Bayburt ili, yer altı rezervleri bakımından da zengin değildir. 180 milyon metreküp olduğu tahmin edilen Bayburt taşının ekonomik katkı sağlayabilecek potansiyele sahip olduğu düşünülmektedir. Günümüze kadar, çeşmelerde, türbelerde, camilerde ve evlerde yapı taşı olarak kullanılmıştır. Ancak, KTÜ jeoloji mühendisliği bölümünden bazı bilim adamlarının Bayburt taşı üzerindeki çalışmaları, onun yapı taşı olarak kullanımının çok da uygun olmadığını göstermektedir (Benzer bir çalışma Bayburt üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümünde bir proje kapsamında yürütülmektedir). Su ile temasta dayanımının yarısına kadar yakınını kaybettiği, aşınmaya, donma ve çözünme döngüsüne de dayanıklı olmadığı vurgulanmaktadır. Ancak, nemli iken yumuşak ve işlenebilir olması, farklı renklerde (sarı, beyaz ve yeşil) bulunması, dekoratif amaçlı kullanımının daha uygun olduğunu göstermektedir. Ne var ki, bu yönünün henüz arzu edilir düzeyde ele alınmadığı da bir gerçektir. Taşın ilkel olarak elde edilme yöntemi (patlatma) nedeniyle, büyük bir kısmının tahrip olması (%85 gibi büyük oranda), tanıtım ve pazarlama olanaklarının araştırılmaması, iklim koşulları nedeniyle üretim süresinin kısa olması, inşaat sektörünün yoğun olduğu büyük kentlere uzak mesafede bulunması ve nakliye giderlerinin de fazla olması gibi faktörler, bu taşın kısa vade de arzu edilen ölçekte ekonomik girdiye dönüşmesine olanak sağlayacak gibi görünmemektedir. Bu bağlamda, birkaç müteşebbisin girişimi de henüz istenen sonucu vermemiştir.  

Görüldüğü gibi, sosyal ve ekonomik  kalkınmaya katkı sağlayabilecek potansiyellerin bir kısmının uzun vade de ve zor harekete geçirileceği, daha kolay olanlarının ise kısa ve orta vade de arzu edilen ekonomik katkıya dönüştürülemeyeceği anlaşılmaktadır.

Şimdi gelelim Bayburt ilinin ‘’Bir üniversite şehri’’ olması için yapılması gerekenlere: Öncelikle şunu belirtelim ki; üniversite kendine düşeni fazlasıyla yapmaktadır. Özellikle kampus alanlarının seçiminde bir çok engele rağmen şehrin kentsel dönüşümünü ve gelişimini hızlandıracak ve şekillendirecek biçimde ısrarcı olmaktadır. Bizler, üniversiteye hizmet verecek barınma, taşımacılık, yiyecek ve giyim ve eğlence sektörlerinin geliştirilmesi için toplumun çeşitli katmanları ile toplantılar yaparak ikna ve teşvik çabalarını sürdürmekteyiz. Bu kapsamda, öğrencilerin barınması konusunda ihtiyaçlarını giderecek önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Ne var ki; yukarıda bahsi geçen sektörlerin gelişiminde, mülki amirin, yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının olduğu kadar, Bayburtlu sermayedarın da sorumluluğu vardır.

