BAYBURTGÜNDEM-  Bayburt’un sorunlarını dile getiren Zeybek’in mecliste yaptığı konuşma şöyle:

“21 Haziran 1989 yılında il olan Bayburt’un il oluşunun 33’üncü yılını kutluyorum. Bunda emeği geçen önceki dönem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, eski İçişleri Bakanı Ülkü Güney ve Adalet Bakanı Oltan Sungurlu’ya da teşekkürlerimi iletiyorum.

Bayburt il oldu da ne oldu? 110 bin nüfuslu ilçeyken il olduktan sonra da 84 bin nüfuslu bir ile dönüştü ve bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir milletvekiliyle temsil edilen tek il durumunda. Bu sorunlar niye Bayburt’un nüfusunun azalmasına yol açtı? Pek çok sorun var; tarım ve hayvancılıkla geçinen ve ağırlıklı olarak kırsal kalkınmanın önemli olduğu Bayburt’ta iktidarın uyguladığı yanlış ekonomik politikalar yüzünden hayvancılıkta, toplam hayvan varlığında ciddi azalma, aile tipi üretimde ciddi azalma, tarımsal rekoltede de ciddi azalma meydana gelmiştir.

“Köylü ekemez biçemez hâle gelmiştir”

Şeker pancarı üretiminde uygulanan ciddi kotalar yüzünden şeker pancarının eksik üretilmesi, beraberinde küspe üretiminin azalmasına ve hayvancılığın temel yem girdisinin ortadan kalkmasına yol açmıştır. Başka ne olmuştur? Son dört yıl içinde özellikle yanlış uygulanan ekonomik politikalar yüzünden tarımsal üretimdeki girdi maliyetleri yüzde 300’ün üzerinde artmış, köylü ekemez biçemez hâle gelmiştir. Öyle ki zaten sulamada ciddi biçimiyle sıkıntı yaşayan köylü için, 2022 yılında Demirözü Barajı’ndan kullanacak olan köylülerden yonca ekiminde dönüm başına 40 liralık bir sulama bedeli talep edilmektedir. 

“Taşımalı eğitimle insanları şehir merkezine taşıdınız”

Geçen yıl biçeri dekar başına 40 TL’ye kullanan köylümüz, şimdi, 2022 yılında akaryakıtta meydana gelen zamlar sebebiyle 140 TL’ye ekinini biçmek durumunda kalmıştır. Peki, bütün bunların altında köylü ezilirken ne olmuştur? Gene iktidarın yanlış ekonomik uygulaması ve yanlış strateji yüzünden eğitimde taşımalı eğitimi Bayburt’un temel eğitim sistemine dönüştürülmüş, neredeyse köy okullarının tamamı kapanmış, sadece birkaç kapanmış olan beldedeki okula köylülerin çocukları taşınmıştır. Peki, bilmez misiniz ki eğitim çağında çocuğu olan insanlar aynı zamanda üretim çağındaki insanlardır. Yani ilkokul çağında çocuğu olanlar genç ailelerin yöneticileridir. Siz okulları kapattığınızda, taşımalı eğitimle insanları beldelere ve şehir merkezine taşıdığınızda ne köyde hayvancılık yapan ne koyun besleyen ne çobanlık yapan ne de tarlasını sürecek adam bırakmadınız.

“Bayburt en pahalı sebzeyi tüketiyor”

Başka önemli bir sorun ise Bayburt’un merkezinde sebze hali yok. Mersin’den, Adana’dan, Çukurova’dan, başka illerden gelen ürünler Erzurum’a, Erzincan’a gidiyor; Bayburtlu bu ürünleri ancak kamyonetle Erzurum ve Erzincan’a giderek alabiliyor. Bu nedenle de Türkiye’de sebzeyi en pahalı yiyen il Bayburt yani Türkiye’de geri kalmışlıkta başlarda gelen Bayburt’un şimdi sebzeyi en pahalı tükettiğini görmek gerekir.

Yine, Aydıntepe ve Demirözü ilçelerimizde sağlık sorunları ciddi biçimiyledir; bu ilçelerimizdeki hastanelerde neredeyse herhangi bir uzman doktora rastlamıyoruz.

“Çoruh Nehrini kanala dönüştürdünüz”

Türkiye’de içinden nehir geçen çok sayıda vilayet vardır; bunlardan bir tanesi de Bayburt’tur. Çoruh Nehri Bayburt’un içinden geçiyor ancak siz yanlış bir uygulamayla içinden nehir geçen Bayburt’u âdeta etrafını beton tünellerle kapatarak nehri kanala dönüştürdünüz ve Bayburt artık içinden kanal geçen bir şehre dönüşerek gerçekten de su seviyesi neredeyse insanların yolda yürüdükleri mesafeden 5-6 metre aşağıya düşmüştür su ile insan, su ile şehir, su ile yaşam arasındaki bütün ilişki ortadan kalkmıştır.

