İlk olarak kürsüye gelen 19. yasama döneminde Bayburt milletvekili olan Bahattin Elçi, Hacı Şaban Efendi adına Hacı Şaban Efendi Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Vakfı (HAKEV) adıyla bir vakıf kurulduğunu dile getirerek vakıf hakkında konferansa katılanlara bilgiler aktardı.

TARİHE DAMGASINI VURAN IŞIKLARI ANMAK VEFA BORCUMUZDURAllah ü Taela’nın yeryüzünü peygamberlerle, velilerle, âlimlerle aydınlattığını belirten Elçi, “ Bayburt velileri ile münbit bir şehir. Hacı Şaban Efendi, Ağlar Baba, İrşadi Baba, Dede Paşa gibi Allah dostları, ışıklarımız var. Tarihe damgasını vuran bu ışıkları anmak bizlerin vefa borcu olsa gerektir.” dedi.

İSTANBUL’DA BÜYÜK BİR KÜLLİYE YAPACAĞIZHacı Şaban Efendi Hazretlerinin ilk olarak 3 yıl önce Sulantbeyli’de anıldığını hatırlatan Elçi, “ Bugün 19. vefat yıldönümünü anıyoruz. HAKEV yurt içinde ve yurt dışında örgütlenecek. İstanbul’da birkaç dönümlük arazi üzerine üniversitesinden sağlık birimine, Kur’an kursundan camisine kadar inşallah büyük bir külliyeyi gerçekleştireceğiz. Bu sizlerin yardımları ile mümkün olacaktır. Elhamdülillah yarına yatırım yapacak bir şuurun içindeyiz.” şeklinde konuştu.

Elçi, cennetmekân Hacı Şaban Efendi ile hatırası olanların hatıralarını yazarak HAKEV’e göndermeleri çağrısını yaparak bunların ilerde kitaplaştırılacağını bildirdi.

Daha sonra Hacı Şaban Efendi ile ilgili hatıraların anlatıldığı konferansın ilk bölümüne geçildi.

HACI ŞABAN EFENDİ'DE CEMAL SIFATI TECELLİ ETMİŞTİR

15. Yasama döneminde MSP’den meclise girerek Millet Meclisi Başkanvekilliği yapmış olan Mehmet Orhan Akkoyunlu Hacı Şaban Efendi’de Allah’ın celal sıfatının tecelli ettiğini söyledi.

“Bana asıl bilmem gerekenleri, bildiklerimi öğreten Hacı Şaban Efendi’dir” sözüyle hatıralarını aktarmaya devam eden Akkoyunlu, “ Bu efkârî ve ahlakî olarak oldu. Nasıl oldu! Bu bir rüyada kalbimin yıkanması ile başladı. Daha sonra bunun “ ben kime intisap ettim. Yumurtacı Şaban Efendi’ye” diye kendisini sorgulamasıyla devam ettiğini belirtti. Görünüşte Hacı Şaban Efendi’nin ümmî olduğunu belirten Akkoyunlu “ Ben, sen buna niyet intisap ettin. Bu bir hafta 15 gün beni yedi. Günün birinde oğlu ile bana selam söyledi. Oğlu bana ‘ Kerameti Allah istemez. O Allah’ın istemediği şeyi benden isteyip duruyor. Eğer vermiş olduğum tespihi istemiyorsa tespihi geri versin. Güya keramet göstermedi. Kafamın içindekilerini bana söyledi. Bunu ben yaşadım.” şeklinde yaşadığı anısını aktardı. 

