Kutlamaya Bayburt Valisi Hasan İpek, Belediye Başkanı Hacı Ali Polat, Bayburt Üniversitesi Rektörü Profesör Doktor Gökhan Budak, Emniyet Müdürü Mesut İnce, Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürü Abdullah Şahin, İl Genel Meclis Başkanı Raci Bayrak, Bayburt Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı ve üyeleri Bayburt Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatif Başkanı ve üyeleri, Bayburt Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve öğrenciler ! katıldı.

             Kutlama Programı haftasında Cumhuriyet Meydanındaki Atatürk Anıtına İl Kutlama Komitesince Çelenk sunularak, Saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunmasının ardından İl Komitesi Vali İpek’i Makamda ziyaret etti.

             25. Ahilik Haftası Kutlamaları açılışında Bayburt Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Selahattin Karaman “17–22 Eylül 2012 tarihleri arasında kutlamakta olduğumuz Ahilik Haftasına Hoş geldiniz. Merkezi KIRŞEHİR olarak kutlamakta olan Ahilik Haftası   Orta  Anadolu da ki   bazı  illerde  25  yıldan  beri  kutlamakta  olup;  en  son  2008  yılında  çıkarılan  yasa  ile  Ahilik Haftası  tüm  yurtta  büyük  bir  özveriyle  Resmi  olarak  kutlamaya  başlamıştır. Kırşehir de 25 yıl önce kutlanmaya   başlayan  ve   çevre  illeri   ile   devam   eden   bu  Kültürel  geleneğin  ilimizde de  2008 de ilk kez  resmi  olarak  kutlanmaya  başladığı  ve  bu yıl  5.cisini  kutlamakta olduğumuz Ahilik Haftasının tüm Esnaf ve Sanatkarlarımıza hayırlara  vesile  olmasını  dilerim.

                 Ahilik, Anadolu Selçuklu Devleti'nin son dönemleriyle Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemi arasında güçlenen esnaf örgütüdür. Ahi adının "kardeşim" anlamına gelen Arapça "ahi" ya da "eli açık" anlamına gelen Türkçe "akı" sözcüğünden geldiği sanılmaktadır.  Ahi teşkilatının kökenine yönelik çok sayıda görüş vardır. Bunlardan en çok kabul göreni; 13. yüzyılda yaşayan Ahi Evren adlı kişinin, Orta Asya'dan Anadolu'ya göç eden Esnaf ve Zanaatkârları bir araya toplayarak örgütlemesidir. Ahilik kurumunun kurucusu olan ve "Ahi Evren" ismiyle ünlenen Şeyh Nasireddin Mahmut el-Hoyı ilk eğitimini Yeseviliğin yaygın olduğu Azerbaycan'da aldı. Ona göre Ahiliğe girenlerin mutlaka bir sanat sahibi olması gerekir. Kitap yazmak yerine pratik hayata ağırlık veren Ahi Evren'in düşünceleri Anadolu'da hızla yayılmıştır.

                Ahiliğin temel kuralı alın teriyle geçinmektir. Yardımlaşma ve toplum düzenini koruma ilkeleridir. Ahiler, satın alma işlerinde birlikte davranır, kazançlarının bir bölümünü paylaşırlar. Bozuk veya hatalı mal satmazlar. Fiyatları hep birlikte belirlerler. Meslek kurallarına uymayan üyeler, yalnızca teşkilattan çıkarılmakla kalmaz, mesleklerini bulundukları bölgede bir daha yapamazlar. Osmanlı döneminde Lonca’lar günümüzdeki adıyla Esnaf Birlikleri sistemlerinde olduğu gibi, herhangi bir yerde çalışabilmek için Ahi teşkilatına üye olmak gerekir.

             Meslekte yükselmek usta - çırak ilişkisiyle olur. Ahi teşkilatının üyeleri, eğitimli kişilerden ya da bulundukları yerdeki kadılardan okuma, yazma, müzik, tezhip, hat gibi genel kültür dersleri alırlar. Ayrıca bazı üyeler (ata binme, kılıç kullanma gibi ) askerlikle ilgili alanlarda da eğitilir. Ahiler, savaş dönemlerinde, çoğunlukla yaya olarak savaşa katılır.

