Einstein doğduğunda, annesi kafasının çok büyük olması nedeniyle deformasyona uğradığını düşünerek onu doktora götürür ancak doktor onlara endişe edilecek bir durum olmadığını söyler. Annesi başarılı bir piyanisttir. Oğlunun da iyi bir müzisyen olmasını ister ve altı yaşındayken ona keman dersleri verir ancak o İskambil kâğıtlarından evler inşa etmeyi daha çok sever. Ayrıca, beş yaşında babasının ona hediye ettiği pusula ibresinin nerede olursa olsun hep aynı yönü göstermesi daha çok ilgisini çeker. Dokuz yaşına kadar konuşma güçlüğü olan bir çocuktur. On yedi yaşında, üniversite giriş sınavında sınavın bilim bölümünü başarmış ancak tarih, dil ve coğrafya gibi bölümlerde başarısız olduğu için üniversiteye kabul edilmemiştir. Üniversite giriş sınavına tekrar girmeden önce ticaret okuluna gitmek zorunda kalmış ve bir yıl sonra tekrar sınava girerek üniversiteye kabul edilmiştir. Üniversite yaşamı da ona çok sıkıcı gelir. Verilen derslerin çağdaş olmadığını bahane ederek, dersleri asmaya başlar. Daha çok evde kalmayı ve bilim üzerine yazılmış yeni eserleri okumayı tercih eder. Son bir hamle ile üniversiteyi bitirir ancak hocalarının hiçbiri referans olmadığı için iş bulamaz. İki yıl çeşitli işlerde kısa süreli çalışır. Sonra bir arkadaşı ona Bern’de İsviçre patent ofisinde diğer insanların icatlarının mümkün olup olmadıklarını inceleyip rapor etmek üzere memur olarak çalışacak bir iş bulur. Bir süre sonra da ailesinin şiddetle karşı olduğu kolejden aşkı ile evlenir. Patent ofisinde, patent memuru olarak hafta da altı gün olmak üzere yedi yıl çalışır. Aynı zamanda Zürih üniversitesinde doktora çalışmasını yürüterek, 1905 yılında doktora unvanı almaya hak kazanır.  Patent ofisinde çalışırken bilimsel makaleler yayınlamayı da ihmal etmez. 1907-1915 genel rölativite teorisini geliştirir ve çalışmaları 1920 yılında genel kabul görür. 1921 yılında da, 21 yıllık uğraşı sonunda, Nobel ödülü almaya hak kazanır. 1933 yılında Hitler’in gücü ele geçirmesi sonrası, Yahudi bir ailenin çocuğu olması nedeniyle doğduğu Almanya’yı terk etmeye zorlanır.  Amerika ya göç eder ve 1940 yılında da Amerikan vatandaşı olmaya hak kazanır. 1952 yılında kendisine İsrail devlet başkanlığı önerilir ancak o insan ilişkileri ve yönetimi konusunda becerikli olmadığını ve yaşının da ileri olduğunu belirterek bu teklifi geri çevirir. 1955 yılında, 76 yaşında, bu hayata veda eder. Saçlarını taramayan, kılık kıyafetine özen göstermeyen, ömrü boyunca resmi toplantılarda dahi çorap giymeyi reddeden, çok sık sigara içmeyi tercih eden, bu şahsiyet, başarısını şu sözlerle özetliyor: Aylarca ve yıllarca düşündüm ve planladım, doksan dokuz kez sonuç yanlıştı ama yüzüncü kez ben doğruydum. Bir başka ifadesinde de şöyle diyor: Başarmam çok akıllı olduğumdan değil, problemlerle çok uzun süre beraber olduğumdandır.
Devam edecek…