Tesiste yaklaşık 15 gündür deneme üretimi gerçekleştirdiklerini aktaran Yılmaz, üretimin devam ettirilmesine yönelik kayda değer veriler elde ettiklerini belirtti. İşadamı Yılmaz, üretim için laboratuar ortamında çeşitli tahliller yaptırdıklarını bildirerek, “Tahlil sonuçları gösteriyor ki, Bayburt’ta çay imalatı hakikaten diğer illerden farklı olarak daha iyi sonuçlar veriyor. Oralarda boş yere rutubetli ortamlarda uğraşmaya gerek yok. Burada bu iş diğer illerin hepsinden daha güzel oluyor.” şeklinde konuştu.

Çay imalatının yüksek maliyeti olduğunu anlatan Yılmaz, çayın yanması ve bozulmasını önlemek için yapılan işlemlerin ek maliyet getirdiğini ve Bayburt’un bu açıdan avantajlı olmakla birlikte buradan elde edecekleri geliri de üretilen ürünlerin nakliyesi için kullanacaklarını bildirdi.

İşadamı Mehmet Yılmaz, Bayburt’ta bu yatırımı yapmadan önce kapsamlı bir çalışma yaptıklarının altını çizerek, “Araklı tüneli çalışması daha ortada yokken ben bunun çalışmasını Zigana’yı düşünerek yaptım. Bu yoldan maliyetin yüzde 30 daha düşük olduğunu gördüm. Yani burada yaptığımız üretim nakliyeye rağmen Trabzon’da, Rize’de yapılan üretimden yüzde 30 daha karlı. Bu da tamamen rutubetin olmamasından kaynaklanıyor.” dedi.

İşadamı Yılmaz konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Sadece bu çalışmaları yapmadık. Çayın tortusu olan, biz buna kafein tozu diyoruz, gübre olarak da kullanıyoruz. Buraya getirdim ve yıllarca sakladım fakat çürüme gibi bir durumla karşılaşmadım. Karadeniz’de bir yağmur vurduktan sonra müthiş kötü bir koku çıkarır ve gübre olarak kullanılır. Fakat Bayburt’ta ıslanmasına rağmen bu çayı çürütemedik. Şimdi ise akşamları soldurmaya koyuyorum, sabahları baktığımda buz gibi olduğunu görüyorum. Sanki buzdolabında ya da özel bir yerde bunu saklamışsın gibi sapasağlam.”

Bayburt’ta imal edilen çayın kıyı bölgesinde imal edilen çaylarla karşılaştırılmasının doğru bir kıyaslama olmayacağını söyleyen Yılmaz, ürün lezzetine hava şartlarının doğrudan etki ettiğinin altını çizdi.

Tesisin günlük imalat kapasitesinin şimdilik 25 ile 30 ton arasında değiştiğini dile getiren Yılmaz,  tam kapasiteyle imalata geçildiği zaman bu miktarın 80 tona kadar çıkabileceğini belirtti. Yılmaz, tesisin istihdam kapasitesine yönelik bir soruya ise, tesiste yapılacak üretimle doğrudan bağlantılı olarak istihdam sağlanacağını fakat en az 20 kişilik bir istihdamın öngörüldüğü şeklinde cevap verdi.  Çayın kıvrılması aşamasında metal gövdeli çelik konseksiyon kullanımının ilk olduğunu vurgulayan Yılmaz, sektörde bu uygulamanın da yine ilk defa Bayburt’ta hayata geçirildiğini aktardı.

İşadamı Yılmaz, ileriye yönelik üretimden-tüketiciye kadar entegre bir tesis kurmayı planladıklarını söyleyerek konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı, “Türkiye’nin kahvaltı kültürü değişti. Nereye giderseniz gidin kahvaltıda çay vardır. Çay üretiminin hepsi kalitelidir, yeter ki bunun imalatını düzgün yapın. Çay aslında Çin de bir şifa bitkisi olarak kullanılıyor, Yeşil Çay gibi. İçerisinde dokuz tane enzim maddesi bulunuyor. Burada, doğal havada yeşil çay üretmeyi de düşünüyorum. Çay-Kur önce çayı şokluyor, ondan sonra onu kurutuyor. Bu sayede çay yeşil kalıyor. Buna Bayburt’ta gerek yok. Çay-Kur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu da bu bölge üzerinde çalışıyor. Çay imalatını rutubetsiz bir bölgede yapma gibi bir çalışmaları var.”