Bayburt şehrinin sosyal donatı alanı (meydan, şehir içi ulaşım ağları, otopark, doğal gaz, elektrik ve telefon, kanalizasyon ve içme suyu gibi teknik donatı alanları, rekreasyon alanları, çocuk bahçeleri, pazar yeri, kreş, mezbaha, hal, toplu taşıma alanları vb.) bir kentsel dönüşüm planlaması içinde ele alınarak, tesis edilmelidir. İçme suyu arıtılmalıdır ve bunun için bir arıtma tesisine ihtiyaç vardır. Barınma olanakları nitelikli hale getirilmelidir. Hiç şüphesiz tüm bu söylenenlerde belediyeciliğin rolü oldukça önemlidir. Ancak, gelişmekte çok geri kalmış, kentsel planlamadan yoksun olan Bayburt ilinde, seçim yoluyla iş başına gelen belediye başkanlarının, bahsi geçen konularda hizmet verebilecek bilgi ve deneyime sahip olmayışı veya ilgili meslek guruplarından olmayışı veya belediye bünyesinde söz konusu çalışmaları planlayabilecek ve yürütebilecek nitelikli  ve deneyimli (Kent Plancısı, Mimar, İnşaat Mühendisi, Çevre Mühendisi, teknik eleman ve teknisyen gibi meslek guruplarından gerekli ve yeterli sayıda) eleman ve gerekli ekipmanların bulunmayışı, hizmet alımını dumura uğratmaktadır. Ayrıca, yukarıda bahsi geçen nedenlerle belediye bütçesini arttırabilecek projeler geliştirememekte ve sahip olduğu bütçe ile ancak bünyesindeki personel maaşlarını, zorunlu harcamaları, bakım ve onarım gibi palyatif hizmet giderlerini karşılayabilmektedir. Yapılması gereken, yeni kurulan şehircilik ve çevre bakanlığı sorumluluğunda, esasen kaçınılmaz olan kentsel dönüşüm çalışmalarının, hiç olmazsa tamamlanma süreci içinde  ‘’profesyonel belediyecilik’’ kapsamına alınarak, bakanlık bünyesinde oluşturulacak ilgili bir birimle acilen ele alınması gerekmektedir.

Bayburtlu sermayedar, nitelikli ve modern taşımacılığa, yiyecek ve giyime hizmet verecek büyük alış-veriş merkezlerine, spor komplekslerine, yüzme havuzlarına, hamamlara, sinemalara, kapalı ve açık kaffelere,  lokantalara, pastanelere, otellere, nitelikli ve cazip barınma mekanlarına yatırım yapmalıdır. Bunun için, bireysel girişimcilik yanında, büyük yatırımlar için kolektif çalışma kültürünün geliştirilmesine önem verilmelidir.

Ulaşım imkânları kolaylaştırılmalı ve çeşitlendirilmelidir. Ulaşım sürelerini daha kısa ve konforlu hale getirebilecek,  karayolu, demiryolu ve havayolu gibi ulaşım projelerinin geliştirilmesi ve bu bağlamda var olan ulaşım imkanlarının modifiye edilmesi, yapılması gereken ilk ve en önemli adımdır. Bu, ticari faaliyetlerin çeşitlenmesine, daha ekonomik yürütülmesine ve küçük ölçekte de olsa var olan turizm potansiyelinin (özellikle kış ve dağ turizminin) canlanmasına neden olacaktır. Ayrıca, şehirde, ilçelerde ve köylerde yaşayan halka rahat dolaşım imkanı sağlayarak, sosyokültürel ve ekonomik faaliyetlerin artmasına ve gelişimin ivme kazanmasına yol açacaktır. Bu bağlamda, ilimizin milletvekili, mülki amiri, belediye başkanı ve sivil toplum örgütleri tarafından ulaşım bakanlığının bu konuya sürekli olarak dikkatleri çekilmelidir. 

Eğer üniversite ile yakalanan bu fırsat hızlı bir biçimde avantaja dönüştürülemez ise, Bayburt’u bekleyen bir başka gizil tehlike de şu olacaktır: daha cazip mekanlarda kurulan yeni üniversiteler ve büyük metropol alanlarda gittikçe artan özel ve resmi üniversite sayısı, üniversitemize olan talepleri kıracaktır. Bir süre sonra da hem öğrenci bulmakta hem de var olan akademik ve idari personeli tutmakta ve yenilerini de istihdam etmekte zorlanacaktır.

Unutmayın ki; fırsatlar kendilerini tekrarlamaz

Son