Şehit haberleri geldiğinde haklı olarak üzülüyor, kahroluyoruz.
Teröre niye son verilmiyor? Buna niye göz yumuluyor, tedbir alınmıyor diyoruz.

Peki yıllarca biz ne yaptık?
Sınırlarımız yolgeçen hanı. Her türlü uyuşturucu, silah, kaçak mallar, sigara, çay ülkemize rahatlıkla giriyor. Bunun neması PKK ve hamilerinin cebinde.

Aldığımız savaş uçakları, uçan tabut. Suriye’de uçağımızı kim düşürdü? Üzerinde mermi izi yok. Darbe yok. Havada bir anda kilitlenip, demir yığınına dönüşüp denizin dibini boyluyor.

Basite aldığımız İran; şu anda teknolojide bizden ilerde. Uranyumu üretebilir, kendi uçağını, füzesini, arabasını yapabilir duruma geldi. Peki, biz hangi silahı yapabiliyoruz? Kendimize ait hangi aracımız, uzun menzilli füzemiz var?

İstihbaratta kendi işimizi görebiliyor muyuz? İnsansız hava araçlarımız var, buna rağmen ağır silahlar ile sınırdan geçenleri görüp önlem alamıyoruz.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemiz ajan kaynıyor, bunlara burada ne işiniz var diye soruyor muyuz?

Üyesi olduğumuz NATO bizim için ne yaptı? NATO içinde müttefik olduğumuz ülkeler, PKK nın lojistik ve maddi destekçileri. NATO çercevesin’de bu ülkelerden aldığımız silahları, destekçisi oldukları PKK ya karşı kullanamazsınız diyorlar. Kendimiz üretemediğimizden, almak istediğimiz bazı silahları bize vermek istemiyorlar. Sonra da füze savunma sistemine dâhil olup, onların savunması için biz para ödüyoruz.

NATO konusunun bütün boyutları ile masaya yatırılıp, gözden geçirilmesi gerekmektedir. Müttefikimiz olan ülkeler bize düşmanca tavır takınıyorsa, bizim uçağımız düşürülüyorsa, şapkamızı önümüze koyup yeniden hesap yapmamız gerekmektedir.

Bizim içinde olmadığımız, Atlas okyanusunda Avrupa ülkelerinin katıldığı bir savaş olsa, ülkemizde PKK problemi falan kalmaz. Hamileri başlarının derdine düşünce, uşakları kaçacak delik ararlar.

Hangi düşünce ile Almanya’dan gelen kaleşinkofları Barzani’ye, Talabani’ye verdik. Şimdi o silahlar benim askerimi vurmuyor mu? Bu silahları onlara verenler bunu nasıl izah edecekler.  Bu vebali nasıl taşıyacaklar?

Başta APO olmak üzere bölücüleri hapishanelerde niye besliyoruz? İsimlerini bizzat Öcalan'ın tesbit ettiği kişileri onun yanına niye arkadaş olarak koyduk. Onlar sınır dışı edilse, hasma karşı ülke dışında gereken mücadele yapılsa daha iyi olmaz mı? Böylece bir blöfte sona erer.

Sakın ola ki Kürt kardeşlerimizin hepsini PKK içinde görmeyelim. İstanbul un göbeğinde PKK ya haraç toplanıyorsa, Devlet olarak biz buna engel olamıyorsak, Kürt vatandaşımız kime sığınıp derdini anlatsın. Köyünü aşiretini PKK kuşatıyor, PKK ya katılmasını istiyor. PKK ile yaptıkları silahlı müsadere ye emniyet güçleri müdahale etmemişse vatandaşımız ne yapsın?

Seçim zamanı evler işyerleri dolaşılıp, PKK’nın partisinden başkasına oy verilmeyecek diye tehdit ediyorlarsa, vatandaş istediği partiye nasıl oy verecek? Seçim güvenliği nasıl sağlanacak? İstediğimiz partiye oy verince de yukarıda saydığımız yanlışlıklar düzeliyormu?

Yabancı ülke vatandaşlarına, ülkemizde mülkiyet edinme hakkını vermek  yanlış değimli? Diğer ülkeler mülkiyette sadece kullanım hakkını verirken, biz yasal olarak yabancı ülke vatandaşlarının yüzlerce dönüm arsa arazi almalarına izin veriyoruz. Biz gidip Türk Vatandaşı olarak Almanya’dan, İngiltere den, Suudi Arabistan’dan mülkiyet alabiliyor muyuz?

Sonunda diyorum ki; biz başkalarına kızacağımıza, bu yanlışlıkları niye yapıyoruz diye kendimize bakalım. Yanlışlardan dönerek, önlemimizi alalım.