Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından 6 Eylül tarihinde Bayburt Üniversitesi Rektörlüğüne atanan Prof. Dr. Gökhan Budak, akademik personelinden idari personeline ve öğrencisine üniversiteyi oluşturan tüm kesimlerin fikirlerinin değerli olacağı, herkesin sevgi ve saygı göreceği iddiasıyla çıktığı yolda üniversitenin yönetim ve eğitim faaliyetlerinin merkezine “önce insan” anlayışını yerleştirmenin en önemli hedefi olduğun belirtti.

              Bayburt Üniversitesi Rektörlüğüne atandıktan sonraki ilk mesajını yayınlayan Prof. Dr. Budak öğrencilere, akademik ve idari personel ile Bayburtlulara seslendi.Yeni bir döneme ve yeni bir akademik yıla merhaba dediklerini, Bayburt Üniversitesi açısından bu yeni dönemin ve 2012-2013 akademik yılının başarı ve huzur getirmesini dileyen Rektör Budak mesajında şunları kaydetti; “Öncelikle Bayburt Üniversitesi açısından yeni bir döneme ve yeni bir akademik yıla merhaba diyoruz. Bu vesile ile hepinizi sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyor, üniversitemiz açısından bu yeni dönemin ve 2012-2013 akademik yılın üniversitemize başarı ve huzur getirmesini diliyorum.

               Bizim üniversitemiz anlayışıyla akademik personelinden idari personeline ve öğrencisine üniversiteyi oluşturan tüm kesimlerin fikirlerinin değerli olacağı, herkesin sevgi ve saygı göreceği iddiasıyla çıktığımız bu yolda üniversitemizin yönetim ve eğitim faaliyetlerinin merkezine “önce insan” anlayışını yerleştirmek en önemli hedefimizdir.

           Üniversitemizin kalitesi sizlerin kalitesiyle doğrudan orantılıdır. Güzel ülkemizin neredeyse her bölgesinden aynı kilimin farklı desenleri olarak kabul edilebilecek güzellikte bir öğrenci profili ile yeni bir akademik yıla merhaba diyeceğiz. Bizleri çok yoğun ve yorucu bir dönem bekliyor. Ülkemizin geleceğini inşa ediyor olduğunuzun şuuru içerisinde elinizden gelenin en iyisini yapacağınıza olan güvenim tamdır. Yetiştirdiğimiz öğretmenlerin, mühendislerin, iktisatçıların, işletmecilerin veya her sektör için hayati öneme sahip meslek yüksekokulu mezunlarımızın teorik ve uygulamaya dönük bilgilerle donatılması çok önemlidir. Ancak bundan daha önemlisi mezunlarımızın insanî özellikler bakımından da geliştirilmesidir. Hangi mesleğe sahip olursa olsun insana saygı duymayan, iş ahlakından yoksun insanlar ne kadar bilgili olursa olsun insanlık için ciddi bir zaaf noktasıdır.

                   Birer aydın olma ve aydınlar yetiştirme mesuliyetini taşıyan bizler ülkemizin en büyük problemlerinden biri haline gelen aydın şizofrenisine yakalanmadan bu coğrafyanın değerleri ile barışık, herkes gibi düşünmesek de herkesin fikrine saygılı özgür bir akademik ortamı inşa etmek zorundayız. Aynı zamanda Bayburtlu bir mütefekkir olan meslektaşımız Durmuş Hocaoğlu’nun aydın şizofrenisini kendi kutsallığına iman etme keyfiyeti, aydının halkın bütün gelenekleri, birikimleri ve inanç sistemleri ile kavgalı olması olarak tanımlıyor. Evet, saygın bir mesleğe sahibiz ve akademik özgürlük üniversiteler için vazgeçilmezdir. Ancak, hiçbir özgürlüğün sınırı başkalarının hele hele içinde yaşadığımız toplumun değerlerini hor görecek, küçümseyecek genişlikte değildir. İnsanın kendisine kutsallık atfederek ben/biz ve diğerleri ayrımına gitmesi hastalıklı bir tutumdur. İnançlara, kültürel değerlerimize sahip olmayı ya da onlara saygı göstermeyi aydın olmanın önündeki engeller olarak görmek oryantalist düşüncenin bu ülke aydınına dikte ettiği tehlikeli bir hastalıktır. Bizler biran önce bu hastalıklı tutumdan vazgeçmek ve değerlerimizden aldığımız ilhamla bilgi ve teknoloji üreterek, insan yetiştirerek bu ülkenin güçlü geleceğine katkı sunmak zorundayız. Bu bağlamda yapacağınız her türlü akademik çalışmaya maddi ve manevi her türlü desteği verecek, üretenin daha fazla değer göreceği bir yönetim anlayışını hâkim kılmaya çalışacağız.

