Bayburt Milletvekili Bünyamin Özbek” Güzel Bayburt’umuzun, tarih içerisinde hep acılar, zulümler ve yokluklar yaşamıştır. Geçtiğimiz yüzyılda, Türk Milletinin üzerine bir karabasan gibi çöken işgal günleri ve muhacirlik dönemleri de, Bayburt insanı için acı dolu geçen yılları beraberinde getirmiştir.”

“Ermeni işbirlikçiler ile birlikte hareket eden Rus kuvvetlerinin ve ardından Bolşevik ihtilalı sonrası Rusların çekilmesi ile kontrolü tamamen ele geçiren Ermeni Çetecilerinin, Bayburt ve havalisinde yaptıkları zulüm ve katliamlar, yüzü yokluk ve biçarelik sebebi ile zor gülen insanımızı yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bırakmıştır.” Açıklamasını yapan Özbek mesajının devamında;

“ Bayburt halkı bu toprakları terk etmek ya da bu topraklarda canından olmak gibi her ikisi de kabul edilemez mecburiyetlerle baş başa bırakmıştır. Ancak tarih bize şunu haykırıyor. "Bizi öldürmeyen her darbe bizi daha da güçlendirmiştir. Bu milleti top yekûn yok edemeyen her çaba, zalimin karşısına daha da kılıcı keskin bir Türk milleti çıkarmıştır." Tarih yazmayı gelenek haline getiren milletimiz, 1918 yılında başlatılan mücadele ile güzel Bayburt’umuza tekrar bağımsızlığını kazandırmıştır.

Bu gün ülkemiz, barış ve huzur içerisindedir. Şehrimiz, Bayburt’umuz, sükûn içerisindedir. Bu sükûneti bozmaya çabalayanlara bir çift lafım var. Buna gücünüz yetmez, yetmeyecek. Dedik ya biz zor günlerin adamıyız. Bu toprakları Rus ve Ermeni zalimlerinden, 96 yıl önce nasıl tek yumruk olarak temizledik ise bu günde bir yumruk gibi güçlü ve bir o kadarda sağlam duruş içerisindeyiz. Ayağa kalkışın, dirilişin ve kalkınmanın eşiğindeki bir Bayburt’ta her türlü olumsuzluğa göğüs germeyi göze aldık.

Bayburt’un sıçramanın eşiğinde olduğunu belirten Bayburt Milletvekili Bünyamin Özbek;

“ Ülkemiz bir sıçramanın eşiğindedir. Kendisinden sonra gelecek yeni nesillerin hürriyetini, canından aziz sayan bir inancın bayraktarlığını yapmış, tarihin her devrinde âleme nizam yayma ülküsüne sahip büyük bir millet olarak, kutsal değerlerinin tecellilerini hâkimiyet kurduğu coğrafyalarda ve üzerinde hâkimiyet kurduğu milletler üzerinde sergileyen asil duruşun sahipleriyiz.

Geçtiğimiz yüzyıl içerisinde, açlık, yokluk, sefalet ve daha birçok imkânsızlıklar içerisinde iken, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK' ün önderliğinde, insanüstü bir mücadele ile verilen Kurtuluş Savaşının sahipleriyiz. Yeryüzünde bu imkânsızlıklar içerisinde ve bu büyüklükte bir kurtuluş mücadelesinin sahibi başka bir millet yoktur. Mücadelemiz bu savaşı takip eden yarım asırda, birçok ulusa ilham kaynağı ve birçok devletin bağımsızlığını yeniden kazanmalarına vesile olmuştur.

Burada, aziz şehitlerimize de seslenmek istiyorum. Biliyorum, sesimi duyuyorsunuz. Büyük Türk Milleti'nin her neferinin, kutsal değerleri uğruna bütün varlığını feda etmeye hazır olduğunun âleme haykırılışını ve dünyanın hafızasına nakşedilişini, insanlığın en yüksek mertebesine ulaşmış siz, şehitlerimize borçluyuz.

Bu vesile ile Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu ve Kurtuluş Savaşımızın Baş Komutanı Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarının, bedelini bin yıl sonra bir kere daha kanınızla ödeyerek bu toprakları vatan kılan ölümsüz şehitlerimizin önünde saygıyla ve minnetle eğiliyorum. Ruhunuz şad olsun.”