Halk Eğitim Merkezi Çok Amaçlı Salonu’nda gerçekleştirilen aday tanıtım toplantısına MHP Bayburt İl Başkanı Suat Doğan, Kastamonu Milletvekili Emin Çınar, MHP Bayburt Eski Milletvekili Şaban Kardeş, Gümüşhane İl Başkanı Orhan Mazman, Gümüşhane Belediye Başkanı Mustafa Canlı, Bayburt eski Belediye Başkanı Hükmü Pekmezci, KTÜ Öğretim Görevlisi Doç Dr. Şeref Oruç, MHP MYK Üyeleri Bekir Kasap ve Musa Küçük,MHP İlçe Başkanı Hüseyin Yıldırım, Ülkü Ocakları Bayburt İl Başkanı Oğuzhan Okutmuş, il, ilçe ve belde teşkilat mensupları ile partiler katıldı.
MHP Kastamonu Milletvekili Çınar, burada yaptığı konuşmada, “Hatırlayın, 1999 yılında iktidara geldiğimiz, koalisyon ortağı olduğumuz dönemde hükumetin yıkılmasının en büyük sebeplerinden bir tanesi ülke içerisindeki yaşanan kaos ve Abdullah Öcalan denilen vatan hainine karşı Milliyetçi Hareket Partililerin sergilemiş olduğu duruşun ötesinde bir şey değildi. O gün itibari ile bankacılık yasası yeniden düzenlenmiş, ülkenin ekonomik istikrar tablosu yeniden gözden geçirilmiş, Kuzey Irak’a Amerika Birleşik Devletleri’nin girişine müsaade edilmemiş ve bunun karşılığında dış güçlerin müdahalesi neticesinde çıkartılan ekonomik kriz ile o günkü koalisyon hükumeti dağıtılmıştır” dedi.
Milletin kanını emdiği, bu ülkenin üniter devlet yapısını bölmek için mücadele eden vatan hainlerinin hükumetle görüşmeler yaptığını ifade eden Çınar, “Bizlerin yüreklerini sızlatan asıl mesele budur. Dün Arap baharı diye çıkılan o yolda bugün komşu Müslüman devletin kalmadığı bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile karşı karşıyayız. Kuzey Irakta Türk askerinin başına çuval geçirilirken, bir milyona yakın Müslüman Türk kardeşimiz katledilirken göz yaşı dökmeyenler, Mısır’dakiler için nasıl bir ağlamanın içerisinde kendilerini hissetmektedirler. Dün sınırlarımızı kaldırdığımız, komşu ülke dediğimiz, nikah törenlerine davet ettiğimiz, parlamentolarımızı müştereken yaptığımız, kardeşimiz dediğimiz Esad’la bugün sebebinin ne olduğu meçhul olan hangi sebepten dolayı kalleş Esad noktasına geldik. Suriye’deki akan Müslüman kanından hep birlikte rahatsızlık duymaktayız. Ama ne yazık ki oradaki ölen Müslüman, öldüren Müslüman, ölenin eline silahı veren Hıristiyan, öldürenin eline silahı veren Müslüman” diye konuştu.
Çınar, Suriye’nin içinde bulunduğu krizi önlemek için sadece konuşulduğunu ve silah yardımı yapıldığını savunarak, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak Suriye’nin içinde bulunduğu krizi önlemek için ne yapıyoruz değerli dostlar. Sadece konuşuyoruz, silah yardımı yapıyoruz. Bu ülke hiçbir zaman böyle bir sorumluluğu üstlenmemiştir. Biz komşu ülkelerimizle yaptığımız ticari anlaşmalar sebebiyle ülkemizin yarınlarını hazırlayan bir ülkeyiz. Şuanda dış ticaretimiz ciddi manada açıklar vermekte. Genel Başkanımız 2011 genel seçimlerinde Kayseri’de yaptığı bir konuşmada çözüm süresi adı altında bu ülkenin çözülmesi için planlar yapıldığını ifade etmeye çalıştığında, AKP hükumetinin bu ülkenin yıllarca kanını emen terör örgütünün ele başıyla görüşme yaptığını anlatmaya çalıştığında Sayın Başbakanın kullandığı ifade ‘terör örgütüyle hiçbir zaman masaya oturmadık, bunu ispatlamayan sefersizdir’ ifadesini kullanmıştı. Ama maalesef bugüne geldiğimizde kimin şeref, kimin şerefsizlikle payelendiğini bu millet artık ekranları vasıtası ile aşikar bir şekilde görmektedir” ifadelerini kullandı.
Doğan” yerel yönetimlerin insan yaşamını etkileyen en önemli birimlerdir”
MHP Bayburt İl Başkanı Suat Doğan ise yaptığı konuşmasında, yerel yönetimlerin insan yaşamını etkileyen en önemli birimler olduğunu söyleyerek, “Bu durumdan dolayı yaşamımızı ve yaşam kalitemizi etkileyen bu seçimlerde sadece insan olduğu için insana değer veren, yaşam standartlarını yükselten, geçmişte yaptığı gibi bugünde hizmet odaklı çalışmaya kendisini adamış kişi ve ekiplerin bulunması bir birimdir” dedi.