Hacı Şaban Efendi’nin Aslandağı’na zikre gitmeden önce yaşadığı intisaplıktan tard edileceği rüyayı ve 12 Eylül döneminde Erbakan ve arkadaşlarının berat edileceğini önceden bildirmesi büyüklüğünü de anlatan Akkoyunlu, eşinin kendisini şikâyet etmesi üzerine Hacı Şaban Efendi’nin oğlu vasıtasıyla yaptığı şu uyarıyı da dinleyiciler ile paylaştı: “ Kadınlar eğri kaburgadan yaratılmışlardır. Başını boş bırakırsanız eğilirler. Eğer doğrultmaya çalışırsanız kırılırlar. Kadınları buna göre idare etsin”

EVLİYAYI ANLATMAK MÜMKÜN DEĞİLDİREvliyayı anlatmanın mümkün olmadığına da değinen Akkoyonlu “ Bazı hadiseler vardır ki lisan ile onları ifade etmek mümkün değildir. O kadar mümkün değildir ki bir sessiz lisan vardır. İnsanın kendi içinde bir sessiz lisanı vardır. Sen bu lisanla bile bunu kendine izah edemezsin. O ancak duyulur, görülmez. Görülmez ama idrak edilir” diye konuştu. Akkoyunlu bu meyanda Hacı Şaban Efendi ile Dede Paşa Hazretleri’ni ziyaret ettiklerinde de bir tek kelime konuşmamalarına karşın ayrıldıktan sonar Hacı Şaban Efendi’nin Dede Paşa ile çok şey konuştuğunu kendisine söylediğini aktardı. Akkoyunlu, bu konuşmanın sükût ile olduğunu kaydetti.

İNSANIN VÜCUDUNA HIYANETİ, MÜNAFIKLIK ALAMETİDİRTerzi Baba’yı ziyaret edip döndüklerinde bir yerde durduklarını anlatan Akkoyunlu buranın yangın yerine çevrilmiş bir yer olduğunu burada Sami Efendi’nin kartal kanatlarını açmış bir şekilde o yeri seyrettiğini gördüğünü aktararak “ Duyulur idrak edilmez. Duyuş da duyuş derecesine göredir. Herkes aynı şeyi aynı zamanda aynı şekilde idrak edemez. Bu Cenab-ı Hakk’ın insanlara vermiş olduğu bir hususiyettir. Cenab-ı Hakk’ın izni olmadıkça hiçbir şey halk dilemez. Her şey O’nun iradesindedir. Her şeyin başı ihlâs ile neticelenir. İhlâsı olmayan hiçbir işi yapamaz. Ben tarikata girdiğim zaman Hacı Şaban Efendi bana 3 söylemişti. Bunları münafıklığın 3 sıfatı olup konuştuğu zaman yalan söylemek, emanete hıyanet etmek ve sözünde durmamaktır. El, ayak, göz, kulak, bütün vücudun parçaları insana birer emanettir. Bunlara hıyanet edersen münafık olursun. Bunlara nasıl hıyanet edilir. Yalan söylersen, harama bakarsan, harama gidersen, yanlış yaparsan. Göz bakmakla, el ayak gitmekle, dil konuşmakla günah yaparsa emanete hıyanet etmiş olursun. Bu münafıklık sıfatıdır. Bana öğretilen tek şey bu oldu. Ne olursa olsun yalan söylemeyeceksin”

ZENGİNLİK, YOKLUKTADIRTayy-ı zaman ve tayy-ı mekan kavramları üzerinde de duran Akkoyunlu bunu Hacı Şaban Efendi’de gördüğünü naklederek örnekler verdi.

Dünyada en büyük zenginin kendisine göre Hacı Şaban Efendi olduğunu söyleyen Akkoyunlu bunun sebebini ise dünyada hiçbir şeyi olmamasına bağladı. Zenginliğin müstağnilik (gönlü göz tok olmak) olduğuna değinen Akkoyunlu “ Bir kimse arzu ettiği şeyin fakiridir. Zenginlik yokluktadır” ifadelerini kullandı.

