Bu zafer, sadece milletimizin kurtuluşuna vesile olmamış, 200 yıl dünyada sömürü düzeni kuran emperyal güçlerin çarkında ezilmiş tüm mazlum milletlere de örnek olmuştur.

Bugün ise; ikinci dünya savaşından sonra değişen dünya düzeninde, askeri gücün yerini finans ve tekonoloji gücünün aldığı yeni bir sömürü düzeni tüm vahşiliği ile devam etmektedir. 

İşte Türkiye Cumhuriyeti, bu yeni mücadele düzeninde güçlenen ekonomisi, bağımsız teknolojik hamleleri ve mazlum dünya devletlerine yeniden bayraktarlık yapma potansiyeli sebebiyledir ki; sürekli olarak taciz altında tutulmakta, içte ve dışta güçsüz düşürmek için her türlü ihanet organizasyonlarına maruz kalmaktadır.

Türk Milleti olarak bize düşen ise,  “tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” ülküsü ile birlik ve beraberliğimizi daha da güçlendirmek, gücümüzü kendimizden ve değerlerimizden almak ve çok daha fazla çalışmaktır.

 

Bu duygu ve düşüncelerle hemşerilerimin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutluyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde bu zaferi bize armağan eden İstiklal mücadelemizin tüm kahramanları başta olmak üzere, bütün şehit ve gazilerimizi minnet ve şükranla anıyorum.