Bu yıl Dede korkut şölenlerinin 16.cısını kutladık.
Daha coşkulu ve katılımın fazla olduğu faaliyetlerle gerçekleştirildi.
Şölenler sanki sıradanlaşmaya başlamıştı.
İlk yıllardaki coşkuyu özler hale gelmiştik.
Ve bu yıl, sanki ilk günlere dönmeye başladık.
Birlik ve beraberliğin vurgulandığı birçok toplantılar ve açıklamalar yapıldı.
Öncelikle, Dede korkut şölenlerini memleketimize kazandırmak için emeği geçen başta bürokratlarımız olmak üzere bütün insanlarımıza şükranlarımı sunmak isterim.
İyi ki böyle bir organizasyonu hayata geçirmişler.
Bu yıl ki Dede korkut şölenlerinin sıradanlığının aşılmasındaki en büyük etken, Bayburt dışındaki Bayburt adına kurulmuş vakıf ve derneklerin şölenlere bizzat iştirak etmesi idi.
Birlikteliğin sağlanmasına yönelik çalışmalar yürüten insanlarımıza da burada ayriyeten teşekkür etmek istiyorum.
Amacı Bayburt olan ve Bayburt’u ekonomisi, sosyal yaşantısı, tarihi ile gerçek bir il haline getirebilmek için yapılan çalışmaları en içten duygularımla alkışlıyorum.
Bu çalışmalara yönelik olarak, bazı noktaları vurgulamakta fayda görüyorum.
Şölenlerde üzerine vurgu yapılan noktalardan biri, Bayburt dışındaki vakıf ve derneklerin bir çatı altında toplanması idi.
Bu çatının oluşturulması Bayburt için çok önemlidir. Nasıl ki Bayburt içindeki Sivil Toplum Örgütleri, Sivil Toplum Platformunu kurmuş ve şimdi kurumsallaşmaya yönelik çalışmalara başlamışlar ise, ilimiz dışındaki vakıf ve derneklerinde bunu başarması gerekmektedir. Güç birliği Bayburt için gereklidir. Amaç ve hedef Bayburt ise bunun yapılması şarttır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta ise şudur;
Birileri bu beraberliği istemeyecek veya kendi çıkar ve amaçlarına kanalize etmeye çalışacaktır.
Birileri maddi gücünü kullanıp egemen olmak isteyecektir.
Nede olsa insanoğlunun hamurunda var “ben“ duygusu.
Ama bu düşünceler her zaman ve her yerde olabilir. Birlikteliği sağlamak için yola çıkan insanlarımız, bunlar karşısında yılmamalıdır. Egoist olmamalı, maddiyat ikinci plana atılarak, Akıl, tecrübe, yetenek ve en önemlisi BAYBURT İÇİN NE YAPABİLİRİZ’ in acısı ve sancısı ön plana çıkarılmalıdır.
“BAYBURT, KİŞİ VEYA KURUMLARIN EGOLARINI TATMİN ETMEYE, KAPRİSLERİNİ ÇEKMEYE FEDA EDİLEMEZ.”
Yıllardan beri memleketimiz bu zihniyetten muzdarip olmuş ve istenilen gelişmeyi gösterememiştir.
Demokratik bir ortamda gerçekleştirilecek birliktelik, bu endişeleri ortadan kaldıracaktır. Birlikteliğin nasıl olması gerektiği konusunda ise Bayburt Sivil Toplum Platformunun yapılanması örnek alınabilir. Platformun toplantı ortamını anlamak için en güncel bilgiye ümit beyin www.bayburtmedya.com isimli web sayfasından ulaşılabilir.Burada ümit beye de tarafsız ve objektif yaptığı yayınlardan dolayı da teşekkür etmeden geçemeyeceğim. İyi ki varsın ümit bey…
Hedef Bayburt ise, gerekirse zehir de içeceğiz…
Unutmayalım ki, evlatlarımız ve torunlarımıza yaşanacak bir memleket bırakmalıyız.
Arkamızdan bir Fatiha okunmasını istiyorsak bunu hayata geçirmeliyiz.
Birbirimize katlanmayı öğrenmeliyiz.
Hedef Bayburt değilse isteyen istediğini yapar zaten.
Beraberlik oluşumunda çürük elmalar çıkacak ve dökülecektir de. Bunun da olması lazım. Kim, ne için yola çıkmışsa belli edecektir.
Önemli olan bizlerin halis niyetlerle yola çıkmamızdır. Unutmayalım ki gücümüz bir yere kadar. Çalışmak bizden takdir yaratandandır. Herkesin hesabı varsa elbet onunda hesabı var.
Bayburt’a hizmet etmenin yolu;
Verilen yemekler veya getirilen sanatçılarla övünmek değildir. Bunu söylemekteki kastım birilerini incitmek veya eleştirmek değil. Ancak aynı tarih ve saate iki ayrı kurumun, ayrı ayrı faaliyet yapması ve Bayburt halkının seçime zorlanması hoş bir şey değildir. Bu,  belki organizasyon bozukluğundan kaynaklanmıştır. Ancak insanımızı “öteki-beriki” gibi seçim  yanlışlıklarına,ötekini kırmayayım ama berikinde de şu var diye ikilemde bırakmaya, oradan ötekine  sürüklemeye de kimsenin hakkı yoktur.
Bayburt’a hizmet etmenin yolu;
Bayburt’un ekonomik, kültürel veya sanatsal kalkınmasına yönelik bir şey yapmayanlara ve hatta kırsal kalkınma programı(IPARD) dışında bırakan kurumlara “Ezgertme Beratı” vermekte de değildir.
Bayburt’a hizmet etmenin yolu;
BAYBURT’UN HANGİ SORUNUNU ÇÖZDÜK VEYA ÇÖZÜMÜNE KATKI SAĞLADIK?
Sorusunun cevabında yatmaktadır.
Dikkat edin “Bayburtlunun” demiyorum.
Kişilerin sorunlarını çözmek, memleketin sorunlarını çözmek değildir.
Ancak, Memleketin sorunları çözüldüğünde, insanımızın da sorunları çözülecektir.
Bu yıl gerçekleştiren 16.Dede korkut Şölenlerinin daha canlı ve katılımlı olmasında emeği geçen tüm hemşerilerime şükranlarımı sunar, vakıf ve derneklerimizin bir olarak, tek çatı altında hareket ettikleri haberinin, sabırsızlıkla beklendiğini bildiririm. 
Selam ve dua ile