Milletçe hayli zor günler geçirmekteyiz. Dünyâ çapında yaşanan ekonomik kriz maalesef ülkemizde de etkisini gösteriyor. Yaşanan bu olaylardan, toplumun morali ve mâneviyâtı da olumsuz etkileniyor. Kişisel patlamalara ve toplumsal olaylara sebep oluyor. Âileler dağılıyor, cinâyetler işleniyor, hırsızlık gibi kötü fiiller yaygınlaşıyor.
         Ülke olarak küresel krizin hâricinde, yıllardır millî servetin hebâ olmasına ve vatan evlâtlarının şehâdetine sebep olan terörün çirkin yüzü ile karşı karşıyayız. Bu şer odakları bir taraftan mâsum sivilleri öldürürken diğer taraftan da birlik ve berâberliğimizi dinamitlemeye çalışıyorlar. Milletçe, başımıza örülmeye çalışılan bu çoraba karşı uyanık olup Rabb’imizin îkâzlarına (emirlerine) uymalıyız.
Allâh-u Teâlâ Âl-i İmrân Sûresi 103. Âyet-i Kerîmesinde meâlen şöyle buyuruyor: “Hep birlikte Allâh'ın ipine (Kur’ân’a, İslâm’a) sımsıkı sarılın! Parçalanıp ayrılmayın!” Bizi bölüp fitne tohumlarını saçmaya çalışan tüm şer odaklarına karşı bu ilâhî îkâzın (emrin) gereğini yapmalıyız.
         İslâm inancı, îmân kardeşliğini ön planda tutar. Kardeşler; kardeşlik hukûkunun gereğini yerine getirirler. Allâh-u Teâlâ Hucurât Suresin de meâlen şöyle buyurmuştur: “Mü’minler ancak kardeştirler.” Peygamber Efendimiz de bir Hadîs-i Şerîf’lerinde meâlen şöyle buyurmuşlardır: “Merhamet, sevgi ve birbirine destek olmada, mü’minler bir beden gibidir. O bedenin bir uzvu hastalanınca, vücûdun diğer organları, hasta uzvun elemini (acısını) paylaşırlar.” Kardeşliğin olduğu yerde şefkat ve merhamet vardır. Geçtiğimiz günler, bunun en güzel örneğini göstermiştir. Van şehrimizde meydana gelen deprem sonrası Türkiye’nin her tarafından yardımlar gönderilmiş, acılar paylaşılmıştır. Mü’minler kardeşliğin gereğini yerine getirmişlerdir.
         Alllâh’ın bizlere bahşettiği îmân ve dîn kardeşliğini muhâfaza ettiğimiz sürece, tek vücut olup karşı karşıya kaldığımız zorlukların üstesinden gelebiliriz. Elimizde var olanı paylaşır sıkıntıları birlikte aşarız. Paylaşmanın en güzel örneklerinden biri de Kurban ibâdetidir. Allâh rızâsı için kesilen kurbanlar yine Allâh rızâsı için, özellikle ihtiyaç sâhipleri ile paylaşılır, yardımlaşmanın, dayanışmanın en güzel örnekleri sergilenir; kalpler ısınır, sevgi ve kardeşlik şuuru kin ve nefreti söndürür. Bayramlar da ısınan kalplerin kaynaşmasına, sevgi toplumuna ve güçlü birlikteliğe vesîle olur. Rabb’imizin bize verdiği bu müstesnâ günlerden olan Kurban Bayramını fırsat bilelim ve daha içten, daha yürekten kardeşler olalım. Birlik, berâberlik ve kardeşliğimize kurşun sıkanlara, kirli tezgahlar kuranlara karşı kuvvetli olalım. Allâh-u Teâlâ’nın emri gereği bizlere ni’met olarak verilen hayvanlardan kurban keselim, kardeşliğimizi kurban etmeyelim.
         Kardeşler olarak karşı karşıya kaldığımız fiilî saldırılara karşı yardımlaştığımız gibi, mâruz kaldığımız manevî tahribatlara karşı da birbirimize yardım etmeliyiz. Kardeşlik dedik, îmân kardeşliği dedik! Bunun olabilmesi, bilinçle, ilimle olur. Îmân birliği, kardeşliğin en önemli ve en kuvvetli temel taşıdır. Îmanda bir olamamış kalpler, vücûda sirâyet eden hastalıklara mağlup olur. Buna fırsat vermemek için, sözde değil özde kardeş olabilmek, kulluk vazîfemizi yapabilmek ve âhiretimizi de kazanabilmek için Allâh’ın farz kıldığı ilimleri ehlinden öğrenelim. Kendimiz öğrenelim, eşimize, çocuklarımıza ve sevdiklerimize de öğretme gayretinde olalım. Bunun için de Allâh-u Teâlâ’nın Et-Tahrîm Sûresi’nin altıncı Âyet-i Kerîme’sindeki îkâzını (emrini) aklımızdan çıkarmayalım. Allâh-u Teâlâ bu Âyet-i Kerîme’de meâlen şöyle buyuruyor: “Ey îmân edenler! Kendinizi ve âilenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten (Cehennem ateşinden) koruyun. O ateşin başında gâyet katı, çetin, Allah’ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır”. Âlimler bu Âyet-i Kerîme’nin tefsîrinde kendimizi ve âilemizi korumanın ancak farz olan ilimleri öğrenip onlarla amel etmekle olduğunu haber vermişlerdir.
         Allâh’ım; tüm kötülüklerden, belâ ve musîbetlerden, şeytânlardan ve şeytânlaşmış insanlardan sana sığındık bizleri muhâfaza eyle, kalplerimizi birlik eyle, kesilecek kurbanları kabul eyle, kardeşliğimizi kurban etmek isteyenlere fırsat verme.