Bu vesileyle sizleri saygıyla selamlıyorum.

      Bayburt, tarihi ve kültürel zenginlikler bakımından müstesna şehirlerden biridir.
 Bayburt, kendisini ikiye bölen Çoruh nehriyle, ihtişamıyla misafirlerini selamlayan tepede Bayburt Kalesiyle, meydandaki saat kulesiyle, Dede Korkut Türbesiyle, Aydıntepe Yeraltı Şehriyle, Selçuklulardan Kalma Camileriyle, turistik mağaralarıyla bir başkadır.

         Bayburt denince akla, Dede Korkut, Şair Zihni, Abdulvahap Gazi Hazretleri, Ekmelüddin Baberti Hazretleri geliyor. Celali, İrşadi, Hicrani geliyor.

         Kahramanlık denince, göğsümüzü gere gere Kop Dağında yatan 15 bin şehit, Kocatepe’de Yüzbaşı Şehit Ağah, Bağdat’ın kapısına dayana Genç Osman geliyor.

Bayburt denince, mert, dürüst, zeki ve çalışkan insan gelir akla. Yardım sever, Mazlumun yanında olan, muhtaca yardım eden, ağlayanı güldürendir Bayburtlu. 

Eğilmez, dik durur, dik duranı alkışlar.

         Değerli Milletvekilleri;

Bayburtlu, tarihin her döneminde vatanı, bayrağı, milleti için kahramanca çarpışmış, galip gelmiş, bu uğurda canını ve kanını feda etmekten çekinmemiştir. Bütün cephelerde savaşmış olan Bayburtlu şehidi her şehitlikte görmek mümkündür.

Böyle bir ecdada sahip olmanın gururu ve mutluluğu ile başımız her zaman dik ve şehitlerimizin kanlarıyla şekillenmiş bayrağımız her zaman göklerdedir.

Bizlere düşen en büyük görev ise, canları ve kanları pahasına bu toprakları bize vatan yapan ecdadımızın emaneti olan Cumhuriyetimize sahip çıkmak, ülkemizi sevmek, birliğimizi ve bütünlüğümüzü koruyarak, ülkemizi ve şehrimizi daha çağdaş ve mutlu yarınlara taşımaktır. 

Değerli Milletvekilleri;

Milletimiz I. Dünya savaşında yeni bir tarih yazmıştır.

 Şanlı tarihimizdeki kahramanlık destanlarından biri de şehrimizde yaşanmıştır.  

Bu destan, yiyecek ekmek, giyecek çarık bulamayan milletimizin iman ve azminin, metanet ve gücünün açık bir göstergesidir.

Bu yıl Bayburt’un düşman işgalinden kurtuluşunun 95. yılını kutlayacağız.

Bir kez daha kahramanlarımızı yad edeceğiz onlarla övünç duyacağız gururlanacağız.

Bu mücadele, gurur duyduğumuz kahramanlıklar yanında bilinmesi gereken mezalimlere de sahne olmuştur.

Savaş sırasında Rusların bölgeden çekilmesiyle civarda yaşayan Ermeniler, kendilerine yüzyıllardır kucak açan canını, malını ve namusunu kendi canı, malı ve namusu gibi gören bu aziz millete akla gelmeyecek işkenceler yapmış, taş üstünde taş bırakmamış, kadın, çocuk, yaşlı ayırt etmemişlerdir

Taş mağazalar katliamı, diri diri halkın yakılması ve Yukarı Kırzı köyündeki on dokuz kız ve gelinin namusları uğruna kendilerini kuyuya atmaları, insanlık adına kara bir leke olarak, tarihte yerini almıştır.

 Bu yapılan zulüm ve işkenceleri en iyi şekilde ortaya koyanlardan biri de, o dönemde Rus ordusunda hemşirelik yapan Tatyana Karameli’dir.

Karameli, anılarında o dönemde Bayburt’ta yapılan işkenceleri gözler önüne sermiştir.

Anılarının bir bölümünde; Ermenilerin Bayburt’tan çekilirken 150 kadar çocuğu zorla yanlarında götürdüklerini ve bu masumların bir kısmını vahşice katlettiklerini, yollardaki naaşlarından anlaşıldığını acı biçimde anlatmaktadır.

Şimdi, bize düşen görev ise, o yıllarda yaşanan acıları anlayabilmek ve bu acılardan ders çıkarabilmektir.

Yüce Mevla bizlere bir daha bu acıları yaşatmasın diyor, aziz şehitlerimizi minnet ve rahmetle anıyorum.

Değerli Milletvekilleri; 

Diğer taraftan, malumunuz, Anayasa Mahkemesinin Milletvekili seçiminde nüfusa bakılmaksızın her ilin en az iki milletvekili çıkarmasını içeren maddeyi iptal etmesiyle ilimiz tek vekille temsil edilmektedir.

 Sayın Başbakanımız ise, bu durumdan dolayı Bayburt’un 2. Milletvekili olduğunu ifade ederek bizleri şereflendirmiştir. Buradan, Bayburt adına Sayın Başbakanımıza şükranlarımı sunuyorum. 

Değerli Milletvekilleri;

Bugüne kadar ilimize yapılan hizmetlerden dolayı başta sayın Başbakanımıza olmak üzere hükümetimizin değerli üyelerine şahsım ve Bayburt adına teşekkür eder, bu Kurtuluş Günü’müzün hayırlara vesile olmasını dilerim.

Hepinize saygılar sunarım.