Son yıllarda, gittiği heryerde söylediği türküleriyle, birlik beraberlik mesajlarıyla ve hizmetleriyle o bir Bayburt sevdalısı

 Sayın Muhsin Bey, Bayburtlu sizi tanıyor ama birde sizden kendinizi tanıtmanızı isteyelim?
Öncelikle Bayburt Gündem Gazetesinde çalışan insanlara bana bu söyleşi fırsatını verdikleri için
teşekkür ediyorum.
Bayburt’ta doğdum. İlk ortaokul ve lise öğrenimimi Bayburt’ta gördüm. Liseden sonra futbol hayatım başladı. Erzurumspor, Giresunspor’da ve Bayburtspor’da top koşturdum.
Ardından İstanbul’a yerleştim. 1997 yılında İzzet Altınmeşe ile tanışma fırsatım oldu ve benim albümlerimdeki kasetlerimdeki danışmanlığımı yaptı. İstanbul’da Bayburt’un yöresel türkülerini söylerken televizyonlara çıkmaya başladım ve kendimi geliştirmek zorunda olduğumu hissettim. Bu konuda bana Erdal Erzincalı’nın çok büyük katkıları olmuştur.  Yaklaşık iki sene kadar şam ve solfej dersleri aldım. İzzet Altınmeşe’nin, İsmail Türüt’ün, Cengiz Kurtoğlu’nun ve tüm Bayburtluların sayesinde buralara kadar geldim. Halk müziğiyle, Bayburtluya ve Bayburt kültürüne nefesimizin yettiği kadar hizmet etmeye çalışacağım.
Bayburtlular olarak sanatçılarımıza gereken ilgi ve alakayı gösterebiliyor muyuz?
Her yörenin kendisine özgü düşünceleri vardır. Kimi yöreler sanatçısına daha çok önem verir kimi yöreler ise o kadar önem vermez. Hemşehrilerimiz belki sanata ve sanatçıya zaman ayıramıyor, ekmek parası için uğraşıyor ama gönüllerinin de bizimle olduğunu biliyoruz. Bunlardan 10-15 tanesi su yüzüne çıkıyor. Bu anlamda gereken desteği tam manasıyla alamıyoruz. Ama yinede bize destek versinler veya vermesinler Bayburt insanını belki aramızda iyisiyle kötüsüyle konuşuruz. Fakat başkasına da kesinlikle laf söyletmeyiz. Çünkü ben Bayburtluyum ve Bayburtluları çok seviyorum. Beni 10 yılın içinde anca kabul ettiler bağırlarına bastılar, ben bunları kesinlikle unutmam.
Bayburt türküleri Türkiye’de ne kadar biliniyor?
Ben Kral Karadeniz’de Salı akşamları 19.30-21.30 arasında Türkü Tadında adlı programda canlı yayın yapıyorum. Programda mümkün olduğunca Bayburt türkülerine yer vermeye çalışıyorum. Tabi ki bu bütün program boyunca Bayburt Türkülerini okuyacağım anlamına gelmez. Ben istiyorum ki Bayburt Türkülerini diğer sanatçı arkadaşlarımızla beraber yorumlayalım. Her programda yeni yeni türküler okumaya çalışıyorum Bayburt adına. Ama yinede bu yeterli olmuyor.
Her gittiğim yerde bunlara yurtdışı da dahil muhakkak 3-4 tane Bayburt Türküleri okuyorum. Ben isterim ki bizim 63 tane Radyo repertuarına geçmiş türkülerimiz var bunların hepsi okunsun. Baktığımızda Karadeniz’dir, Ege’dir, Ankara’dır derken herkes kendi yöresinin türkülerini okuyor. Bizde Bayburt türkülerinin tamamını okuyarak kültürümüzü yaşatmamız lazım. Elimden geldiğince Bayburt Türkülerini okumaya
çalışıyorum.
Bayburtlu gençlerimiz kültürlerinden kopuyorlar mı? Bunu engellemek için Derneklerimizin ve Sivil Toplum Kuruluşlarımızın çalışmalarını yeterli buluyor musunuz?
Benim görüşüm Bayburtlu gençlerin kültürlerine meyilli olmaları derneklerden pek fazla geçmiyor. Asıl biz anne ve babalardan geçiyor dernekler ancak vesile olur. Tabi ki Sivil toplum kuruluşlarımızın faaliyetleri de olacak ama asıl eğitimin evde alınması gerektiğini düşünüyorum.
