- Ruh halim için sakin ve kararlı diyebilirim. Ama seçim anlamında soruyorsanız emin olun hiçbir heyecan yok. Çünkü ne yaptığımızı biliyoruz ve adım adım çalışmalarımıza devam ediyoruz. Planladıklarımızı uyguluyoruz. Halkımıza meramımızı dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışıyor gelen sorulara cevaplar veriyor, sıkıntıları şikayetleri önerileri not alıyoruz. Her hamlemizi de Bayburt’un istediği doğrultuda yapmaya çabalıyoruz. Onlara mümkün mertebe projelerimizi anlatıyoruz. Vatandaşımızdaki heyecan elbette bize de yansıyor, fakat bu sanıldığı gibi olumsuz bir heyecan değil, aklımızdan yüreğimizden geçenleri hayata tatbik etmek için vakit sayıyoruz anlayacağınız.
- Peki Başkanım, Şuan ülke gündemini meşgul eden olaylarla ilgili neler düşünüyorsunuz?
- 17 Aralık sonrası süregelen siyasi gündemimiz, bizim hizmet anlayışımızı katmerleştirdi açıkçası. Bu duruma üzülüyor muyuz? Elbette. Ama biz Başbakanımız R. Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde hizmet koşusundayız. Türkiye’nin 2002 öncesindeki kaotik durumunu düşündüğünüz zaman, bugün geldiğimiz noktaya bakarsak, böyle bir lidere sahip olduğumuz için ne kadar şükretsek az. Bu güne gelindiğinde ise Başbakanımıza ve AK Parti’ye karşı yürütülen oyunların hepsinin farkındayız. Bu oyunları ancak biz birlikte olursak bozabiliriz. Milletin iradesini hiçe sayan kesimlerin cevabını biz sadece sandıkta vermeyeceğiz. Bunun yanında belediyecilik anlayışımız ile milletimize neyi hakkettiğini de göstermek zorundayız. Bakın kardeşim, biz politikacı değiliz. Bizler halkın hizmetkarlığına gönül vermiş, bu halk için ömrümüzü vakfetmeyi bir görev bilmiş, Ak Parti neferleriyiz. Politika dediğiniz kelime anlamıyla çok yüzlülük demek. Bunu reddediyorum. Hedeflerimiz var. Büyük Türkiye ülküsü genelinde ve büyük Bayburt emelinde durmaksızın uğraşıyoruz. Zira benim Bayburtlu büyüklerim, kardeşlerim ve hemşerilerim her şeyin en güzeline layıktır. En temiz hizmete, en net ifadeyle en güzeline, modernine, sorun yaşamaksızın belediye hizmetlerini almalarına uğraşıyoruz. Şunu unutmamak lazım, Bayburt’umuz 81 güzel vilayetimizden biri olsa da, Bayburt büyürse Türkiye büyür diyoruz. O yüzden bu cümleyi genişletiyorum. Diyorum ki Bayburtlu mutlu olursa Türkiye mutlu olur. Mevlam bu güzel memlekete, bu güzel ülkeye kem gözle bakanlara fırsat vermesin.
- Amin Başkanım. Nasıl bir başkan olacaksınız bunu da sorup vaktinizi daha fazla almayayım diyorum.
- Estağfurullah. Nasıl bir başkan mı olacağım? Bunu kişisel olarak mı yoksa genel anlamda mı soruyorsunuz?
- Aslında iki anlamda da...
- Öncelikle özel anlamda cevap vereyim . Ben bir öğretmenim sevgili kardeşim. İnsani ilişkiler benim şahdamarım. İnsan, hedefin ana noktası. Herkesin rahatlıkla ulaşabileceği, koltuktan şeref alan değil koltuğu hizmet için kullanan bir başkan olacağım inşallah. Yakın çevrem bana Mete Hoca der. Belki biraz yaradılıştan olacak, sert bir görüntüm var. Ama halkımla kucaklaştığımda, onların ellerini sıktığımda, gözlerinin içine baktığımda onlar da beni görüyorlar. Gergin, burnu büyük, kibirli bir insan olmadım hiç bir zaman. Allah da bizi kibirden ve kibirliden uzak eylesin. Halka efendi değiliz ki halktan uzak duralım. Bu bir iş. Köşe başındaki bakkal işini nasıl tüm saygınlığıyla yapıyorsa, bir fırın nasıl en güzel ekmekleri vatandaşa sunmak için çırpınıyorsa, biz de bu sorumluluğun farkında olup, canımızı dişimize takıp, var gücümüzle bu şehrin güzel insanlarına nasıl daha fazla katkı sağlayabiliriz sorusuna cevap verebilmek için çalışacağız. Bu da sanırım genelde nasıl başkan olacaksınız diye sorduğunuz soruya cevap oldu.
- Başkanım çok içten, çok net ve doyurucu cevaplar verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Daha sorulacak çok soru var. Ama sizin de vaktiniz dar. Sonrasında bir röportaj daha yapabilir miyiz acaba?
- İnşallah. Siz halka hizmet ediyorsunuz ya, bizim de nazarımızda halka hizmet eden herkes çok özeldir, çok kıymetlidir, muteberdir. Size de hizmet etmek vazifemiz.