11 yıldır bizleri yöneten bir siyasi irade var. Milletin masumane oylarıyla iktidara gelen ve 12. yılına giren bu siyasi iradenin Bayburt’a verdiğine, Kastamonu’ya verdiğine, Gümüşhane’ye verdiğine, ülkemize verdiğine şöyle bir bakalım. Bu 11 yılda neler yapıldı. Emeklimizin refah seviyesi daha da üst noktalara mı geldi, tarımla uğraşan, ülkenin yüzde 33’lük nüfusuna hakim olan tarımda ki çiftçilerimizin yarınları daha düzgün bir şekilde mi şekillendi. Memur kardeşimizin huzurlu bir ortam içerisinde yaşaması, gelecek kaygısı taşıması ortadan mı kalktı. Asgari ücretle çalışan değerli kardeşimin açlık sınırındaki, altındaki üstündeki aldığı bir maaş çok fevkalade mi yükseldi. Yolsa dış ülkeler itibari ile baktığımız komşu devletlerimizin her zaman bir şefkat eli olarak gördüğü Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendi yakın komşusu olan bir komşumuz mu kaldı.
Hatırlayın 1999 yılında iktidara geldiğimiz, koalisyon ortağı olduğumuz dönemde hükümetin yıkılmasının en büyük sebeplerinden bir tanesi ülke içerisindeki yaşanan kaos ve Abdullah Öcalan denilen vatan hainine karşı Milliyetçi Hareket Partililerin sergilemiş olduğu duruşun ötesinde bir şey değildi. O gün itibari ile bankacılık yasası yeniden düzenlenmiş, ülkenin ekonomik istikrar tablosu yeniden gözden geçirilmiş, Kuzey Irak’a Amerika Birleşik Devletleri’nin girişine müsaade edilmemiş ve bunun karşılığında dış güçlerin müdahalesi neticesinde çıkartılan ekonomik kriz ile o günkü koalisyon hükümeti dağıtılmıştır. Aradan geçen onca zaman içerisinde, 12 yıla geldiğimiz de o gün bu ülkede yaşayan her kesimdeki insanımızın lanetle andığı, nefretle yâd ettiği, milletimizin kanını emdiği, bu ülkenin üniter devlet yapısını bölmek için mücadele eden vatan hainlerinin maalesef bugüne geldiğimizde hükümetle görüşmeler yaptığına şahit olmaktayız. Bizlerin yüreklerini sızlatan asıl mesele budur. Dün Arap baharı diye çıkılan o yolda bugün komşu Müslüman devletin kalmadığı bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile karşı karşıyayız. Kuzey Irakta Türk askerinin başına çucal geçirilirken, bir milyona yakın Müslüman Türk kardeşimiz katledilirken göz yaşı dökmeyenler, Mısır’dakiler için nasıl bir ağlamanın içerisinde kendilerini hissetmektedirler. Dün sınırlarımızı kaldırdığımız, komşu ülke dediğimiz, nikâh törenlerine davet ettiğimiz, parlamentolarımızı müştereken yaptığımız, kardeşimiz dediğimiz Esad’la bugün sebebinin ne olduğu meçhul olan hangi sebepten dolayı kalleş Esad noktasına geldik. Suriye’deki akan Müslüman kanından hep birlikte rahatsızlık duymaktayız. Ama ne yazık ki oradaki ölen Müslüman, öldüren Müslüman, ölenin eline silahı veren Hıristiyan, öldürenin eline silahı veren Müslüman. Şöyle bir bakın biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak Suriye’nin içinde bulunduğu krizi önlemek için ne yapıyoruz değerli dostlar. Sadece konuşuyoruz, silah yardımı yapıyoruz. Bu ülke hiçbir zaman böyle bir sorumluluğu üstlenmemiştir. Biz komşu ülkelerimizle yaptığımız ticari anlaşmalar sebebiyle ülkemizin yarınlarını hazırlayan bir ülkeyiz. Şuanda dış ticaretimiz ciddi manada açıklar vermekte. Genel Başkanımız 2011 genel seçimlerinde Kayseri’de yaptığı bir konuşmada çözüm süresi adı altında bu ülkenin çözülmesi için planlar yapıldığını ifade etmeye çalıştığında, AKP hükumetinin bu ülkenin yıllarca kanını emen terör örgütünün ele başıyla görüşme yaptığını anlatmaya çalıştığında Sayın Başbakanın kullandığı ifade ‘terör örgütüyle hiçbir zaman masaya oturmadık, bunu ispatlamayan sefersizdir’ ifadesini kullanmıştı. Ama maalesef bugüne geldiğimizde kimin şeref, kimin şerefsizlikle payelendiğini bu millet artık ekranları vasıtası ile aşikar bir şekilde görmektedir.
Aydın, “Bunun için kibirli olmadık, asla olmayacağız. Yediden yetmişe herkesle görüşecek, ilimiz için üretilen her fikri dinleyerek merkezimize alacağız.
Bu yola çıkarken temel düsturlarının Yüce Allah’ın Şura Suresi 38. Ayetinde belirttiği ‘Onların işleri şura iledir’ kutlu sözünü kendileri rehber aldıklarını belirten MHP Bayburt Belediye Başkan Adayı İdris Aydın, “Bunun için kibirli olmadık, asla olmayacağız. Yediden yetmişe herkesle görüşecek, ilimiz için üretilen her fikri dinleyerek merkezimize alacağız. Yine bu düstur gereği hayal kurmayı önemsiyoruz. Çok uçuk hayal kurulsa bile bizim için kayda değerdir ve önemlidir. Bizim kimse ile kavgamız, çekişmemiz yok. Ortak ideali Bayburt olan herkesle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyacağız”
