Dershaneler ve etüt merkezleri;

Eğitimimiz çok iyi de, o yüzden mi kapatılsın.

Üniversitelere sınavsız mı, giriliyor. O yüzden mi kapatılsın.

Memurlar işe sınavsız mı, alınıyor. O yüzden mi kapatılsın. 

Daha örnekleri çoğaltılacak bu yönde birçok soru sorabiliriz. Eğitime köklü değişiklik yapılmadan, daha doğrusu eğitim tamamen düzenlenmeden dershanelerin kapatılması boşuna bir uğraştır. Resmi yapılan işlemlerin gayri resmi yapılmasına zemin hazırlanmış olacaktır.

                        Dershaneler Türkiye de bir sebep değil ihtiyaç sonrası ortaya çıkmış bir sonuçtur. Eğitimdeki boşluklar, yetersizlikler sonucu üniversitelere Anadolu çocuğunun girmesinin zor olduğu süreçte bir takım idealist insanlar bir araya gelerek bu gidişe dur demek amacıyla dershaneleri kurmuşlar ve binlerce gencin okumasına vesile olmuşlardır. Bu gençlerden biriside benim. Ben endüstri meslek lisesinde okurken tek kuruş vermeden elimden tutmuşlar ve bugün millete hizmet etmemize vesile olan bu yerlere gelmemize sebep olmuşlardır. Dershane ve etüt merkezleri yıllardır devam eden ve hala aynı ciddiyette var olan eğitim ve toplum ihtiyacının ürünüdür.

                        Dershanelerin kapatılması hukuka aykırıdır. Dershaneler eğitsel,  sosyal ve ticari kimlikleri sebebiyle çok boyutlu bir hukuki statüye sahiptirler. Dershaneleri kapatmak demek; Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi ve anayasal çerçevede eğitim ve öğrenim hakkını kısıtlama, çalışma ve sözleşme (özel teşebbüs) hürriyetini kısıtlama, kişi hakları sadedinde kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkını kısıtlama, mülkiyet hakkını ihlal şeklinde özetleyeceğimiz hukuka aykırılıkları oluşturacaktır. Dershaneleri ve etüt merkezlerini tasfiye eden bir yasa öncelikle AİHS’ ye aykırı olacağı için anayasamızın 42. maddesine de aykırı olacağı ortadadır. Özel mülkiyete konu olan dershaneler kanunla kaldırılırsa hukuka aykırı bir kanunla temel insan hakkının ihlali söz konusu olacaktır. Kişinin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkı anayasanın 17. maddesinde düzenlenen temel kişi haklarındandır. Öğrencilerin farklı alternatif yöntemlerle eğitim ve öğrenim hakkını kullanabilmesinin engellenmesi bu hakkın ihlali anlamına gelir. Çalışma- sözleşme ve özel teşebbüs hakkı Anayasanın 48. maddesinde karşılık bulan temel sosyal ve ekonomik haklardandır. Kamu yararıyla açıklanamayacak bir kanunla dershanelerin kaldırılması hakların kötüye kullanılması, yasaların çiğnenilmesi anlamına gelecektir.

                        Dershane ve etüt merkezlerinin kapatılması girişimlerini iyi niyetli görmüyor, 28 şubat sürecinde 8 yıllık kesintisiz eğitimin bir paraleli gibi algılıyoruz. Ülkemizde terörün önlenilmesinde, insanlığa sunulan hizmetlerin devamında, ülke insanının bilimsel gelişiminde, fırsat eşitliğinin sağlanmasında, ülkemize vergi yoluyla sağlanan gelirde, istihdamda,   ülkemizin birlik ve beraberliğinin devamı noktasında, gençlere milli ve manevi değerler kazandırılmasında vs. daha sayılabilecek birçok konuda dershanelerin payı büyüktür. Bu nedenle hizmetleri siyasi hesaplarla kesme mantığı doğru değildir.

 

                        Doğu ve Güneydoğu illerinde terör örgütü yandaşları tarafından Molotof, bomba ve taşlı saldırılarda bulunulan eğitim kurumlarının başında dershaneler ve okuma salonları gelmektedir. Terör örgütü liderlerinden Bahoz Erdal ‘’Dershaneler çocukları devşiriyor deyip, bu nedenle saldırı emri verdiğini’’ belirtmiştir. Dershanelerin toplumu eğitmesinin en iyi delillerinden biride budur.

                       

 

 

 

                        Dershanelerin özel okula çevrilme mantığı doğru değildir. Kaldı ki özel okulların kontenjanlarının % 40’ı hala boştur. Örneğin bugün Şiran ilçesindeki dershanenin özel okula çevrilme ihtimali yoktur. Dershaneyi kapatırsanız Şiran da okuyan bir çocuk İstanbul’da fen lisesinde, kolejde, özel okulda okuyan, özel ders alan bir çocukla nasıl yarışacak.

                        Devlet özel okullara gidenlere yardım edeceğim diyorsa öncelikle devlete, devlet okullarındaki fakir öğrencilere yardım etmesini öneririz. Ayrıca dershanelere giden öğrencilerin ücretlerine de yardım edebilir. Mesela dershanelerden vergi alınmayarak da veya vergi indirimi yapılarak da bu yardım mümkün olabilir. Kaldı ki fakir öğrencilerden zaten para alınmamaktadır. Zaten etüt merkezlerine giden çocuklardan para alınmamakta olup, eğitim tamamen ücretsizdir.              Gümüşhane milletvekillerimizin değişik yerlerde dershanelerle alakalı müspet konuşmalarına genel kurulda sahip çıkacaklarını ümit ediyoruz. Halkımızın vekillerden, siyasi yetkililerden beklentisi budur.

                        Dershanelerin kapatılması fikrinden hükümetin bir an önce vazgeçmesini temenni ediyor, dershanelerin ortaya çıkmasına sebep olan nedenlerin ortadan kaldırılması için yetkililerin çalışması gerektiğini saygıyla bildiriyoruz.

 

                                                                                              Av. İsmail TAŞTAN

                                                                       Gümüşhane Bayburt Bölge Barosu Başkanı

 

Basın Toplantısına Katılan Avukatlar

Av. İsmail Taştan ( Gümüşhane Bayburt Bölge Barosu Başkanı)

Av. İbrahim Taşdemir ( Baro Genel Kurul Delegesi)

Av. Hasan Köprülü ( Denge Hukuk Derneği Başkanı)

Av. Melek Genç Taştan   ( Baro Mazlum ve mülteci Hakları Koruma Komisyonu Başkanı)