Bayburt merkez Yakutiye camii din görevlisi Enis Aslan hoca’ nın Kuran tilavetiyle başlanan programda açılış konuşmasını yapan il müftüsü Kemalettin AKSOY. ’’Camilerimiz beytullahın şubeleridir, ülkemizin manevi tapularıdır. Müslüman için camisiz ezansız bir hayat düşünülemez. Camilerimizde okunan ezan ülkemizin bağımsızlığının en güzel göstergesidir. Din görevlilerimiz hayatımızın her alanında görev yapmaktadır ;Çocuk doğduğunda kulağına ezan okunması, öğrenciliğinde K.Kerim ve dini bilgilerin öğretilmesi ,evlenirken nikahının kıyılması, vefatında yıkanıp cenaze namazını kıldırılması  gibi bir çok görevi din görevlileri yerine getirmektedir. Din görevlisi engelli cemaat’in ide düşünmeli,onlar için cami içinde rahat bir ibadet ortamı sağlamalıdır.

    İl müftülüğümüz bünyesinde açılan yaz kuran kurslarına geçen yıl 2 bin üç yüz kişi gelmişti, bu yıl ise bu rakam 6 bini geçti, inşallah bundan sonraki yıllarda sizlerin ve bizlerin gayretiyle bu rakam daha fazla olacaktır.2011 in sonunda 82 bin 693 camimiz  vardı, şu an 84 bini geçti. Diyanet işleri başk. Bünyesinde 120 bin civarında personel çalışmaktadır ’’dedi.

Programda konuşan Bayburt Valisi İpek, “Diyanet İşleri Başkanlığımız toplumun güncel ihtiyaçlarını belirleyerek, daha aktif hale getirmeye başladı. Camiler ve Din Görevlileri Haftası'nı engeli vatandaşlarımızın ihtiyaçları belirleyerek bunların çözüm yollarını bir hafta boyunca Türkiye’de konuşacağız. Ben sizlere cami ve din görevlisinden beklentilerimi belirteceğim. Birçok şey söylendi, camiler İslam nişanıdır, ibadet yeridir, ezanla başlayıp dua ile terk edilen bir mekan olmamalı. Cami, Müslümanların bir araya geldikleri, yalnızlık çeken bir insanın yalnızlığının dindiği, hastaların dertlerini paylaşan din görevlisi ve cemaat ile ağrılarının hafiflediği, evinde imkansızlıktan ders çalışamayan örgencilerin ders çalıştığı ve herkesin kendisinden bir şey bulacağı bir cami hayal ediyorum. Tarihimizde camiler böyle donanımlı idi. Osmanlı'da camilerinin yanında imareti, medresesi, sübyan mektebi ile birbiri ile entegreli çalışmışlardır. Her Cuma ayrı bir camide cuma namazını kılmaya çalışıyorum. Camilerimiz çok düzenli ve temiz, bu durum beni çok sevindiriyor.” dedi.

      Prof. Dr. Mustafa Kahraman ise din görevlisi kelimesi ve algısı üzerine konuştu. Kahraman, şunları söyledi: "Din görevlisi olmak daha resmi, isteksiz bir kavramdır. Bunun yerine yeni teklif; din gönüllüsü. Din gönüllüsü teklifi gelince ben de bu din adına, durumdan kendine vazife çıkararak bir şeyler yapmak istiyorum, din gönüllüsü olarak mesai mantığını reddediyorum."

"KADINLARI 'CAMİ ENGELLİ' HALİNE GETİRDİK"

Camiler üzerinde erkekler kadar kadınların da hakkı bulunduğunu ifade eden Kahraman, şöyle devam etti: "Engelsizler kadar engellilerin de hakkı vardır. Onun için yakın bir zamana kadar mabetlerin ikliminden engellenen, mahrum bırakılan ilk engelliler kadınlardır. O kadar kadınlardı ki mimarimizde kadınlarımızın rahatlıkla ibadet edebileceği ne bir şadırvan ne de bir özel mekan düşünülmemişti. Hz. Peygamber (SAV) bu ihtiyacı kendi hayatında hissetti. Erkeklerin kafasındaki engelleyici anlayışı kırmak için o gün 'Allah'ın kadın kullarını mescitlerden engellemeyin' dedi. Bazı şikayetler üzerine mescide özel kapı açtırdı. Kadınlarımız rahat ibadet edecekleri mekanı bizzat kendisi tesis etti, çünkü bu bir ihtiyaçtı. Cami içersinde oluşacak mabet iklimini kadınların evlerinde bulmaları mümkün değildir. Orası ayrı bir yer onun için. Peygamber'den sonra Müslümanlar tek taraflı rivayet devreye soktular ve kadının evinde ibadet etmesini savunup durdular. Bunun için bir fitne söylemi icat edildi. Ben de yılarca bu fitne söylemini araştırdım. Fitneyi buldum, fitne erkeklerin kafasında. Böyle olduğu için biz kadınları mabetten kovarak, kadınları 'cami engelli' ilan ederek, onların bulunmadığı mekanda rahat rahat ibadet ettik” Dedi.

       Bayburt din görevlileri dernek başkanı Engin Yazıcıoğlu Konuşmacı prof.dr. KAHRAMAN’a hediye takdim etmesiyle program sona erdi.