Bayburt’u sevmek sözle olmaz, tarihine, kültürüne, insanına ve geleceğine saygı duymak gerekir. Bu güzel Türk yurdunu böylesine ucube bir hale dönüştürdüğümüz için hepimiz suçluyuz. Zira tarihini koruyamadık, dokusunu koruyamadık, ne yazık ki, gecekondu kasabasına dönüşen bir realite ile karşı karşıyayız. Bu gerçeği kendimize itiraf etmek ve oturup durumu nasıl düzelteceğimizi konuşmamız gerekiyor. Yeni bir yerel yönetim seçimini yaşayacağımız bu dönem, Bayburt’un geleceğini konuşmak için önemli bir fırsattır. Yerel yöneticilerimizin elini güçlendirecek, onları yapmaları gereken doğrulara doğru hareketlendirecek bir oluşumu harekete geçirmek zorundayız. Ben buradan sevgili Bayburt’lu kardeşlerime seslenmek istiyorum, bu ucube binalar yakışıyor mu bize, yakışıyor mu ecdadımıza, elli yıl önceki Bayburt fotoğrafları ile bugünkü fotoğrafları karşılaştırdığımızda utanç duyulacak bir manzara ile karşı karşıyayız. Burada öncelikle kamu erkini kullanan yöneticilerimize açık bir çağrıda bulunmak istiyorum. Kamu kaynağını kullanarak yapılan bu rezil binalar derhal yıkılmalıdır. Bunların başında Belediye binası ve polis evi gelmektedir. Bu iki bina derhal ve acilen yıkılarak, altına otoparklar, üzerine ise yeşil alanlar tesis edilmelidir.

Bunun için bir imza kampanyası başlatmak istiyorum, tüm hemşehrilerimden destek bekliyorum, konuyu sayın bakanlarımız ile de görüşererek gündeme getireceğım. Tarihi dokunun ortasına saplanmış bu hançerleri Bayburt’un ortasından derhal söküp atalım. Dostlarımızı, arkadaşlarımızı, çocuklarımızı Bayburt’a getirip gezdirmeye neredeyse utanıyoruz. Ortada Safranbolu gibi, Mardin gibi muhteşem örnekler var, biz neden tarihi dokumuzu koruyamadık, eğer Bayburt’u eski dokusuna kavuşturabilir isek bundan inanın hepimiz daha karlı çıkacağız ekonomik olarak… ancak ekonomik getiriden daha önemli olanı, elbette manevi borcumuz ve sorumluluklarımızdır. 

Sevgili hemşehrilerim, sadece bir köprüsü ile Dünya üzerinde eşsiz bir şehir olan MOSTAR’ı dikkatlerinize sunuyorum. Çoruh nehri üzerindeki o sayısını bilmediğim rezil, çirkin, ucube köprüler bize yakışıyor mu? Lütfen yöneticilerimiz üzerinde baskı kuralım ve bu köprüleri yıkıp yeniden yapalım. Mostar köprüsünü yeniden yapan taş ustalarımız var, ancak köprümüz yok, bir tane düzgün taş konağımız yok, tarihi konaklar çürümeye terkedilmiş, beton yığınları, rezil binalar her tarafımızı sarmış…yazıktır, ayıptır ve günahtır…. 

Baksı müzesinin kazandığı ödülü duydunuz sanırım, sevgili hocamız Hüsamettin Koçan beye çok şey borçluyuz. Bizi tüm Avrupa’ya tanıttı, ama eminim kendisi bu müzeyi görmeye gelmek isteyenleri Bayburt’un içine getirmek istemeyecektir, zira mahcup olacaktır…

 Sevgili Bayburt’lular, lütfen yeni seçilecek belediye başkanımıza soralım, bu rezil belediye binasında çalışmaya devam edecek mi? yoksa o gayrimeşru binayı yıkacak mı? Polis evinin yıkılması için girişimde bulunacak mı? Çoruh üzerindeki o rezil köprüler için ne düşünüyor, Çoruh kenarındaki o barakalar için ne düşünüyor? Lütfen bu soruları soralım ve cevaplarını isteyelim…

Güzel vatanımızı bu işgalden kurtarmak için sağduyu sahibi tüm hemşehrilerime seslenmek istiyorum, lütfen ayağa kalkalım ve Bayburt’a sahip çıkalım, tarihimizi, kültürümüzü yeniden ayağa kaldıralım ve ülkemizin en güzel köşesini, en sadık Türk yurdunu geçmişi ile yeniden buluşturalım…bu rezilliğe bir son verelim artık…..

Selam ve sevgilerimle

Kenan YAVUZ