             Günümüzde ise meslekte yükselmeler 3308 Sayılı Yasa ile Milli Eğitim Bakanlığı Bünyesinde ki Mesleki Eğitim Merkezleri tarafından yürütülmekte olup, önce Çırak olarak yetiştirilen öğrencilere iş yerlerinde Uygulamalı Mesleki dersler ile birlikte kültürel dersler verilerek daha sonra Kalfalığa yükselirler. Kalfalığı bitirenler de Ustalığa yükselirler. Ustalık Belgesini alanlar ise artık kendi başına iş yeri açabilecek seviyede olduğu için isterse kendi adına bir işyeri açar ve meslek hayatına devam eder veya da mesleğiyle ilgili bir iş yerinde Usta olarak çalışmaya devam eder.”

        Bayburt Belediye Başkanı Hacı Ali Polat bir konuşma yaptı. Polat konuşmasında;“Bu haftanın Bayburt’un ticari hayatına siyasi hayatına katkı sunmasını temenni ediyorum. Esnafımızda olmasını istediğimiz arzuladığımız değişimleri sloganik cümlelerle onlara bildireceğiz. Değiş, vitrinini değiştir, kendini değiştir! Hoş geldin, güle güle de! Almayacaktın niye raftan indirttin deme! Gibi sloganlarla Bayburt büyüyecek, değişecek ve gelişecek, üniversitesiyle, polis okuluyla gelişecek. Ama bir şeyi değiştirmek zorundayız. Esnafımızın ve sanatkârımızın da kafa yapısını değiştirmek zorundayız. Özellikle bakkal esnafına bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Bakkallar teker teker kapanıyor. Böyle giderse kapanmaya da devam edecek. Ben üç senedir Esnaf ve Sanatkârlar toplantılarına katılıyorum. Darvin’in tabi seleksiyonunu biyolojide reddediyorum ama ticarette maalesef geçerli. Yeni şartlara uymayan esnaf teker teker yok olmaya mahkûmdur. Tedavisi firmanızı ortaklaştırmaktır. Ucuz alımı gerçekleştirecek modelleri geliştiremezseniz teker, teker kapanacaksınız. Onun için hepiniz bir araya gelip büyük market açın. Öyle esnaf var ki şuanda bakkal olarak gidip bir marketten malzemeyi satın alıyor, bakkalında satıyor. Ben müşteri olarak gider marketten alırım, senden neden alayım? Bu tavsiyelerle ahilik haftasının Bayburt’a hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Ticaretin daha da büyümesini temenni ediyorum. Esnafımızın değişmesine gelişmesine yeni müşteri potansiyeline uygun olarak kendisini değiştirmesine vesile olmasını temenni ediyorum. Başlı başına İslam ahlakı olan ahiliğin, o dağıtılan broşürlere bakarsanız,   hemen hemen hepsi hadislerden, rivayetlerden oluşuyor. İslam ahlakı neyse ahilik de odur. Ahi Emir Ahmedi Zencani’yi rahmetle anıyorum. Bayburt o mana da gerçekten büyük bir geçmişe sahip. Ahi Emir Ahmedi Zencani zamanında Of, Sürmene, Çaykara, Araklı bölgesinde, Bayburt kocaman bir ildi. Çünkü Bayburt sanatın, zanaatın merkeziydi. O günlere tekrar dönmeyi temenni ediyorum.”dedi.

