Ne acıdır ki ülkemizde 100 yılını devirebilmiş işletme sayısı bir elin parmakların geçmeyecek kadar çok azdır. Ülkemizdeki en güçlü şirketlerin aile şirketleri olmasına rağmen en hızlı yıkılışa geçen işlemelerde maalesef aile şirketlerinin olduğu görülmüştür. Kurulmuş olan bir sistemin hayatiyetini devam ettirmesi ve gelecek nesillere sadece maddi miras olarak değil aynı zamanda bir yönetim şeklinin ve kültürünün de miras olarak bırakılması gerekir. Bizce bırakılması gereken en önemli miras da aslında budur. Yetersiz yönetim tecrübesi, liderlik problemleri, miras paylaşımları gibi çeşitli nedenlerle firmanın finansal yapısı çok sağlam olmuş olsa bile maalesef bu tür şirketlerin ticari hayatları kısa bir süre sonra sona ermiştir. 
Firmanın geleceğe dönük mevcut misyonunu eda etmesi ve uzun dönemde hayatiyetini devam ettirebilmesi için belli bir kurallar manzumesi oluşturmalı ve bunları hayata geçirilmesi gerekmektedir. Kurumsallaşma süreci sadece şirket sahibi tarafından değil; şirketteki bütün çalışanlarıyla birlikte hareket edilerek yapılması gereken çok önemli bir çalışmadır. şirket organizasyonu içerisinde görev almış en üst düzeydeki çalışandan en alttaki çalışana kadar herkesin değişime ve gelişime açık olması ve inanması gerekir.  Eğer bu hedef birliği sağlanamamışsa o işletmede çalışan herkes gününü kurtarma peşinde koşmaya devam edecek; dolayısıyla geleceğe dönük planlar güdük kalmış olacaktır. 
Kurumsallaşmaya şirket ortaklarının ortaklık yapılarını yeniden gözden geçirerek yazılı hale getirmekle başlanması lazım. Bu ortaklık sözleşmesine istinaden Şirketin değişmez prensipleri belirlenerek uygulanabilir ŞİRKET ANAYASASI oluşturulması sağlanmalıdır. Bu anayasa gelecek nesiller tarafından da uygulanabilirliğini sağlamak için gerekli tedbirler mutlaka alınmalıdır. 
Dünyada sadece teknolojik gelişmeler olmamaktadır. Satış, pazarlama, yönetim, ar-ge, uluslar arası kurallar, devletlerin oluşturdukları birlikler, alternatif pazarlar, üretilen ürünlere ilave sektörlerin oluşması, rekabet şartlarının değişmesi, finansman tekniklerinin değişmesi gibi alanlarda çok hızlı değişimler yaşanmaktadır. Dünyada gelişen her alandaki bu yeni gelişmelere ayak uydurmak için şirketin yapısının esnek bir hale getirilmesi kaçınılmaz bir gerçektir. Dolayısıyla her 6 ayda bir işletmedeki işleyiş ve iş akışları mutlaka gözden geçirilerek değişen ve gelişen şartlara göre eksikler tespit edilmeli;  zaman kaybetmeden gerekli tedbirler alınarak uyumlaştırma süreçleri hayata geçirilmelidir.  İşte şirketin yönetilmesi için konulan bu kurallar ve oluşturulan bu anayasa, değişen ve gelişen yeni dünya şartlarına göre hareket kabiliyetini artırarak, şirketin daha aktif hale getirilmesi sağlanmış olacaktır. 
Kâinatta bir kural vardır: ister av ol istersen avcı ama hızlı olmak zorundasın. Hızlı olabilmek, etraftaki tehditleri, fırsatları ve yeni oluşan imkânları görebilmek için işletmelerde uzmanlaşmanın sağlamasına fırsat verilmeli.