DÜNYADA VEREM HASTALIĞININ DURUMU

•             Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri verem mikrobu ile enfektedir. Bu insanların %10’u yaşamlarının bir döneminde vereme yakalanacaklardır.

•             Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ) “Küresel Tüberküloz 2012 raporu”na göre dünya genelinde tüberküloz insidans, prevelans ve mortalite hızları düşmektedir. Buna rağmen küresel TB yükü halen çok yüksektir. 2011 yılında 8,7 milyon yeni vaka ve 1,4 milyon TB’den ölüm olduğu hesaplanmıştır. Ölümlerin 430.000 ‘i HIV pozitif tüberküloz hastalardır.

•             Dünya genelinde insidans, prevelans ve mortalitenin en yüksek olduğu bölgeler Afrika ve Güney Doğu Asya bölgeleridir.

•             Türkiye 53 ülkeden oluşan DSÖ Avrupa bölgesinde yer almaktadır. Avrupa bölgesinde insidans hızı ortalaması yüz binde 42dir.

•             Dünyadaki TB vakalarının yaklaşık % 40’ı Hindistan ve Çin’de bulunmaktadır.

•             TB olgularının %80 i yüksek TB yüküne sahip 22 ülkede bulunmaktadır.( Afganistan, Bangladeş, Brezilya, Çin, Endonezya, Etiyopya, Filipinler, Güney Afrika, Hindistan, Kamboçya, Kenya, Kongo Cumhuriyeti, Mozambik, Myanmar, Nijerya, Pakistan, Rusya Federasyonu, Tanzanya, Tayland, Uganda, Vietnam ve Zimbabve).

•             DSÖ Küresel Tüberküloz 2012 Raporu verilerine göre Türkiye’nin 2011 yılı TB nokta prevelans hızı yüz binde 24, insidans hızı yüz binde 24, mortalite hızı yüz binde 0,72 ve vaka bulma hızı yüzde 85’tir.

TÜRKİYE’DE VEREM HASTALIĞININ DURUMU

•             Türkiye’de yılda yaklaşık 16 bin yeni verem hastası ortaya çıkmaktadır.

•             2011 yılında verem savaşı dispanserine kayıtlı toplam TB olgusu, %8’i (1.262 kişi) önceden tedavi görmüş olgulardır.

•             Toplam 15.679 hastanın 9.182’si (%58.6) erkek, 6.497’si (%41.4) kadındır.

•             Hastaların %1.3’ü (202 kişi) yabancı ülke doğumlu hastadır.

•             Hastaların 9.909’unda (63,2) akciğer tüberkülozu varken, 5.770’inde (%36.8) akciğer dışındaki organlar(lenf bezleri, plevra, kemik, beyin vb.) tutulmuştur.

 

VEREM HASTALIĞININ ETKENİ

•             Veremin etkeni “Mycobacteriumtuberkulosis” basilidir.

•             Uzun sürede çoğalır, kültürde 2-6 haftada üreyen ve oksijenli ortamda yaşayan bir basildir.

•             Özel boyama yöntemi ile boyanır. Asit ile boyayı vermediğinden aside dirençli basil (ARB) denilir.

VEREMİN BULAŞMASI

•             Verem basilinin kaynağı, tedavi görmemiş, aktif akciğer ve gırtlak (larinks) veremi olan hastalardır.

•             Basil hava yolu ile bulaşır.

•             Hasta insanlardan öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum yolu ile alınması sonucu bulaşır.

•             Tedavi edilmeyen her hasta yılda 10-15 kişiye hastalığı bulaştırır.

•             Balgam tetkikinde ARB pozitif bulunan ve kavitesi olan hastalar daha fazla basil saçarlar.

•             Basil kaynağı ile karşılaşma süresi, ortamın genişliği ve havalanması bulaşmada önemlidir.

•             En çok hastanın aile bireylerine ve yakın çalışma arkadaşlarına olur.

•             Tedavi ile basil sayısı çok kısa sürede azalır. Ortalama 2-3 haftada bulaştırıcılık büyük oranda azalır.

VEREM ENFEKSİYONU VE HASTALIĞI

•             Verem enfeksiyonu, basilin vücuda girmesinden sonra 8-10 haftada tüberkülin deri testinin (TDT) pozitifleşmesi ile kendini gösterir.

•             Bu, bir hastalık durumu değildir. Vücut direnci düşünce basil çoğalarak hastalanmaya yol açabilir. Verem enfeksiyonu olan insanların yaklaşık %10’unda yaşamlarının bir döneminde verem hastalığı gelişebilir.

•             Hastalığın gelişmesinde yol açan vücut direncini düşüren hastalıklar ve etkenler vardır.AIDS hastalığı, bazı kanserler, ilaç ve alkol bağımlılığı, sigara kullanımı ve diğer bazı ciddi kronik hastalıklar da vücut direncini düşürür. Bebeklerde ve yaşlılarda da vücut direnci düştüğünden hastalanma fazla olur.

•             Verem hastalığı, klinik bulguların ortaya çıktığı bir durumdur.

•             Verem hastalığı, en çok akciğerleri tutar. Hastalık; akciğer zarları, lenf bezleri, kemikleri böbrekler, beyin zarları ve diğer organlarda da görülebilir.

VEREM HASTALIĞININ BELİRTİLERİ

•             Genel yakınmalar: Halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, çocuklarda kilo alamama, gece terlemesi.

•             Akciğer yakınmaları: Öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı, nefes darlığıdır.