              Vali Hasan İpek ise yaptığı konuşmada; Sözlerime Rektörümüz size hoş geldin ve hayırlı olsun diyerek başlamak istiyorum. Çünkü toplantılarımızda gerçekten insanların azlığından bahsediyorduk, Rektörümüzün azlığından bahsediyorduk. Artık Rektörümüz geldi inşallah bundan sonra Bayburtlular toplantılara daha fazla gelmeye başlarlar. Ahilik haftası sebebiyle hepinizi sevgiyle selamlıyor, saygılarımı sunuyorum. Ahilik kardeşlik veya kardeşçe esnaflığın birbirleriyle ilişkileri demektir. Bunun içerisinde bir mecliste kendilerini temsil etmeleri ve kendi haklarını ve tüketicinin hakkını korumaları ile ilgili bir okul Ahilik Okulu. Maalesef zaman içerisinde bu değerlerimizi yitirmişiz. Bunu yitirirken de sadece bir ideoloji uğruna, maalesef çok kıymetli bir şeylerimizden vazgeçmişiz.  Bunun yerine gelen işte Esnaf odaları, Ticaret odaları aynı bunlar gibi odaları koymuşuz, ama içine ruh koymamışız.

             Şimdi ahilik hem hukuku bir alt yapı olan bir müessese hem de şinans ruhlu bir müessese yani insanlar bu günkü esnafımızla Ahi olan bir esnafın arasındaki fark Ahi o işi yaparken kendisini ibadet ediyor gibi sayıyor. Kendisini inandığı cennetine hazırladığını düşünüyor, ticaret yaparken bir çocuğa öğretirken kedisine bugün öğretmen dediğimiz kişi yapıyor çırağını çalıştırırken ve kendisine bu işi öğreten insanlara da hep öyle bir saygı gösteriyor. Kuşağını kuşanamamış yani bugün diploma dediğimiz şeyi çokta ciddiye almıyor birçok insanlar.  Ne yapabilirsin ona bakayım diyor, ama bugün kuşağını kuşanamamış kendisine kuşağını kuşatan hocasına saygı duyuyor ve o kuşağı kuşattıktan sonra biliyor ki herkes o hem ahlaken hem beceri itibariyle dört dörtlük bir insandır ve o işin ehlidir. O ne derse odur o onu biliyor. Hem diğer esnaf arkadaşları onu görüyor, hem de vatandaş görüyor, böyle bir sistem ahilik sistemi.

             İnşallah birde onların yarısına gelmeye çalışırız, yetişmeye çalışırız. Şuanda her şeyimiz var ama bazen şinas ruhumuz olmuyor, o anlamda sıkıntılarımız var. Ben Bayburt’ta bunun daha farklı olduğunu düşünüyorum. Birçok tenkitler yapılıyor, alınıyor, ediliyor bu çok güzel bir şey. Tenkit alınacak ki kendimizi daha iyi geliştirebileceğiz, daha ileriye götüreceğiz, yanlışlarımızı göreceğiz çünkü aynaya bile baktığımızda kendimizin güzel yerlerine bakmaya çalışıyoruz hiç çirkin taraflara bakmak istemiyoruz, görmek istemiyoruz. Ama birileri de bize çirkin tarafımızı gösterdiğinde orayı da bir şekilde düzeltmemiz gerekiyor. Bu tartışmalar güzel ama kesinlikle şuna katılmıyorum, iki gün önce öğretmenlere konuşma yaptım, orada söylediğim bir iki cümleyi burada da sizlerle paylaşmak istiyorum. Çocuklar heyecanla gelmişler Bayburt’a, acaba nasıl bir yer pek bilmiyorlar dedim ki arkadaşlar güvenlik acısından Türkiye’de 8. sırada bir ile geldiniz.  Bayburt Türkiye’de yaşanabilir iller içerisinde 31.sırada her şeyiyle sosyal imkânlar da dâhil bir ile geldiniz. Yani bu ne demek? Türkiye’nin 50 tane ilinden daha iyi bir ile geldiniz.  İkincisi, Bayburt hem önemli nüfus olarak hem de kalkınmışlık olarak geçen yıl ve bu yıl arasında 66. sıradan 64. sıraya geldik ekonomik kalkınmışlık olarak ama yeter mi? kesinlikle yetmez.

