Ünlü Sanatçımız Orhan Hakalmaz sırasıyla Akra Fm, Radyo 7 ve Radyo 15'de radyo programlan ve Kanal 7, ATV, Samanyolu Tv, TRT-1, TRT-İNT ve KRAL TV'de 'Türkü Gecesi" isimli 500'e yakın TV programı yaptı. 2002'de Karaman Türk Dil Bayramı'nda 'Türkçe'nin En iyi Kullanıldığı Program", 2003'de MGD'den "Yılın Türk Halk Müziği Sanatçısı",2005'de Kral TV'den 'Yılın En İyi Türk Halk Müziği Erkek Sanatçısı" ve Radyo 15'den "Yılın En Çok istek Alan Sanatçısı" ödülleri, aldığı yüzlerce ödülden bazılardır.

Öncelikle sizi tanıyabilirmiyiz?
Aslen Bayburtluyum, doğum yerim Samsun ama evde yaşadığımız kültür Bayburt kültürüdür. Samsun Bayburt’tan ve diğer şehirlerden çok göç alan bir şehir. 6 yaşımdayken babam tarafımdan keşfedildim ve bağlama ile tanıştım.8 yaşımda katıldığımız Karadeniz Altınses yarışmasında birinci oldum. 30 Ağustos ilköğretim okulundan 3. Sınıftan sonra İstanbul’a göç ettik. İstanbul Radyosunda o zamanlar disiplinin çok sıkı tutulduğu dönemde bant yapma hakkı kazandım. Ve Çocuk saati adlı programa katılıp türkü söyleyip bağlama çaldım.
Ardından konservatuara başladım ve rahmetli hocam Nida Tüfekçinin üzerimde çok emeği vardır. Arkadaşlarım bazen diyor, ne yaptın da bu kadar ünlü oldun? bende diyorum insanlarımızın önemli hasletleri bizi sevdiler Yaratanın da yürü yağ kulum demesiyle bugünlere geldim. 1988 senesinde okuldan mezun olduktan sonra 12 yıl öğretmenlik yaptım. Hatta benden büyük öğrencilerim vardı ve bana hocam diyince yanaklarım kızarıyordu.
Müzik adlı kendi şirketinizi kurdunuz çalışmalarınızdan biraz bahseder misiniz?
Gençlere bir el veriyim diye kendi şirketimi kurdum ama hayalim tam olarak gerçekleşmedi. Çünkü kaset satışları malumunuz eskiden korsanlar vardı şimdi birde internet çıktı. Satış olmayınca haliyle yatırımda yapamıyorsunuz. Bir grup arkadaşımıza yapsak ta televizyon programlarına götürdüğümüz zaman tanınmamış oldukları için reyting almazlar diye pek çıkartmıyorlardı. Tam gönlümde ki gibi olmasa da şu güzelliği var kendi stüdyomda kendi kasetimi ve kendi müziğimi yapıyorum. 
Bayburtlu hemşehrilerimizin size karşı olan ilgi ve alakalarından memnun musunuz?
Çok sağ olsunlar ilgilerinden memnunum. Ama bizim Bayburt’ta ‘yav ne olmuş, şunu yapsam ne olacak’ gibi davranışlarda bulunmamaları lazım. Çünkü başka tarafta kaseti satan programı seyredilen sanatçılar var. Maddiyat olarak algılamasınlar ama destek olmaları lazım. Şimdi bakın dergi çıkartmışsınız biz gelip burada röportaj vermesek, siz bunlara emek sarf etmeseniz, biz bu çalışmaları para verip almazsak bu dönmez. Çarkın dönebilmesi için daha iyi çalışmaların ortaya çıkabilmesi için herkesin birbirine destek olması gerekiyor.
Bayburt’un 21 Şubat Kurtuluş gecelerine katılıyorsunuz, gecelerdeki izlenimleriniz nasıl?
Gecelerdeki hemşehrilerimizin bana karşı olan sahiplenme duygusu müthiş. Ben şehircilik ruhunu çok abartanları sevmem. Çok fazla abarttığımız zaman karşı tarafı itebiliyorsun. İlk başta biz Türk’üz ve çok güzel bir ülkede yaşıyoruz. Herkesi seviyoruz sayıyoruz, ama ben tabi Bayburt ve Samsun Gecelerin kendimi daha bir rahat ve şımarık hissediyorum. Sonuçta kendi yerin olduğu için ne dediğin çok rahat anlaşılabiliyor mesela, ‘neydirsen’ dediğinde Kayserili bu ne diyor diye sana bakabilir. 
Bayburt Türküleri yeterince tanıtılabiliyor mu?
