Erzincan yolu üzerinde üniversitemize tahsisine çalışılan yeni kampus alanında, hazineye ait alanlar içinde dağılım gösteren özel mülkiyetlerin kamulaştırma bedeli 5 milyon TL çıkınca, bir önceki yazımızda belirttiğimiz dezavantajları da işin caba sı olunca, mimari proje yarışmasını yürüten jüri üyeleri ile birlikte uzun süren bir toplantı yaptık… Hemen belirteyim. Jüri üyelerimiz ulusal ve uluslar arası üne ve ödüle sahip kent plancısı ve mimarlardan oluşmaktadır. Yapılan tartışmalar bir gerçeği ortaya koydu. Eğer yeni bir kampus planlaması yapılacaksa, bunun şehrin kentsel dönüşümüne ve gelişimine de katkı sağlayacak biçimde olmasıdır (Zaten, her şeyi içinde şehirden kopuk bir mekanda üniversite kampus alanı oluşturma konsepti, diğer dünya ülkelerinde de terk edilmiş durumdadır). Bu kararla, kent plancısı ve mimarlarımız kolları sıvayıp, şehrin yerleşim alanını mercek altına aldılar. İnceleme sonrası, düşüncelerini bizimle paylaştılar. Varılan sonuç şu: şehrimizin biri Erzurum yolu , diğeri de Trabzon yolu olmak üzere iki gelişim aksı olduğu ve mümkünse her iki aks üzerinde üniversite birimlerinin dağıtılarak, mevcut kampusumuza benzer kompakt kampuslar oluşturulmasıdır. Rasyonel bir yaklaşım ancak konuşulan bir kentin kaderiydi. Bu nedenle, ilimizin belediye başkanı da böyle bir çalışmaya davet edilmeliydi. Öylede oldu, jüri üyeleri, ilgili birim temsilcilerimiz, ben ve belediye başkanımız hep beraber üniversitemizin yeni yerleşim alanlarını ve şehrin geleceğini masaya yatırdık. Belediye başkanımızın da şehirle ilgili projeleri vardı. Bunları dinledik. Sonra, bizim ne düşündüğümüzü kendisiyle paylaştık. Güzel bir kompozisyon ortaya çıktı. Ne var ki, şehrin gelişim akslarından biri olan Trabzon yolu üzerinde hazineye ait arazi bulunmadığı ve tamamının özel mülkiyet olduğu tespit edildi. Ancak, Erzurum yolu üzerinde fidanlığın bulunduğu alan ve onun hemen karşısında yolun üst kısmında bulunan alanların bir kısmının, yaklaşık 1200 dönümlük bir arazinin, hazineye ait olduğu ancak bu alanların bir kısmının il özel idaresine, bir kısmının da köy hizmetlerine tahsis edildiği ortaya çıktı. Fidanlığın bulunduğu alan daha öncede gündeme gelmişti ancak bu alanın büyük bir kısmının yapılaşma bakımından sakıncaları vardı. Şöyle ki; fidanlık alanı alüvyon zeminden oluşmaktadır. Nehrin kıyısında olması nedeniyle taşkın tehdidindedir.  Yeraltı su seviyesi yüzeye oldukça yakındır. Ayrıca, nehir boyunca ölü bir fay hattı bulunmaktadır. Dolayısıyla, böyle bir alanın ıslahı ve altyapı maliyeti üstyapı maliyetini katlayacak bir projelendirme gerektirecektir. Ancak, yolun üst kısmında bulunan alanların zemin açısından bir sıkıntısı yok ve ilgili kurumların teklifimize sıcak bakıp bir kısmının bize tahsis edilmesi durumunda, bu gelişim aksı üzerinde kompakt bir kampus alanının oluşturulması yukarıda bahsi geçen argümanlar açısından faydalı olacaktır. Bütün bu söylenenler biraz kafaları karıştırmış olabilir. Toparlayacak olursak; mevcut kampusumuz (Dede Korkut kampusu) yanında, Demirözü-Erzincan yolu kenarında kamulaştırma yapılan alanda (DSİ şube müdürlüğü ve Kredi Yurtlar  kurumu yurt binalarının bulunduğu bölgede) ve Erzurum yolunun üst kısmında (fidanlığın karşısında) olmak üzere iki ayrı kompakt yerleşke alanları planlanmaktadır. Daha önce de bahsettiğimiz gibi hedefimiz, kentsel dönüşümü ve gelişimi hızlandırmak ve şekillendirmektir. Ne var ki, bütün bu söylenenler ilgili birimleri  ikna edecek bürokratik bir süreç gerektirecektir. Bu süreç başlatılmıştır. İnşallah kısa bir süre içinde arzu ettiğimiz gibi sonuçlanır.  Bu arada şunu da belirtelim: bütün bu çalışmalar üniversitemizin yapılaşma sürecini hiçbir şekilde yavaşlatmayacak ve engellemeyecek bir biçimde yürütülmektedir.   Ancak, henüz geç değilken, bu şehrin kodamanlarına bir çağrım var. Her şey Bayburt için diyebiliyorsanız..! ve bu konuda samimiyseniz… O zaman gelin şu nehrin diğer yakasında küllenen hayalimizi gerçekleştirmek için el ele verelim.