             Mesela ben bir köye gittiğimde diyorlar ki niye bizim köye doğal gaz gelmiyor, benimle birlikte oraya gelen birkaç arkadaşım tebessüm ettiler. Bende dedim ki hayır doğru söylüyor, çünkü 1991 yılında Rusya’ya aralık ayında gittiğimde Azerbaycan, Nahcivan, Ermenistan hepsinin köylerinde doğalgaz vardı. Bu elbette ki Benim köylümün de hakkı. Gelişmeyi istememiz lazım, daha da ileriye gitmemizi istememiz lazım, daha ileriye gideceğiz ihtiyacımız var mı? Var. Geçen Ramazanda çarşıda oturuyoruz, arkadaşımızın bir tanesi şikâyet etti, esnaflardan bir tanesi dedi ki ya “Bayburt’ta lunapark yoktur” Bayburt Konağının karşısında vardı hatta Bayburt havaları çalmıyor Ankara havaları çalınıyor diye sitem ediyordular.  Şimdi birde konuşurken bilmek lazım şunu söylemeye çalışıyorum.  Bilmek lazım, bilerek tenkit etmek lazım.  On gün önce Antalya’da bir hanımefendiyle karşılaştım. Kırk yıldan beri Almanya’da yaşadığını, her yıl Türkiye’ye tatile geldiğini ve Türkiye sevdalısı olduğunu, ama çok üzüldüğünü belirterek, Türkiye’deki insanların dört elli ve hepsinin çamurun içerisinde olduğunu söyledi. Bende dedim ki hanım efendi siz her halde Türkiye’ye geliyorsunuz otele giriyorsunuz çıkıp hiç dışarı bakmıyorsunuz dedim. Ben bu kadar insan tanıdım iki elli insanlar dört elli insan nerde göreceksiniz. Yani şimdi bu şekil bilinçsizce tenkit doğru tenkit değildir. Ama bilerek tenkite ihtiyacımız var, yanlışlarımızı, ayıplarımızı görmeye ihtiyacımız var. Hiç kimse bende dahi özellikle tenkite ihtiyacım var, yanlışlarımı görmeye ihtiyacım var. İnsanlar gerçekten çoğu zaman kendi hatalarını göremiyor.

             Ahilik böyle bir müessese Ahilik gerçekten kendisini ibadet hissiyle,  kendisini ahirete hazırlar hissiyle ticaretini yapması, ibadet ettiğini düşünerek yapması yani siz düşünün her salladığınız çekiçte Allah’ı zikrettiğinizi düşünüyorsunuz. Her tarttığınız kuru fasulyede Cenabı Allah için bir şey yaptığınızı düşünüyorsunuz ve bu inançla ticaret yapıyorsunuz ve El rızkı suphanallah diyorsunuz. Allah diyorsunuz, benim rızkımı ver diyorsunuz. Şimdi böyle bir ticarette bu günkü kapitalist sistemin içerisindeki çarpışmalarınızın arasındaki büyük manevi katkı bu Ahilik haftası sebebiyle görmenizi istiyorum. Bunun için daha açık ve net konuştum, Ahilik böyle bir şeydir. İnşallah bir gün dünyada Ahiliği canlandıracak bir şekilde Türkler olarak yapacağız ve Türkiye Cumhuriyeti olarak yapacağız ve beklide ilk defa Bayburtlular olarak yapacağız.