Buradan bir çağrı yapmak istiyorum. Bayburt yüksek plato üzerinde ekim yapılan bir bölge olduğu için de Toprak Mahsulleri Ofisinin ağustos ayının sonuna kadar yapmış olduğu alımlar Bayburt’un sorununu çözmemektedir. Buradan çağrı yapıyorum: Toprak Mahsulleri Ofisi Bayburt’ta alımları eylül ayının sonuna kadar uzatmalı ve TİGEM üzerinden köylüye verilecek olan yem ve diğer desteklerde de ciddi biçimiyle piyasada piyasa oyuncusu olarak ürün satıcılarla iş birliği yapmaktan vazgeçmeli ve burada köylüyü koruyacak bir hâle gelmelidir.

Bir köylünün söylediği gibi “2.500 lira emekli maaşı alıyorum, Bayburt’ta yılda 3 ton kömür tüketiyorum. Kömürün tonu 8 bin lira, 3 ton kömürün toplam maliyeti 24 bin lira.” Şimdi düşünebiliyor musunuz emekli maaşının tamamıyla bir yılda tüketeceği kömürü almak zorunda kalan köylülerden bahsediyoruz.

“Bayburtluyu döneri yiyemez hale getirdiniz”

Yine, Bayburt’ta köylü kazanacak, şehre gelecek, esnaftan alışveriş yapacaklar. Bayburt’ta 4 kişilik bir aile köyden şehre gelebilmek için kişi başı 40 lira minibüs ücreti verecek. Şimdi 4 kişi 160 lira gidiş, 160 lira geliş; 320 lira. Sordum ben Bayburtlulara, Bayburt’un yaprak döneri meşhurdur “Siz, Bayburt’ta döner yiyebiliyor musunuz?” “Ya, ne döneri, biz eve dönemiyoruz, ne Bayburt’ta döner yemesi.” dedi. Yani siz köylünün Bayburt’a gidip eve dönmesini bile imkânsız hâle getirdiniz. Ulaşımdan sağlığa, taşımalı eğitimden yerleşim birimlerinde yaşanan sorunlara kadar gerçekten Bayburt, Ankara’nın doğusundaki illerin ortak özelliğini göstermektedir.

“Bayburt’un nüfusu azalmaya devam ediyor”

Son çağrım şu: Sayın bakanlar, Bayburt’a gittiğinizde partililerinizle, valiyle, kaymakamla bir araya gelmek yerine siz de Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri gibi halkın arasına karışın, lütfen köyleri gezin, lütfen kasabalara gidin, lütfen halkın nasıl dertlendiğini görün ve gerçeklerle yüzleşin. Oraya gidiyorsunuz, dönerleri yiyorsunuz, kebapları yiyorsunuz, dönüyorsunuz, geliyorsunuz ama Bayburt’un nüfusu azalmaya devam ediyor. Bayburt, tıpkı bütün Anadolu şehirleri gibi göç vermeye devam ediyor. Bunu çözmenin yolu kalkınmayı, topyekûn kalkınmayı, üretimi, başta aile tipi üretimi geliştirmek için, kredilerinizi, Ziraat Bankası ve Halk Bankası kredilerinizi Demirörene vermek ya da Ataşehir’deki gibi plazalar yapmak yerine köylüye, çiftçiye vermeyi bir an akıl edin ve kalkınmanın köylüden milletin efendisinin de tıpkı Bayburt’un köylüsü gibi, Anadolu köylüsü olduğu gerçeğini görünüz ve yanlıştan vazgeçiniz diyorum.

Bayburt ilimizde Avrupa Müze Ödülü almış olan Baksı ve Kenan Yavuz Etnografya Müzelerinin ulaşım sorununun çözülebilmesi için Bayburt-İspir yolunun ve Demirözü-Erzincan yollarının mutlak surette iyileştirilmesine ihtiyaç vardır.

Yine, Bayburt’ta yapımı devam eden Kırklartepe Barajı’nın sulama ihtiyacının giderilmesi için ihalesinin hızlı biçimde yapılmasına gerek görülmektedir.

Ayrıca Bayburt Aydıntepe ilçemizdeki Gümüşdamla köyüne yapılması gereken barajla İncili, Gümüşdamla, Aydıntepe, Arpalı ve Aşağı ve Yukarıkırzı köylerimiz başta olmak üzere, çok sayıdaki köyümüzün sulamayla ilgili sorunu çözülecektir. Gübreye ulaşmakta güçlük çeken köylümüzün tek seçeneği, kışın yağan karla oluşacak olan suların doğru ve verimli biçimiyle kullanılmasıdır.”