Fazla tanıtıldığını düşünmüyorum zaten bu genel bir sorun. Gözden geçirelim hangi televizyon programında hangi müzik programı var. Özellikle büyük kanallarda bu hiç yok. Yöresel oyunların, kıyafetlerin, yemeklerin ve şiven gibi kültürel değerlerin var ve bunların yansıtılması lazım. Küreselleşen dünyada gitgide etnik unsurlar yok oluyor. Mesela hamburger diyorsun millet kıyameti kopartıyor ama neticede ekmeği arasında bir köfte değimli düşünün bizde neler var. Bayburt Dede Korkut’uyla, Zihnisiyle, Kalesiyle yeter zaten. 
Bir gününüz nasıl geçiyor ve diğer müzik dallarını takip edebiliyor musunuz?
Televizyonda magazinsel reklam yapan birçok sanatçıları görünce insanlarımız, bizi öyle sanıyor olabilirler. Ama kesinlikle magazinsel bir hayatım yok, normal bir hayatım var. Çocuklarımla boğuşurum güreşirim top oynarım ve ailemi çok ama çok önem veririm. Aileme göre program yaparım ve çocuklarıma tadını çıkartmaya çalışırım çünkü süratle büyüyorlar. Müzik yaşantımın dışında okumayı ve gündemi takip etmeyi severim. Sporu özelliklede futbol çok severim. Sevgili okurlarımızdan çokta farklı bir hayatım yok açıkçası.
Olmazsa olmazlarınız var mı?
Temizliğe çok önem veririm, doğru söylemeye çok önem veririm ve yalanı kesinlikle sevmem. Muhakkak zaman zaman ağzımızdan bir şeyler kaçıyordur ama kesinlikle yalanla iş kotarmayı sevmem. Çocuklarımız ailelerimiz ve akraba ziyaretlerini çok severim. Hafta sonları akrabalarımız hep buluşuruz ve çocuklar abi sende olmasan görüşemeyeceğiz derler. Çocuklar yanı başındayken bilgisayardan kim bilir nerelerden kimlerle konuşuyor. O yüzden aile ortamına çok önem vermek lazım.
Bayburt Türküleriyle kültürünü yansıtabiliyor mu?
Tabi %100 yansıtmasa da yinede fena değil türkülerimiz. Biraz daha biz şehre doğru kaldık ama orada kalanları tespit etmekte fayda var. Mesela sizlerin irtibatıyla yaşlılarla özellikle irtibata geçebiliriz ve onlardan ne varsa derleyip toparlamak lazım. Valilikle iş birliği yapıp Bayburt Tükleri çıkartabiliriz stüdyomda. Satış amaçlı değil yeterli gelecek nesillere çocuklarımıza kültürel mirasımız kalsın.
Son olarak okurlarımıza neler söylemek istersiniz?
Okurlarımıza ilk olarak Kur’an-ı Kerim’de de olduğu gibi ilk olarak oku diyeceğiz ve yazmayı da ihmal etmeyeceğiz çünkü söz uçar yazı kalır. Beğendiğinize lütfen destek olun. Bütün bu ülkeyi hepimiz birer birey olarak temsil ediyoruz. Kendinizi önemseyin bunu havalara girmek anlamında söylemiyorum kendinize değer verin. Tepkiyse yasal yollardan tepki verin. Bir keresinde yaz festivalinde gece 1’de konsere çıktım ve ufak ıslıklamalar oldu. Bende onlara çok haklısınız böyle protestonuzu belli edin dedim, çünkü bizim nezaketimizi acizlik sayıyor bazıları. Eğer halk size destek oluyorsa ki ben bunlardan biri olduğuma inanıyorum, her türkü zorlamaya rağmen Evvel Allah sırtınız yere gelmiyor. Kendim için söylemiyorum bunu hemşehrilirimizden kim bir şeyler iyi yapıp başarılı oluyorsa kesinlikle ve kesinlikle arkasında durarak destek olalım. Avrupalılar bunu iyi yapıyorlar, ortada bir şey olmadan onu allayıp pulluyorlar sonra da onun üzerinden prim yapıyorlar. Geçen albüm yaparken zurna çalan bulamadık. Şimdi diyorum kız istemeye gittiğiniz zaman ne iş yapıyorsun oğlum? Ben zurna çalıyorum deseler adam gülerler. Ama öbürü zurna yerine klarnet çalarsa havalı oluyor bunları değiştireceğiz inşallah. Kültürümüz Atalarımızdan kalan miras değil bize, öyle algılamayalım bizimde çocuklarımıza vereceğimiz emanetler olarak bakıp hele ki bu zamanda ulaştırmamız lazım. Bayburt bunu dernekleşerek şuana kadar çok iyi yapıyor. Her şey davet etmekle sahip çıkmakla ve gel demekle oluyor. Bende son olarak bütün hemşehrilerimize ‘‘gel’’ diyerek Bayburt Aktüel Dergisine yayın hayatında başarılar diliyorum.