun, sorunları olduğunu biliyorum. Belki 1980’li yıllardaki suyun sertliği hala devam ediyor. Teknolojinin geldiği seviyeye baktığınız zaman bugün bunların mesele olarak görünmemesi lazım.

Öncelikle Bayburt’un 14 mahallesindeki sorunlar, yapılması gerekenler belli aslında. İnşallah bunları bir şekilde çözebileceğimizi düşünüyorum. Buradaki imkânların kısıtlığını bir kenara bırakıp ‘ne katarız, ne getiririz?’ derdine düşerek proje bazında üretenlerin de katkılarını yansıtarak, hereksi önemseyerek, kimseyi dışlamadan teknik anlamda olsun mutlaka buraya o katkıları sağlamak lazım. Önemli olan esasında kurumsal bir yapıdır. Kurum olarak eğer sistemini kuramazsa belediye hizmet üretemez. Belediye kurumu güçlü olursa hizmeti de o kadar güçlü olur.

Göremeyene göz, duyamayana kulak, yürümeyen ayak olmak lazım. Belediye insanın doğumundan ölümüne kadar her şeyiyle ilgilenmeye de yetkilidir. Başbakanımız da belediye için öyle yasal zeminler hazırladı ki yeter ki siz hizmeti planlayın ve düşünün.

Bayburt’u tanıyor, sorunları biliyoruz. İnşallah bu sorunların en iyi şekilde giderilmesi noktasında hem vatandaşımıza hizmetin üretilmesi, getirilmesi hem de kurumun fiziki, coğrafi, resmi yapısı açısından da belli bir standarda oturtulmasını inşallah sağlayacağız.

Biz işin içinden geliyoruz. Acaba nedir? Sorusu bizimi için geçerli değil. Seçildiğimizde ‘bismillah’ der çalışmalara başlarız. İnşallah Bayburt’umuz kazansın. Bayburt’umuza hayırlar getirsin.  Aday adayı olan arkadaşlara da başarılar diliyorum. Bayburt artık kaybetmesin. Bir beş sene daha kaybetmek zorunda kalmasın. Bir sistem kurulsun. Yoluna raylarına binsin Bayburt treni. İnşallah raylı sistemimiz de gelir. Hizmetlerin buraya getirilmesi anlamında elimizden geleni yapalım.