TARİKAT, HAKİKAT ŞERİAT DAİRESİNİN İÇİNDEDİR.İmam-ı Rabbani’nin zamanının şeriatı dışlayan açıklamalarına karşı tarikat ve hakikatin şeriat içerisinde gerçekleştiği algısına da değinen Akkoyunlu bunu şöye izah etti: “ Bir daire düşünün. İçerisinde dolaşırsınız tüm makamları diğer baştaki son makama geldiğiniz zaman yine başladığınız yer olan şeriata gelirsiniz. Şeriattan başlarsınız, şeriatta bitirirsiniz. Ama başladığınızdaki şeriat başkadır. Bitirdiğinizdeki şeriat başkadır. Bu farkı görebilmek için o makamları dolaşmış olmak şarttır. Bunun böyle bilinmemesi insanı küfre götürür.Hacı Şaban Efendi’nin gitmediği cennete gitmem. Önemli olan O’nun güzelliklerini iktisap edebilmek için geçtiği yoldan geçebilmektir. Bir kalpte bir tek Allah bulunur. Oraya başka hiçbir şey girmez. Eğer girerse küfürdür”

EVVELA AHLAK VE MANEVİYATMilletvekili seçildiği yılları da hatırlatan Akkoyunlu “ evvela ahlak ve maneviyat, sonra kalkınma. Ahlakın ve kalkınmanın olmadığı yerde kalkınma korkunun eline silah vermektir.  Hanımlar evlatlarınızı yetiştrin. Gençler siz de kendinize istemediğinizi hanımlarınıza da istemeyin. Kendinize istediğinizi onlara da isteyin” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Hacı Şaban Efendi’nin sevenlerinden Zeki Çiftçi ise Rüfai tarikatı, Ahmet Rüfai ve Hacı Şaban Efendi hakkında katılımcıları bilgilendirdi.

Daha sonra Hacı Şaban Efendi ile ilgili esnaf Orhan Aydemir, emekli Binbaşı Osman Piri, İmam-Hatip Lisesi ve Camiler Derneği Başkanı Hacı Asaf Durulmuş, esnaf Hacı Kemal Karaahmetoğlu, emekli öğretmen Ahmet Demiröz ve esnaf Kadir Temur hatıralarını katılımcılarla paylaştı.

MUTASAVVIF, İNSANLARI KALBİ SELİM SAHİBİ YAPMAK İÇİN ÇALIŞIRKonferansın ikinci bölümünde Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ağırman rüfai ve kadiri zikrinde okunan ilahilerle programın süslenmesi gerektiğini dile getirerek konuşmasına başladı ve katılımcılardan program içeriğine dair organize edicilere teklifler sunmaları çağrısı yaptı.

Doktorların insanları sağlıklı, hastalıklı, koma halinde olmak üzere 3 kısma ayırdığını ifade eden Ağırman, tasavvuf sahibinin de bu insanları kalbi selim sahibi yapmak için çalıştığını söyledi.

Tasavvuf ehlin Müslümanların teknik direktörüne benzeten Ağırman, bu insanların bu özellikleriyle Müslümanları yetiştirdiğini bu süreçte evrad, zikir, ve olması gereken ibadetlerin çok önemli olduğunu belirtti.

Ağırman, tasavvufa intisap eden birinin kalbi selim sahibi olabilmesini ise istiğfar ve dua, helal gıda, Kur’ân okumak Kur’ân ahlakına tabi olmak, ibadetleri huşu içerisinde eda etmek, geceleri ihya etmek, salih ve sıddıklar ile beraber olmak, güzel ahlak sahibi olmak, zikrullaha devam etmek ve sık sık ölümü hatırlamak gibi 9 maddede özetledi.

Konferansa, 15. Yasama döneminde MSP’den meclise girerek Millet Meclisi Başkanvekilliği yapmış olan Mehmet Orhan Akkoyunlu, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ağırman, 19 dönem Bayburt Milletvekili Bahattin Elçi yanı sıra İmam-Hatip Lisesi ve Camiler Derneği Başkanı Hacı Asaf Durulmuş, Şehit ve Gazi Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Hayrettin Haluk Akkoyunlu ve Hacı Şaban Efendi’nin sevenleri katıldı.

Anma programı ikramla sona erdi.