     Bir kısmınız akademik eğitimine devam ederken bir kısmınız ise yeni bir başlangıç yapacak. Bir üniversiteden diploma almak geleceğiniz açısından önemlidir ancak nihai hedefiniz olmamalıdır. Unutmamalısınız ki bugün olduğu gibi yarında sizlerle aynı mesleği yapacak olan binlerce insan olacak. Ancak onlardan bazıları diğerlerinin arasından sıyrılarak itibar ve ikbal sahibi olabilecek. İşte bu farklılığı oluşturacak olan şey, aldığınız rutin eğitimin dışında kendinizi eğitmek adına yapacaklarınız olacaktır. Size sunulacak olan tüm eğitim imkânlarının üzerinde yetmiş dört milyonun hakkı olduğu mesuliyetini aklınızdan çıkarmadan hareket etmek zorundasınız. Öğrenmek için verilenle yetinen değil daha fazlasını isteyen ama hepsinden önemlisi üreten bireyler olarak yetişmeniz en büyük hedefimizdir. Bu bağlamda daha iyi yetişmeniz adına şartları zorlayarak sizlere her zaman daha fazlasını sunmanın gayreti içerisinde olacağız.

           Üniversitemiz veya içinde yaşadığımız şehir zaman zaman beklentilerimizin tamamını karşılamayabilir. Sizlerden beklentimiz sahip olduğunuz değerleri bir kavga aracına dönüştürmeden bize ev sahipliği yapan bu şehrin kadirşinas insanlarıyla huzur içinde yaşamanız ve bu şehrin değerlerine saygı göstermenizdir. Bayburt Anadolu mayasını temsil edecek zengin bir kültürel mirasa sahiptir. Farklılıkları bir zenginlik kabul ederek bu şehrin kültürüne katkı sağlayabilir, içinde yaşayacağınız bu kültürle zenginleşebilirsiniz. Umuyorum ki Bayburt halkı sizi sevgiyle kucaklayacak, problemlerinizi çözmek için bugüne kadar olduğu gibi bu günden sonra da elinden gelen gayreti gösterecektir.

             Üniversitemizde akademik faaliyetler kadar altyapı hizmetleri de büyük bir öneme sahiptir. Sizler olmadan bu faaliyetleri sağlıklı bir şekilde yürütebilmemiz mümkün değildir. İdeal bir üniversite hedefimizi gerçekleştirebilmemiz ancak sizlerin yapacağı özverili çalışmalarla mümkün olacaktır. Bu bağlamda sorun değil çözüm üreten, insana saygıyı merkeze alan bir hizmet anlayışını hâkim kılmak en önemli hedeflerimiz arasında olacaktır. Sizlerin üreteceği hizmetlerdeki aksaklıkların doğrudan üniversitelerin temel görevi olan akademik faaliyetleri sekteye uğratacağı gerçeğini bir an bile aklımızdan çıkarmadan ve sunacağınız katkının değerini farkında olarak çalışmak zorundayız. Akademik personelimiz ve öğrencilerimiz unutmamalıdır ki elde edilen bir başarı varsa bu başarının çok göz önünde olmayan gizli kahramanları idari personelimizdir. Altyapı çalışmaları iyi yapılamayan bir üniversitede akademisyenler ve öğrenciler ne kadar kaliteli olursa olsun elde edebileceğimiz başarı sınırlı bir başarı olacaktır. Yine öğretim elemanı ve öğrencilerin mutlu olmadığı bir üniversitede başarının da olamayacağını unutmadan çalışmak zorundayız. Doğal olarak tam bir başarı ancak tüm kesimlerin kendi hizmet alanlarında üretecekleri başarıyla mümkün olacaktır. Milliyetiniz, inançlarınız veya nereli olduğunuz sizler için asla bir itibar veya zillet sebebi olmayacaktır. Yukarıda da ifade ettiğim gibi daha fazla hizmet üreten daha fazla itibar görecektir. 

              Bu üniversite personelinin olduğu kadar Bayburt halkının da üniversitesidir. Hatta bizler geçici olduğumuz için daha çok sizlerin üniversitesidir. Bugüne kadar Bayburt halkının üniversitenin fiziki yapılanmasının bu noktaya gelmesinde diğer birçok illerle kıyaslandığında özverili katkısının takdire şayan olduğunu görmemek mümkün değil. Bu katkının artarak devam edeceğini umuyor ve bekliyorum. Sizlerden beklentimiz gurbet hayatı yaşayan öğrencilerimize sevgiyle kucak açmanız, ailelerinin eksikliğini hissettirmemeniz ve onları farklılıklarıyla kabul etmenizdir. Ümit ediyorum ki Bayburt Üniversitesi Bayburt’la birlikte büyüyecek ve onunla birlikte gelişecektir.

            Bu duygu ve düşüncelerle ailemize yeni katılan tüm öğrencilerimize hoş geldiniz diyor hepinizi en içten duygularla selamlarken yeni akademik yılın hepimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.