 Sizden sonra gelen genç sanatçılarımızın başarılı olabilmeleri için tavsiyeleriniz nelerdir?
Bir kere alçak gönüllülüğü ve insanlığı hiçbir zaman elden bırakmamaları lazım. Sanatçıya önce insan olarak bakarım ardından sanatçı gözüyle bakarım. Benden sonrada gelecek olan arkadaşlara tavsiyem, biraz beğenmeyi zor seven bir toplum olduğumuz için çok dikkatli ve güzel işler yapmaları lazım. Ve bol bolda Bayburt türkülerini yorumlamalarını isterim.
Geçmişteki yöresel sanatçılarımızı da anmadan geçemeyeceğim, onlar için neler söylemek istersiniz?
Geçmişteki sanatçılarımız o zamanın imkânlarına rağmen Bayburt için kültürel miras bırakmışlar. Halk Müziğiyle ilgilenen eski ağabeylerimizden Allah razı olsun çok güzel türküler bırakmışlar bize. Ama biz bunların maalesef değerini pek fazla bilmiyoruz. Geçmişteki insanlarımız Bayburt folkrolünü ve türkülerini yaşatmak için çeşitli sıkıntılara katlanmışlar. Bizlerde onların bize bıraktığı kültürle yetiştik ve bu mirasa sahip çıkarak onlara layık olmaya çalışmalıyız.
 Kral Karadeniz televizyonundaki programınızı severek izliyoruz, gördüğünüz ilgiden memnun musunuz?
Hemşehrilerimizin ilgi, alakalarından attıkları smslerden, gelen telefonlardan ve çok memnunum. Kanalımız Ulusal boyutta olduğu için ismini Vizyon Türk olarak değiştirdi. Biz burada Bayburtlu Delikanlıyı biraz olsun insanlara tanıtmaya çalışıyoruz. Diğer yörelerinde kültürlerine yer veriyoruz ama ağırlıklı olarak Bayburt’u tanıtıyoruz.
Sizin imajınızda farklı esinlendiğiniz biri varmı ve de sizi birilerine benzetiyorlar mı?
İşin doğrusu Bayburtlu olduğum için kimseye benzemek istemem. Ama ders aldığım hocalarımdan İzzet Altınmeşe’yi duruşuyla kişiliğiyle kendime örnek alırım. Sesimin rengini Selahattin Alpay’ın ve İbrahim Tatlıses’in karışımı olduğunu söylerler. Ama ben kimseye fazla benzemek istemem Muhsin Bayburtlu olarak kendimi ve Bayburtluyu ön plana çıkartmaya çalışıyorum.
Bayburt’ta ve Bayburtluların olduğu her ortamda artık bir markasınız. Peki, Türkiye genelinde kendinizi nerede görüyorsunuz?
Türkiye ve Avrupa’nın her yerindeki hemşehrilerimizin davet ettikleri programlara giderim. Türkiye ve Avrupa’nın genelinde bütün Bayburtlular olduğu sürece bende her zaman varım. Allah fırsat verdiği sürece de var olmaya devam edeceğim.
Bayburt’a gidip geliyor musunuz, en çok neyi özlüyorsunuz ve sevdiğiniz yemek nedir?
Bayburt’a yılda nerdeyse en çok giden gelen benimdir. Gerek iş dolayısıyla gerek ziyaretlerden dolayı Bayburt’a senede 5-6 defa silahı rahim yaparım. Bayburt’ta en çok özlediğim şey şehir hamamı. Baybut’a iner inmez ilk işim hamama gitmektir. İlimizin tüm yemeklerini ayırt etmeden severek yerim ama kabak tatlısını bir başka severim.
 Son olarak hemşehrilerimize neler söylemek istersiniz?
 Bir Karadeniz bir Doğu insanı birbiriyle nasıl bütün oluyorsa bizlerde bütün olmayı kafamızda her zaman düşünce olarak belirleyelim. Hiçbir zaman birbirimizden kopmayalım birlikten kuvvet doğar. Bir hemşehrimiz bir yerlere geldiği zaman onu bütün olarak tebrik edip destek verelim.
Bir memleketin sesinin duyulması kültüründen, türkülerinden ve folkrolünden geçer. Bu yüzden hemşehrilerime bizleri maddi olmasa bile manevi olarak desteklesinler. Bana zaman ayırdığınız için Bayburt Gündem Gazetesine çok teşekkür ediyorum ve hemşehrilerimizce çok sevildiğinizi ve okunduğunuzu da belirtmek istiyorum.