•             Gırtlak veremi ses kısıklığı yapabilir.

•             Diğer organları tutan verem hastalığında ilgili organa ait bulgular olabilir.

•             İki –üç haftadan uzun süren öksürükte veremden şüphelenmek gerekir.

VEREM TANISI

•             Verem tanısı, balgamda verem mikrobunun gösterilmesi ile konulur. Basilin mikroskopta gösterilmesi ya da kültürde üretilmesi gereklidir.

•             Hastanın şikayetleri, klinik ve bulguları hastalıktan şüphelenmeyi sağlar. Bulgular yavaş gelişir.

•             Akciğer veremi akciğer röntgen   filminde bazı belirgin değişikliklere yol açar. Bu değişiklikler doktorun veremden şüphelenmesine yol açar.

•             Tüberkülin deri test (TDT), tüberküloz enfeksiyonunu gösteren bir testtir. Kişinin verem mikrobu ile enfekte olup olmadığını gösterir.

BİLDİRİM VE KAYIT

•             Tüberküloz, bildirimi zorunlu bir hastalıktır. Tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında tanı konulan hastaların 24 saat içinde Halk Sağlığı Müdürlüğüne bildirmesi gereklidir.

•             Tanı konulan verem hastalıkları gizlilik kuralları içinde dispanserde kaydedilir.

VEREMİN TEDAVİSİ

•             Toplum Sağlığı Merkezi Verem Bildirimlerinde (Verem savaşı dispanserleri) veremin teşhis ve tedavisi ücretsizdir.

•             Veremin tedavisi standarttır. Bu standart tedavi, hastanede ya da dispanserde aynı şekilde düzenlenir. Yeni verem hastalarının tedavisinde standart tedavide genellikle iki ay dört ilaçla ve 4 ay 2 ilaçla olmak üzere 6 aylık tedavi uygulanmaktadır.

•             Tedavide kullanılan bütün ilaçlar verem savaşı dispanserlerinden ücretsiz verilir.

•             Tedavide verilen ilaçların düzenli içilmesi çok önem taşır. Çünkü hastaların bir kısmı tedaviyi terk etmekte ve toplumda basil saçmayı sürdürmektedirler.

•             Hastanın ilaçlarını içtiğinden emin olmak için her doz ilacı bir sağlık personelinin gözetiminde içirtmek en uygun yoldur. Buna doğrudan gözetimli tedavi (DGT) denilir.

•             Tedavinin dispanserde ya da hastanede başlaması gerekir. Aylık takiplerinin de dispanserde yapılması uygundur. Tedaviyi sonlandırana  kadar özenle sürdürmek gerekir.

DİRENÇLİ VEREM

•             Tüberküloz tedavisinde ilaçlar eksik ya da düzensiz kullanılırsa hastalık iyileşmez. Tam tersine tedavisi güç bir duruma gelir. Bu duruma dirençli tüberküloz denir.

•             Özellikle çok ilaca dirençli tüberküloz (ÇİD-TB) (İzoniyazid ve Rifampisin’e direnç) tüm dünyada önem arz etmektedir.

•             Dünyadaki ÇİD-TB vakalarının yaklaşık %40’ı Hindistan, Çin, Rusya Federasyonu ve Güney Afrika’dadır.

•             DSÖ tahminlerine göre Dünya genelinde yeni vakaların %3,7’si ve önceden tedavi görmüş vakaların %20’si çok ilaca dirençli vakalardır.

•             Türkiye’de 2011 yılında tespit edilen 15.679 vakanın 262’si ÇİD-TB’dir (%1,7). Yeni vakalarda ÇİD-TB oranı %0,8’iken (116/14417) önceden tedavi görmüş olgularda %11,6’dır (146/1262).

•             Ülkemizde dirençli verem hastalıklarının tedavisi Göğüs Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanelerinde (Ankara Atatürk, İstanbul Yedikule, İstanbul Süreyyapaşa, İzmir Suat Seren Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastaneleri) ve bazı üniversite hastanelerinde yapılmaktadır.

KORUYUCU TEDAVİ

•             Verem hastasının aile bireyleri ve diğer temaslıları dispanserlerde ücretsiz muayene edilir.

•             Temaslı muayenesi sonucunda hasta olduğu tespit edilenler tedavi edilir.

•             Hasta olmayan fakat verem olma riski taşıyan kişilere koruyucu tedavi verilir.

•             Koruyucu ilaç tedavisi tek ilaçla ve 6 ay süreyle verilir. Bu tedavinin hastalanmayı %90’a varan oranda önlediği bilinmektedir.

BCG (BACİLLE CALMETTE GUERİN) VEREM AŞISI

•             BCG aşısı özellikle çocuklarda kanla yayılan ve öldüren verem hastalığı önlemede çok etkilidir.

•             Ülkemizde BCG aşısı doğumdan sonra 2. Ayın bitiren bebeklerde verem savaşı dispanserleri ve Aile Sağlığı Merkezlerde ücretsiz olarak yapılmaktadır.

•             Aşı zamanı geçirilirse 6 yaşa kadar yapılabilir, ancak bu durumda önce tüberkülin deri testi yapılması gerekir.

TÜRKİYE’DE VEREM KONTROLÜ HİZMETLERİ

•             Ülkemizde verem kontrolü hizmetleri, Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği Doğrudan Gözetimli Tedavi Stratejisi (DGTS) ve Stop TB stratejisi çerçevesinde yürütülmektedir.