Şair Zihni Kültür Merkezi’nde saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan konferans, Çalık’ın biyografisinin sunulduğu video gösterimi ile devam etti. Konuşmasına Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde yaşanan çeşitli tarihsel meseleleri anlatarak başlayan Çalık, Osmanlı-Rus Harbi, Balkan Harbi, Çanakkale Savaşı ve Tanzimat Döneminden detaylarla renklendirdiğikonuşmasının son bölümünü 1915’te yaşanan tehcir meselesine ayırdı.Yaptığı ilginç benzetme ve örneklerle3,5 saat boyunca dinleyicilerinilgisini toplamayı başaran Çalık, “Umarım konferans bittikten sonra da ‘Bayburt Bayburt olalı böyle zulüm görmedi’ demezsiniz. Bunları uzun uzun anlatıyorum çünkü 1915’te ne olduğunu gençlere ve yeni nesle çok iyi anlatmamız gerek” dedi.

“Balkan Savaşını çıkaranlara teşekkür etmeliyiz”

“Tanzimat, bir yangın söndürme operasyonudur” diyen Çalık, Balkan Savaşının Türk tarihinin en acı tecrübesi olduğunu ancak bu acı tecrübeyle yoğrulan neslin cengaver bir ordu meydana getirdiğini belirterek, “Balkan Savaşı’nı çıkaranlardan Allah razı olsun dememiz lazım. Bizim tarihimiz açısından çok feci ancak çok önemlidir Balkan Savaşı; orada pişen ordu bize Kurtuluş Mücadelesiyle Türkiye Cumhuriyetini kazandırdı.” dedi.

Birinci Dünya Savaşı’nın ardından ülkeden ayrılan Enver Paşa, Talat Paşa ve Cemal Paşa’nın Kurtuluş Mücadelesini örgütleyerek gittiklerini, Mustafa Kemal’in bu iş için seçildiğinianlatan Çalık, Talat, Enver, Cemal Paşalarla Mustafa Kemal’i tenkit etmeye kimsenin hakkı olmadığını, bu isimlere saygı duyulması gerektiğini kaydetti.

“Tarihe siyasi gözlerle bakmak çok tehlikelidir”

Tehcirde hayatını kaybeden Ermeni nüfusunun bir milyon dört yüz bin kişi olarak telaffuz edildiğini ancak Cemiyeti Akvam’ın, dönemin Ermeni kanaat önderlerine dayandırdığı nüfus verilerinin, bir milyon dört yüz bin rakamının ne kadar abartılı olduğunu ortaya çıkardığını söyleyenÇalık, “Tehcirde ölen binlerce insan var ancak başka ölümler de var. Bunları görmezden gelmemek gerek. Mesela hastanede çeşitli salgın hastalıklarda hayatını kaybeden 455 bin Ermeni nüfusu var. Savaşların ardından da 700bin civarında Ermeni geri dönmüşve yıllarca bu topraklarda yaşamıştır. Olay bir soykırım değildir.Aksine 1915 yılında yaklaşık bin 500 Osmanlı askeri, jandarması, sivil memuru ceza almış, hatta bunlardan bazıları idam edilmiştir.Soykırım (hukuki tanım olarak), bir ırkı,bir dini ve bölgesel topluluğukısmen veya tamamen yok etmek kastıyla girişilen eylemlerdir. Ancak tehcire tabi tutulmayan bölgeler, savaşın ardından topraklarına geri dönen Ermeniler var. Buradan bakıldığında 1915’e soykırım demek çok insafsız ve haksız bir tanımlama olduğu kadar, taraflı ve propagandaya yönelik bir yaklaşımdır. Tarihe siyasi gözlerle bakmak ve tarihten siyasi mazeret çıkarmak çok tehlikelidir.” dedi.

“Büyük milletler, küçük hesapların peşinde olmaz”

Aslen Türkiye’nin bir Ermeni meselesi olmadığını, Ermeni takıntısı olduğunu vurgulayan Çalık, “Biz patırtıya pabuç bırakacak bir devlet, bir millet değiliz. Bizden kanla alamadıklarını, lafla vermeyiz.Ermenileri o günün şartlarında anlamak mümkündü. Sırplar, Bulgarlar, Yunanlılar gibi ayrı bir devlet kurma hayalleri vardı. Dış ülkelerin oyununa geldiler. Biz de tarihimize sahip çıkarak mücadelemizi verdik. Tarihin utanılacak bir tarafı yok. Büyük milletler, küçük hesapların peşinde olmaz. Büyük devletler, tarihte kendilerine yapılmış haksızlıkları gündeme getirmezler, bunu ancak küçük devletler yapar. Biz Yunanistan ya da Ermenistan değiliz; biz büyük bir Türkiye Cumhuriyeti Devletiyiz. Biz bu meselenin peşine düşenler gibi millet olarak ağlamayı, yakınarak hakkımızı aramayı da bilmeyiz, bu tür politikaları becerebilen bir millet değiliz.” dedi.

Fransız ordusundaki Ermeni lejyonların yaptığı katliamlarınişgaldeki Fransız komutanlarını bile rahatsız ettiğini ve komutanların Fransa’ya telgraf çekerek ‘Ya Ermenileri buradan alın ya da bizi’ dediğini aktaran Çalık, “Ermeniler ile ilgili aynı şey bugün PKK konusunda yapılmaya çalışılıyor.Yöntemler aynı; silahlı propaganda. Kendilerini desteklemeyenleri gözlerini kırpmadan katlediyorlar ki arkadakilere gözdağı olsun.” diye konuştu.

Bayburt Valisi Hasan İpek, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gökhan Budak, Bayburt Belediye Başkanı Hacı Ali Polat başta olmak üzere ilde görevli çok sayıda bürokrat ve daire amirinin izlediği konferansa vatandaşların ve öğrencilerin ilgisi de yoğun oldu. Konferansın sonunda Dr. Mustafa Çalık’a Vali İpek tarafından çiçek ve Bayburt iline ait hediyeler sunulurken, Rektör Budak tarafından da üniversite logosunun bulunduğu çini tabak takdim edildi. Rektör Budak, Bayburt Üniversitesinin düzenlediği faaliyetin bilimsel ve kültürel olarak iki başlıkta toplanacağını, bilimsel aktivitelerin üniversitede, kültürel faaliyetin ise halkın da katılımıyla Şair Zihni Kültür Merkezinde gerçekleştirileceğini kaydetti