Geçen yıl bir televizyon ekranında gündeme getirilen ilimizin kurtuluş etkinlikleri, tıpkı o televizyon programının sunucusunun zihniyetini savunurcasına, onun söylediklerinin kabul görmüşcesine bu yıl iptal edilmiştir. O gün onun söylediklerine topyekun karşı çıkıp Bayburt Belediye Başkanımızın arkasında olduğumuzu tüm kamuoyuna duyurmuştuk. Bizlerle beraber sosyal ağlarda da konu ile alakalı ilimizde bir bütünleşmenin olduğu gözlemlenmiş bir durumdur. Hal böyle iken haklının yanında durmayı kendine şiar edinmiş bir misyonun temsilcileri olarak bir kültür yok sayılırken susmamız beklenemez. Bugün kaldırılan bir müsamere değil on yıllara dayanan bir kültür, bir anlayış ve bir varoluşun hikayesidir. Geçen yıl yaptığımız açıklamayı da tekrar sizlerle paylaşmanın hem konunun içeriğini anlatmam açısından hemde hatırlamak açısından daha yerinde olacağını düşünüyorum. Geçen yıl ilimizi ve Belediye Başkanımızı küçük düşürücü söylemlerde bulunan sunucuya karşı yayınladığımız basın açıklaması şöyledir.‘’21 Şubat 2012 Salı günü ilimizin düşman işgalinden kurtuluşu münasebetiyle her yıl coşku içerisinde kutladığımız bağımsızlık mücadelemiz ve huşuyla andığımız kara günlerimiz ile alakalı ulusal medyada Bayburt Belediye Başkanımız Sayın Hacı Ali Polat’ın yaptığı kutlama konuşması üzerinden Bayburt’a ve aslında Türk milletine açılan savaş bizleri derinden yaralamıştır. İlimizde gerçekleşen 21 Şubat kutlamaları 1 asra yakındır devam etmektedir. Yeni gelen nesle dostunu düşmanını tanıtan bir yönetim tarzı bu milletin hayatının sürekliliğinin de garantisidir. O dönem yaşananları bilmeden ve yahut görmezden gelerek Orhan Pamuk tarzı yaklaşımlar sergilemenin, bu ülkeye katkısı yoktur. Kininden rahatsız olunan bu vatan evlatları; dedeleri diri diri yakılmış, neneleri tecavüze maruz kalmamak için kendilerini kuyulara atarak şehit olmuş, dinine küfredilmiş, camileri yıkılmış, kamusal kurumları ateşe verilmiş, aç-susuz, esaretin ve soykırımın en acısına gaddarca ve hunharca yapılanlara şahit olmuştur. Bundan rahatsız olanlar en azından ilimizde yaşanan acılar ile alakalı düzenlenen sempozyumlara katılır, arşivlerimizde bulunan belgeleri okuyup, ilimizde düzenlenen ‘’Ermeni Mezalimi ve Anılarla 21 Şubat’’ isimli resim sergisine katılırsalar içimizdeki o derin acı ve hüznü bizler kadar anlayamasalar da hak verme konumuna gelebilirler.”

“İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy’un “Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem” dizeleri bizler için ilham kaynağıdır. Geçmişimiz bizlerin geleceğine yön vermiş, vatan söz konusu olunca her şeyin teferruat olduğunu kabul eden bu millet kime Yavuz, kime Yunus olması gerektiğinin bilincindedir. Yeni terimlerle bu millete yön vermeye çalışanlar televizyon ekranlarında karar vermeden önce geçmişi iyi analiz etmeliler, bilgi dağarcıklarını değerlendirmeliler ve her karışının şehit kanı ile yoğrulduğu ve şehit torunlarının yaşadığı bu memleket ile ilgili düşüncelerini ondan sonra ifade etmeliler.”

“Bu sayede son günlerde ulusal basında çıkan haberler ile ilgili Bayburt Belediye Başkanı Hacı Ali Polat’ın arkasında olduğumuzu bildirir, yaşanan gerçekleri anlatmak ve göstermek üzere tüm gazete ve televizyon çalışanlarını ilimizde misafir etmeye hazır olduğumuzu beyan etmek isteriz.”

            Bu bilgiler ışığında belki ilimizin bu olayda dahlinin olmaması konuşulabilir, belki bir devlet kararının yansıması olduğu savunulabilir. Bu manada eleştirilerimizi ulusal bazda seslendirebiliriz. Yalnız bizlerin burada rahatsız olduğu iki konu vardır.

Bunlardan birincisi törenlerin kaldırılmasına tepkisini sadece Bayburt MHP İl Başkanımız Sayın İdris AYDIN göstermiş ve buna karşın hiç bir STK’dan, kurumdan veya siyasi bir partiden açıklama ve destek gelmemiştir. Bu manada Sayın AYDIN’ın eleştirilerine katılıyor, destekliyor ve tüm kamuoyunun konunun takipçisi olmasını temenni ediyorum.

Rahatsız olduğumuz diğer konu ise 21 Şubat 2012 tarihinde ‘’ Biz bunları sahneletmeye devam edeceğiz. Biz yolumuzu çizdik, kimin peşinden gittiğimizin ve neye hizmet ettiğimizin farkındayız. Düşmanımızı ve dostumuzu tanımalı ve tanıtmalıyız.’’ Deyip gönlümüze yüreğimize su serpen Belediye Başkanımızdan, bu yıl gerçekleştirilen düzenlemenin yanlış olduğu söylemesini beklerken, kendisinin uygulamanın yanlış olduğunu söylemek bir tarafa, konuyu ve yasallaşan durumu savunurcasına soğukta bekleyen öğrencilerden ve öğretmenlerden bahsetmesi  maalesef bizleri hayal kırıklığına uğratmıştır. Bizler Sayın Belediye Başkanımızdan konunun yanlışlığı aksettirmesini ve konu ile alakalı açıklama yapan MHP İl Başkanımızın arkasında durmasını temenni ediyoruz.

Aslında büyük bir oyunun parçası olan bu yasal düzenleme günü birlik siyaset malzemesi olmamalı, mesele bütünü ile incelenmeli ve oynanan oyunun içerisindeki ehemmiyeti de iyice anlaşılmalıdır.  Bizler Ülkücü Camia olarak yaşanan bu yanlışlığı halkımıza detayları ile anlatma cihedine gideceğiz.

Bu konuyu Bayburt’ta yaşayan bütün hemşehrilerimizin ve özelliklede temsil makamında bulunan kişilerin omuzlarına bindirilmiş büyük bir yük olarak görmekteyiz. Ecdadımıza karşı sorumluluğumuz gereğince herkesin ve her kesimin yapılan bu yanlış uygulamaya tepki göstermesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu manada kamuoyunun tamamına yakının rahatsız olduğu bu uygulamadan bir an evvel dönülmeli ve halkın bayramı olan Kurtuluş Bayramı 2. Plevne kahramanlarının torunlarına iade edilmelidir.

Yaşanan bunca olumsuzluğa rağmen tüm Bayburt halkının bu onur ve şeref abidesi bayramını kutlar, hep beraber nice coşku dolu bayramlar yaşamayı temenni ederiz.