“Tam bir futbol ailesiyiz. Babam, amcam, kardeşim hepsi futbolcu. Babam Türkiye'de amatör liglerde futbol oynamış, evlendikten sonra devam etmemiş. Babam futbola devam edemediği, hayallerini gerçekleştiremediği için kardeşimle benim futbolcu olmamızı isterdi. Onun hayallerini biz gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Futbola 4 yaşında başladım. Polizei SV ve Turanspor Mannheim takımlarında oynadıktan sonra 9 yaşında SV Waldhof Mannheim takımına transfer oldum. Turanspor Mannheim'ı babam ve arkadaşları kurmuştu. 15 yaşında Karlsruhe'ye transfer olduktan sonra ilk 2 sene yatılı okulda kaldım. Annem eskiden hastanede çalışıyordu, şimdi ev hanımı. Babam da ilaç fabrikasında çalışıyor. 8 Şubat 1994'te Mannheim'da doğdum ama hem anne hem de baba tarafından Bayburtluyuz. Sık sık olmasa da Bayburt'u, köyüm Konursu'yu çok sevdiğim için her fırsat bulduğumda gidiyorum. Köyde vakit geçirmeyi, doğayla iç içe olmayı severim. Uzun tatillerimde bile farklı yerlere gitmektense Bayburt'ta ailemle, akrabalarımla vakit geçirmeyi tercih ediyorum.

NURİ VE SELÇUK HAYRANI

Ben her zaman Ronaldinho'yu çok beğeniyordum. Küçükken eve geldiğimde hep internetten onun videolarını izliyordum. Artık büyüdüm ve futboldan daha fazla anladığım için Xavi ve Iniesta'yı örnek alıyorum. Çocukken Ronaldinho çok ilgimi çekiyordu ama şimdi Barcelona'ya baktığımızda oyunu tamamen Xavi ve Iniesta kontrol ediyor. Bence bir takım için en önemli oyuncular. Türk olarak hâlâ oynayan futbolcular arasında Nuri Şahin ve Selçuk İnan'ı çok beğeniyorum. Ancak çocukluğumdan beri de hem futbolculuğu ve profesyonelliği hem de karakteriyle Hakan Şükür'e hayranım.

ALMANYA’DA EĞİTİM ŞART

Almanya'da en çok eğitime önem veriyorlar. Okulda, hangi derste notun düşükse ya da desteğe ihtiyacın varsa hemen bir öğretmen ayarlıyor ve seni özel olarak çalıştırıyorlar. Bir de sağlıkla ilgili bir problem yaşarsan 24 saat arayabileceğin biri oluyor kulüpte. Bir problem olduğunda hemen o kişiyi arıyorsun ve sana yardımcı oluyor. Futbolda da eksik olduğun yönleri hemen tespit edip bunun üzerinde duruyorlar.

‘YÜZÜME BAK’

Waldhof Mannheim'daki antrenörüm Stephan Gros bana futbol eğitimi dışında da çok şey öğretti. İlk tanıştığımız gün tokalaşırken ben yere baktım. İkinci gün tokalaşırken yine yere bakınca elimi sıktı, bırakmadı ve "Selamlaşırken, tokalaşırken insanların hep yüzüne, gözlerine bakacaksın" dedi. Ondan sonra her zaman tokalaşırken insanların gözüne bakmaya dikkat ediyorum. İlk tanıştığın anda insanların yüzüne bakmanın çok etkili olduğunu düşünüyorum. Stephan Gros ayrıca bana duran toplarla ilgili de çok şey öğretti. Kornerlerde, frikiklerde topa nasıl vurmam gerektiğini hatta penaltı atışında nelere dikkat etmem gerektiğini de hep anlatırdı. Şutumu geliştirmemde çok katkısı vardır.

‘İLAHİ DİNLERİM’

Antrenmandan döndüğüm zaman evde çok sıkılıyordum. Müziği çok sevdiğimi bilen bir arkadaşım bana DJ seti hediye etti. Şimdi her gün 1 saat onunla uğraşıyorum. Çok keyifli vakit geçiriyorum. Her tür müziği severim. İlahi dinlemeyi de çok severim. Özellikle yatarken ilahi dinlerim. Dinlerken sanki denizdeymiş gibi hissediyorum, çok huzur veriyor, rahatlatıyor.

Bir de dans izlemeyi çok severim. Mesela sinemada dansla ilgili bir film olsa hemen izlemeye giderim. Almanya'da bazen sokakta dansla ilgili şovlar ya da yarışmalar oluyor. Hemen izlemeye gidiyorum. Dansla ilgili bir etkinlik varsa Hakan hemen orada diyebiliriz.

(Tam Saha-Selim Şakarcan röportajından harmanlamadır)