             Çünkü tarihinde bölgede Şeher olarak adlandırılan ve bu kültürün yeri hem aile kültürü, hem aile yaşantısı kültürünün, hem ticaret yaşantısının kültürü, hem zanaatın hem de yönetimin hem de kültürün şairlerimizin yazarlarımızdan bahsediyorum kültürün bölgedeki gerçekten merkezi olmuş ve bölgede ciddi bir Şeher denilen tek bir yer olmuş Bayburt. Bu anlamada Bayburt’unda inşallah hem bizim bu çalışmalarımızla hem maneviyatıyla, hem reel yapısıyla önderlik etmesini temenni ediyorum. Bunun içinde alt yapımız var, yapıyoruz. Ticaret Odası Başkanımız söyledi yani Türkiye’de olmayan bir yapıya en yüksek rakamla taş ocağımız inşallah onunda müjdesini sizlere vermek istiyorum. Çok kısa sürede ihalesi yapılacak şunu söylemek istiyorum. Bayburt’un geleceği birçok anlamda gerçekten çok parlak çünkü, ekolojisi bozulmamış yani doğası bozulmamış, göç etmiş insanı bozulmamış, gerçekten Ahiliğe uyan insan yapısı halen duruyor. Kararlılar fakat başarmanın da mutluluğunu duyacak bir yapıdalar. Eğitimimiz gayet iyi, sağlıkla ilgili sıkıntılarımız hemen, hemen hiç yok. Köylerimizin şehrimizin atlı yapıları çok iyi. Bu güne kadar kimse bana bizim elektriğimiz, suyumuz, kanalizasyonumuz yok diye gelmedi. Gelenler ise benim köyüme de bir tane çocuk bahçesi yap, köyümün içini asfalt yap veyahut ta parke yap, işte benim köyüme de gölet yap bende alabalık yetiştireyim, balık tutayım diyor. Ahilik haftasının bu güzel tartışmayla daha katılımcıların artmasıyla gelecek yıl devam etmesini diliyorum. Bu haftanın düzenlenmesinde emeği gecen tüm arkadaşlarıma başta Esnaf Odaları Başkanımız olmak üzere, tebrik ediyorum. Türkiye gelişiyor Bayburt’ta gelişiyor, dünyadan kendimizi soyutlayamayız. 1987 yılında Kıbrıs’a gittim bir dükkâna girdim şuna bakalım, buna bakalım, şu eşyayı indir şuna bakalım derken bütün tezgâhı aşağı indirirdik. Çıkarken adam kapıya kadar çıkartırdı bir de teşekkür etti, yine gelin dedi. Ogünlerde tüm Türkiye’de yani İstanbul’da dahil, bu hareketi nerde yaparsanız yapın dükkanın önünden döverek kovarlardı.

             Şimdi Bayburt’ta bu gelişmelere alışacak alışıyor artık. Bir iki tane olur onlarda diğerlerinden görür kendisini geliştirecektir. Yani oraya “Müşteri Veri Nimettir” demekle olmuyor, gereğini de yapacaksınız yapıyoruz da yani tenkitler tek tek olumsuz örnekler üzerine bana göre Bayburt’ta bu yapıda esnaf çok az var mı? Belki vardır ama başka yerlerde de bu kadar vardır.  Bu anlamda gelişmeyi belki ben hep karşı çıkıyorum, gerçektende öyle Bayburt’ta işte şu yok bu yok diyorlar ben Ankara’da bir toplantıya katıldım, kendilerinin mahallelerini biliyorum bana da yakın, kendisi çamur içerisinde yaşıyor. Ondan sonra da diyorlar ki Bayburt böyle ya hu sen Ankara’da yaşıyorsun senin yaşadığın yer Bayburt’tan daha kötü sırf tenkit etmek için tenkit etmemek lazım. Ama Bayburt’ta nüfus niye artıyor işte hem Üniversite var hem de geri dönenler var Çünkü daha iyi bir hayat var. Bu anlamda ahilik haftanızı kutluyorum. Tüm esnaf ve sanatkâr arkadaşlarıma başarılar diliyorum, bol kazançlar diliyorum inşallah hepimiz kendimizi geliştireceğiz, sıkıntılarımız olursa biz her zaman yanınızdayız. Sizlerle hep beraber çalışmaktan çok mutluyuz. Hepinize hayırlı kazançlar diliyorum, Ahilik haftanızı tebrik ediyorum”

             Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Selahattin Karaman tarafından ilin ahisi Eşref Boyacıya kaftanı takdim edildi. Yılın Ahisine Vali Hasan İpek tarafından plaket, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gökhan Budak tarafından da Onur belgesi takdim edildi.

             Törenlerin son bölümünde Ahilik haftası nedeniyle düzenlenen Kompozisyon yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödül verildi.

             Yılın esnafı seçilenlere de Sanayi ve Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Sekmenli tarafından onur belgesi takdim edildi.

      İl Kutlama Komitesi Şeyh hayran Mahallesinde bulunan Ahi Emir Ahmed-i Zencani türbesini ziyaret ederek dua ettiler.